Nefes ve Yaşam Koçu Şebnem Verbeni, Cem TV’de yayınlanan Diyabet ve Yaşam Programında Şebnem Güneyman’ın sorularını yanıtlıyor. Nefesin hem diyabet hem de yaşamımız üzerindeki etkilerini açıklıyor.
Şebnem Güneyman: Merhabalar. Hoşgeldiniz Cem TV’ye. Gene Cem TV’de Diyabet Ve Yaşam programında beraberiz. Bugünkü konu ve konuklarım da her zaman olduğu gibi çok renkli. İlk konuğumu sizinle tanıştırmak istiyorum. Bu arada benim gözümde bir arpacık çıkıyor. Tek başıma sunmuyorum programı. Arpacıkla beraber elele verdik, size sunum yapıyoruz bu gün. Artık hoşgörün. Hoşgeldiniz Şebnem Şebnem Verbeni Nasılsınız?
Şebnem Verbeni: Çok teşekkürler iyiyim. Bu arada geçmiş olsun.
Şebnem Güneyman: Sağolun. Başka derdimiz olması. Bu arada tabi nefes koçu olarak geldiğiniz için, daha bir çok güzel sıfatınız var ama ben o sıfatı çektim içinden, bize biraz olsun anlatın olayları diyerekten. Nedir bu nefes durumu, nefes nedir? Nefes alıyoruz veriyoruz ama nefes nedir?
Şebnem Verbeni: Şimdi ben kendim nefesle nasıl tanıştım oradan birazcık başlamak istiyorum.
Şebnem Güneyman: Lütfen, evet, yani çünkü nefes diyoruz ama pek de bilmiyoruz.
Şebnem Verbeni: Senin de bildiğin gibi ben de aslında medya sektöründe ve kurumsal yaşamda 28 yıl çalıştım ve o kurumsal hayatın getirdiği tabi ki insanın sırtında satış ve pazarlama olduğu için epey bir stresli bir yaşam vardı.
Şebnem Güneyman: Hem de ne biçim.
Şebnem Verbeni: Sen de yaşadığın için gayet iyi bilirsin. Bir de ben işin ekran yüzünde değil, tam arka tarafındaydım ve biraz daha işte para kazanma kısmı da olduğu için stres oranı biraz daha yüklüydü. Dolayısıyla da hep bu stresten arınmak için kendim ile ilgili bulabildiğim kişisel gelişim yöntemleri ile çalıştım.
Bundan tam 10 yıl önce nefes seansına davet edildim ve nefes seansı beni çok etkiledi ve hayatıma katmaya karar verdim. Ve ondan sonra da süreç öyle bir ilerledi ki nefes koçu oldum. Medyadan ayrıldım. Şu an tamamen nefes ve yaşam koçluğu yapıyorum. İyi ki gerçekten öyle diyeyim. Nefes aslında evet hiç fark etmiyoruz ama nefes yaşam.
Bizim hayatta kalmamızı sağlayan ana madde diyeyim, oksijen, %75 yaşam enerjisi. Evet bunun yanında işte beslenme, su var asla yapılan araştırmalar neticesinde 3 hafta aç kalabiliyoruz. Bunlar tabi ki ortalama değer. 3 gün su içmeden kalabiliyoruz ama sadece 3 dk nefes almadan kalabiliyoruz. Bizim aslında yaşamla bağlantımızı sağlayan ana damar diyebilirim, ana sebep.
Şebnem Güneyman: Kesinlikle. Şimdi tabi diyabet olunca 3 hafta da aç kalamıyoruz. Hemen araya gireyim, yemeklerimizden ayırmayın bizi falan diyerekten. Şimdi diyecekler ki, Diyabet ve Yaşam programında nefes koçunun ne işi var. Çok önemli. Niye çok önemli?
Ben bir kere gittim nefes programına, yani nefes koçundan nefes alıp verme programına. Program bitti, artık kaç dakika yaptık hatırlamıyorum. Benim elim ayağım titredi, şekerim düştü. Demek ki o kadar da basit bir işlem değilmiş bu nefes alıp verme işi.
Şebnem Verbeni: Değil gerçekten de. Evet biz bunu otomatik ilk doğduğumuz andan itibaren yapıyoruz ve hiç sorgulamıyoruz. İşte biraz önce bahsettim, acıkıyoruz gerçekten yemek yiyoruz, susuyoruz su içiyoruz ama nasıl nefes aldığımız ile ilgili hiç birimiz bunun sorgu sualini yapmıyoruz. Aslında çok önemli.
Yani bizim o nefes alışkanlığı dediğimiz şey bizim aslında eşittir hayatımızın şekli, hayatımızın kalitesi. Yani ben nasıl nefes alıyorsam kapasite olarak, doğal nefesten uzaklaşmışsam yaşamım aslında o kadar limitli ve o kadar doğalımdan, kendi doğalımdan uzak yaşıyorum. Hastalık da tabi ki, yani hastalık dediğim diyabet de bir hastalık türü, ne yapıyor aslında, yaşamamızı limitliyor. O yüzden Diyabet ve Yaşam iç içe.
Ve bizler nefes koçu olarak şunu çok iyi biliyoruz ki aslında her hastalığın ana kökeni bilinçaltımızda yatıyor. Yani bilinçaltımızdaki korkular, kaygılar, endişeler orada birikip bizim hayatımızı oluşturmamıza sebep oluyor ve gün içerisinde de bunların çok farkında değiliz. Biraz otomatik yaşıyoruz.
Bizim transformal nefes dediğimiz nefes çalışmaları, senin de deneyimlediğin, evet nefes alışkanlığımız hem doğal nefes, yani o çocukken, 0 yaşındayken doğduğumuz kapasiteye, o açık nefes dediğimiz kısma getirirken aynı zamanda da bilinçaltımızda oluşmuş olan o negatif değerler, kodlar rezonans yasası gereği yapmış olduğumuz teknik bir çalışmayla yüzeye çıkıyor. Bilinçli yüzeye çıkıyor ve alan temizleniyor.
Şebnem Güneyman: Şimdi lafını böleceğim. Harika. Bebekler, benim ilk gördüğümde çok şoke olduğum ve sonradan sebebini öğrendim, bebekler böyle çok hızlı nefes alıp veriyorlar.
Şebnem Verbeni: Evet, bekleme duraksama yoktur, doğal nefes aslında. Hızlı değil de bağlantılı nefes dediğimiz, yani almadan ve vermeden önce bekleme yapmıyorlar. Çünkü ego zihin henüz devreye girmemiş.
Şebnem Verbeni: Nefesin öyle olması ne güzel. Tabi ki onlarda ego yok dediğiniz gibi. Peki, bir şey söyleyeceğim, bizim tekrar buraya dönmemiz için, ne yapıyoruz bir nefes koçuna gidiyoruz…
Şebnem Verbeni: Evet nefes seanslarıyla. Günümüzde bir çok aslında nefes çalışma yöntemleri var. Bunun en etkilisi ve kalıcısı transformal nefes dediğimiz dönüşümsel nefes. Kalıcı olarak hayatımızda, o bilinçaltımızdaki kodların değişmesi ile yaptığımız nefes seansları ile kalıcı olarak hayatımıza giriyor. Ben mesela nefesle tanışmadan önce migren hastasıydım, reflü hastasıydım, sırtımda kulunçlar vardı, şeker hastası değilim ama böyle sınıra da gelmiştim. Yani bizim o nefes alışkanlığı dediğimiz şey bizim aslında eşittir hayatımızın şekli, hayatımızın kalitesi. Yani ben nasıl nefes alıyorsam kapasite olarak, doğal nefesten uzaklaşmışsam yaşamım aslında o kadar limitli ve o kadar doğalımdan, kendi doğalımdan uzak yaşıyorum. Hastalık da tabi ki, yani hastalık dediğim diyabet de bir hastalık türü, ne yapıyor aslında, yaşamamızı limitliyor. O yüzden Diyabet ve Yaşam da nefesle iç içe diyorum.
Şebnem Güneyman: Genelde herkeste olduğu gibi.
Şebnem Verbeni: O sınırdaydım ve doktor beni hep uyarıyordu yaptığım kan tahlillerinde. Ben çalışmalardan sonra bir gün şunu farkettim. Migren atağı geçirmiyorum, reflüm için, o gün bu gündür, yani 9 yıldır ben atak geçirmiyorum. Mide ilaçları kullanmıyorum ve sırtımdaki o kulunç dediğim benim hayatımı çok etkileyen, çünkü sürekli bir ağrı ve sancı durumundaydım.
Şebnem Güneyman: O da stresten oluyor tabi değil mi?
Şebnem Verbeni: Tabi ki aynın. Gerginlikten, sürekli kasmaktan dolayı sırtta ilk önce ağrı ile başlıyor sonra da böyle kulunçlar şeklinde maalesef orada böyel yumru yumru oluşuyor. Nasıl oluyor, işte belli bir süre düzenli olarak bu nefes seanslarını yaptığınız vakit siz tekrar o doğduğunuz andaki doğal nefese kavuşabiliyorsunuz.
Şebnem Güneyman: Otomatik olarak devam ediyor muyum? Diyelim ki ben 8 kez yaptım bunu, örnek veriyorum şu anda.
Şebnem Verbeni: Genelde 10-12 seans.
Şebnem Güneyman: Tamam 12 seans yaptım. 12 seans sonra benim nefes alıp vermemde ne gibi bir değişiklik olacak.
Şebnem Verbeni: Açık nefes dediğimiz bir nefese kavuşacağız. Yani almadan ve vermeden önce bekleme yapmayacağız. Şimdi gün içerisinde tabi ki biz 30 bin ile 40 bin arasında nefes alıp veriyoruz ve bunu takip etmemiz olanaksız. Çünkü yaşam içerisindeyiz. Mutlaka üzüldüğümüz vakit, kızdığımız vakit nefesimizi tutarız veya ağladığımız vakit, dikkat edersin.
Veya çok korktuğumuz veya paniklediğimiz vakit nefesi tutma alışkanlığımız var. Zaten işte 3 yaşından itibaren bebek doğuyor 0 yaş, 3 yaşına geldiğinden itibaren dünyayı öğrenmek için ne yapıyor, işte sorular soruyor ve duydukları karşısında, özellikle ebeveynlerden duydukları karşısında o hissetmek istemediği korkular ve kaygılar; işte annesinin ağzından çıkan negatif cümleler, babasının ağzından çıkan negatif cümleler çocuk için değerli çünkü yaratıcıları.
Çocuğun yaratıcısı ve çocuk öyle zannediyor. Ve nefes tutma alışkanlığı oradan başlıyor. Dolayısı ile bu, böyle yaşam içerisinde biz limitli nefes alışkanlığına dönüşüyor. İşte diyafram kasımız tembelleşiyor ve limitli nefes alıyoruz.
Şebnem Güneyman: Şimdi o diyafram kısmı tembelleşiyor. Esasında bütün sunucular ve spikerler ve işte artık ekranda olanlar, sahnede olanlar için çok önemli bir konu. Yani nefes, hatta noktalama işaretlerini koymuşlardır, belki nefes alıp vermeyi daha bir dengeleyelim diye, çocukken öyle öğrenmiştik. Ancak şimdi zaten yaşadığımız hayat, yani ne kadar ben rahatım, hiç bir şeyim, stresim yok deme şansımızın olmadığı hayat maalesef yani. .
Şebnem Verbeni: Çok önemli evet. Günümüzde gerçekten doğal nefes almak çok daha önem kazandı. Neden? Özellikle büyük kentlerde ne yapıyoruz, hep ayakta durmak, güçlü gözükmek, yaşam dediğimiz şeyle mücadele etmek için çaba içerisindeyiz ve aldığımız nefesi de aslında o çaba ile tüketiyoruz ve bedene çok fazla yük biniyor. İşte ben mesela çalışma hayatı içerisindeyken her yıl spor merkezlerine yazılmışımdır ve en fazla 1 ay gitmişimdir.
Uzmanın Megareform profil sayfasını incelemek için: Nefes ve Yaşam Koçu Şebnem Verbeni
Kendisinin Instagram hesabını görmek için buraya tıklayınız.