Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çocukluk döneminde bașlayan, yașam boyu süren, etkilenen erișkinlerin akademik, sosyal ve iș yașamlarındaki ișlevsellikleri gibi birçok alanda günlük ișlevselliği ciddi șekilde bozan nöropsikiyatrik bir bozukluktur.
Erişkin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan kişilerde aşağıdaki belirtiler görülür.
📌Normal hayatında dahi detaylara dikkat etmekte zorlanır ve hata yapar.
📌Bir şeye odaklandığında dikkatini o odağa vermekte zorluk ve sıkıntı yaşar.
📌Bir konudan bahsedildiğinde o konuyu dinlemez ve ilgilenmez.
📌İş yerinde verilen bir görevi sürdürmekte ve o görevi izlemede güçlük çeker. Çoğunlukla başarısızlığa uğrar.
📌Özel hayatında ve iş hayatında organizasyon yapmakta zorlanır.
📌Özel hayatında ve iş hayatında odaklanması ve yoğun düşünmesi gereken işlerden sürekli kaçma halindedir.
📌Bir yere koyduğu eşyayı bulmakta zorlanır ve çoğu zaman kaybeder.
📌Bir konuya odaklanmaya çalışırken çok hızlı bir şekilde dikkati dağılır.
📌Rutininde olan işlerini aksatır ve unutur.
📌Fazla hareketlidir. Yerinde duramaz. Otururken bile eller ve ayakları sürekli hareket ettirir.
📌Hızlı konuşur. Kelimeleri hatalı söyleyebilir ve cümleleri birbirine bağlayamaz.
Erişkin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çocukluktan süregelen bir durumdur. Çözümlenmemiş ve anlaşılmamış bir rahatsızlık erişkinliğe de ilerlemektedir. Bunu erişkinlik döneminde anlamak biraz daha zordur. Çocuklukta hiperaktivite belirtileri varken, erişkinlikte dikkat eksikliği ön plana çıkmaktadır. Hastanın duygu durumunda iniş ve çıkış, özgüvende azalma görülmektedir. Hasta sürekli “sen yapamazsın, sen beceremezsin” sözleriyle suçlanır. Bu ilerleyen dönemde depresyona da neden olmaktadır.
Yaşananların hastalığın bir parçası olduğunu ve kişinin bu yüzden bu sebeple davrandığını anlamalıyız. Önce empati kurmak sonra ise eleştirmekten vazgeçmemiz gerekmektedir.