Emine Elesgerova: Sabahınız hayır aziz izleyiciler. Bugün EmpaTV’ nin konuğu yine men, Emine, yaşam koçu. Bugün EmpaTV’nin konuğu ben Emine ve benim konuğum, benim hocam Arzu Hoca. Arzu Hoca buraya gelmişti, seminer ve eğitim vermeye. Çok sağ olsun, bizim davetimizi yere salmadı ve bizim bugün, EmpaTV’nin konuğu oldu. Arzu Hoca, merhaba.
Arzu Karagöz: Merhaba.
Emine Elesgerova: Hoş geldiniz.
Arzu Karagöz: Hoş buldum, teşekkürler.
Emine Elesgerova: Nasılsınız?
Arzu Karagöz: Harikayım, her zaman ki gibi. Siz nasılsınız?
Emine Elesgerova: Çok teşekkür ederim, hocam. İyi olasınız. Hocam bugün sizinle isterdim; “Kuantum nedir?”, kuantum hakkında konuşak ve bana Instagram üzerinden çok soru geldi kuantum hakkında. İsterdim onu cevaplayasınız. Kuantum nedir?
Arzu Karagöz: Kuantum düşünce tekniği; enerjinin parça… Atomu… Bilim adamları atomu parçalamışlar ve bunun içerisinden çıkan elektron, nötronların içini de parçalamışlar ve en küçük parçaya, buna bilinç demişler. Yani bizim düşüncelerimizi temsil ediyor aslında. Yaydığımız enerjiyi temsil ediyor. Gözlemcinin gözlenen üzerinde etkisi vardır, diyoruz biz kuantumda. Görünmeyen enerjiler yani evrende her şey bir enerji. Siz, ben, oturduğumuz koltuklar, bu bina… Her şey bir enerjiden ibaret.
Fakat biz bunu sadece gözle… Ya aradaki enerjileri göremiyoruz, baktığımızda görebiliyoruz. Gözlemcinin gözlenen üzerinde etkisi vardır, diyoruz. Bilim adamları çift yarık deneyi yaptı. Bu YouTube’ da da var. Arkadaşlar izleyebilirler, eğer şey yaparlarsa. Baktığımızda görüyoruz, bakmadığımız zaman enerjiler kendi etrafında hareket ediyorlar ve buna… Bu bilinç, bizim düşüncelerimizi de temsil ediyor aynı zamanda.
Hayatımızı temsil ediyor. Her şey… Düşündüğümüz her şey evrene gidiyor, yedi saniye içerisinde ve evrenin zaten her zaman o evet yani ‘Hayır!’ı da yoktur. Bu yüzden düşüncelerimiz, duygularımız çok önemli, yaşantımızda. Hayatı duygularla yaşıyoruz zaten. Bilinçaltını etkiliyor aynı zamanda, bilinç dediğimiz taraf da. Bunlar bizim kendi gerçekliğimiz oluyor. Kendi hayatımıza çekiyoruz her şeyi, düşüncelerle.
Emine Elesgerova: hocam, kuantumla geçmişimizi… Yani temizleyebilir miyiz?
Arzu Karagöz: Kuantumla geçmişimizi temizlemek diye bir şey yok. Çünkü yaşanmışlıkları temizleyemeyiz, maalesef. Sadece dönüştürebiliyoruz. Yani geçmişi dönüştürmek de değil, travmaları, orada yaşanmışlıkları dönüştürebiliyoruz.
Emine Elesgerova: Travmalarımızı…
Arzu Karagöz: Şimdi şöyle bilinçaltı, resimlerle çalıştığı için gerçekle hayali ayırt edemiyor. Gerçekle hayali ayırt edemediği için biz eski zaman… Eskiden yaşadığımız travmaları farklı bir resimle dönüştürerek oradaki duyguları da dönüştürüyoruz aynı zamanda. Zaten dediğim gibi duygularla yaşadığımız için zamanı duygularımız etkileniyor. Biz olayı hatırladığımızda üzülmüyoruz. Orada hissettiğimiz duygu, bizim canımızı yakıyor.
Emine Elesgerova: Evet, evet Hocam. Evet.
Arzu Karagöz: O yüzden biz de geçmişe gidip… Yani oradaki resmi ve duyguyu dönüştürüp şimdiki zamanda onun yerine farklı bir resim ve farklı bir duygu ekliyoruz. O zaman, o geçmişte yaşadığımız şeyler canımızı yakmıyor.
Emine Elesgerova: Evet, bildim. O zaman ben size Instagram üzerinden gelen sorulardan vereyim. Sonra yine…
Arzu Karagöz: Tabi.
Emine Elesgerova: …kuantum hakkında konuşuruz, Hocam. ‘Heyecanımı nasıl yok edebilirim?’
Arzu Karagöz: Heyecanımızı yok etmek için nefes teknikleri var. Nefes tekniklerini kullanabiliriz. 4-4-4 nefesi. Dört alıyoruz, dört tutuyoruz ve dört saniye sonra da veriyoruz ya da çapraz nefes dediğimiz; sağ taraftan burnumuzu kapatıyoruz, soldan nefes alıyoruz. Soldan… Soldan aldığımız nefesi tutuyoruz, kapatıyoruz, sağdan veriyoruz, geri alıyoruz. Tekrar bu şekilde, hani kapatıyoruz. Soldan veriyoruz, soldan alıyoruz. Bu şekilde bir üç-beş dakika yaptığımız zaman heyecanımızı dindirebiliriz.
Heyecanımızı geçirmenin en güzel yolu nefes teknikleri ve anda kalmak ve heyecanını fark etmek. Çünkü biz, fark etmediğimiz şeylerle sürekli savaşıyoruz. Kabul etmediğimiz şeylerle sürekli savaşıyoruz. “Ben heyecanlanmıyorum” ya da “Ben çok heyecanlanıyorum” diyoruz. “Evet, ben heyecanlanıyorum, heyecanlanıyorum ya bunda bir şey yok yani”.
Bu, hayatın normalde olması gereken bir şeyi. “Tamam, evet heyecanımı kabul ediyorum ve ben bunu şimdi, şu anda dönüştürüyorum” dediğimizde dönüşüm başlıyor zaten. Fark etmek bir şeyleri, anında dönüşüme geçirme enerjisini hareketlendirip, dönüşüme geçiriyor.
Emine Elesgerova: Evet.
Arzu Karagöz: Bunun haricinde de mesela, ne için sorulmuş soru bilmiyorum yani hangi konuda çok heyecanlanıyor kişiler? Genellikle öğrenciler için tavsiye ederiz mesela. İşte öğrenci sınava girecekse ya da bir iş görüşmesine gidecekse kişi, bir hayali varsa… Bu çok güzel bir teknik, arkadaşlar. Buradan bunu vereyim. Gerçekten kendimin de kullandığı, hatta zenginlerin dahi uyguladığı bir teknik.
Emine Elesgerova: Evet.
Arzu Karagöz: Bir iş görüşmeniz var, bir toplantınız var. Yapacağınız, başarmak istediğiniz bir şey var, varsayalım ki. İşte sınava gireceksiniz ya da iş görüşmesi… Bunlar üzerinden herkes kendi hayaline ya da yapacağı şeye göre değerlendirsin. Öğrenci sınava girecek; önce evden çıktı, işte binadan indi, nereye yürüyecekse oraya doğru gidiyor, sınav merkezine girdi, sıraya oturdu, sınav yönetmenliği geldi, kitaplar verildi. İşte açtı, çözüyor falan… Bunları böyle birebir yaşıyor, gözleri kapalı. Çünkü bilinçaltı, gerçekle hayali ayırt edemiyor ya. Bunu bir yaptı sonra filmi geri sarıyoruz. Yani bir film gibi düşünün.
Filmi geri sardınız, eve geri girdiniz, tekrar evden çıktınız, sınav merkezindesiniz ya da iş görüşmesindesiniz. Tekrar geri sarıyorsunuz. Bunu başta yavaş yavaş yapıyorsunuz. Yavaş yavaş yapıyorsunuz. Daha sonra artık bunu bilinçaltı kabul etmeye başlıyor. Bu sefer hızlı bir şekilde yani git-gel, git-gel… Evden çıktın, arabaya bindin, sınav merkezine gittin, sıraya oturdun, soruları çözdün. İşte sınav sonuçlandı, kazandın. Hop geri geliyorsun. Gidiyorsun, geliyorsun, gidiyorsun, geliyorsun.
Çok hızlı bir şekilde, bunu yirmi-otuz kez tekrarladığında bilinçaltı diyor ki; “Gerçek miydi, hayal miydi, ben bu sınavı geçtim, başardım mı yoksa şey miydi?”. Tekrarlamaya devam ettikçe, her gün düzenli bir şekilde, ne oluyor? Bilinçaltı bunu gerçek kabul ediyor ve inandığı şeyi de yaşar zaten. Bunu iş adamları olsun, zenginler olsun, herkes bu tekniği uyguluyor arkadaşlar. Ben de uyguluyorum.
Emine Elesgerova Hocam onda… Yani biliyoruz ki sınava gideceğim, bunu önceden biz yani evde… Yani kaç gün önce…
Arzu Karagöz: Pratika yapıyoruz.
Emine Elesgerova: Kaç gün önce yapmak lazım, yoksa gün sorun değil mi?
Arzu Karagöz: Yani bunu mümkün olduğunca önceden, işte bir-iki ay önceden başlayabilirsiniz. Çünkü niye? Bilinçaltını inandırmamız gerekiyor. Resimlerle çalıştığı için bakacak ki her gün aynı şeyi yapıyor.
Emine Elesgerova: Anladım.
Arzu Karagöz: Biz ne yapıyorduk? İnandıklarımızı hayatımıza çekiyorduk. Çünkü bilinçaltı, neye inanırsa onu kabul ediyor. Gerçekliği sanıyor. Gerçekle hayali ayırt edemediği için de… Mesela buraya gelmeden önce varsayalım ki işte ben, birkaç ay önceden, burada programda konuk olacağımı biliyordum. İşte ne yaptım? Otelimden çıktım, sen geldin, beni aldın, buraya girdik.
Nasıl geçmesini istiyorsam bu programın, onun hayalini kurdum. Yani bir toplantınız var, bir ihale alacaksınız, bir şey alacaksınız varsayalım. O toplantının sizin için nasıl geçmesini istiyorsanız, o toplantıdaki kişileri canlandırıp işte size ne söylemesini istiyorsunuz ya da bir iş görüşmesine gideceksiniz.
Örnek veriyorum; bir manat bir maaş isteyeceksiniz, adamların bunu kabul etmesini istiyorsunuz, patronlarınızın. Siz bu teklifi sunuyorsunuz, patronunuzun size ‘evet’ cevabı verdiğini… Sürekli bu filmi yaşıyorsunuz, sürekli bu filmi yaşıyorsunuz ve yazdığınız o senaryo gerçek oluyor. Çünkü bu hayatın senaristleri biziz. Biz kendi hayatımızın filmini yazdık, başrol oyuncusu da kendimiz olduk, senaryomuza da… Yani o insanları biz koyduk. Baktık ki hayat çekilmez…
Emine Elesgerova: Evet.
Arzu Karagöz: …sil! Yeniden yaz! Yazmanın gücü de buradan geliyor zaten. Yani ben kendi hayat senaryomu yazarken o senaryoya seni eklemişim, sen beni eklemişsin, burada olmayı eklemişiz farkında olmadan. Yani bunlar, bu dünyaya gelmeden önce yaptığımız şeyler zaten.
Emine Elesgerova: Evet, Hocam.
Arzu Karagöz: Ne bir… Aynı zamanda da bir tekamül yolcusuyuz. Buralardan almamız, öğrenmemiz gereken şeyler olduğu için, şükürler olsun buradayız.
Emine Elesgerova: Evet, Hocam. Çok teşekkür ederiz. Sabah sabah çok güzel bir teknik verdiniz izleyicilerimize. Kim isterse, edebiler. Hocam, sonra böyle bir soru var; “Kuantumla en çok hayatımda neyi değiştirebilirim?”
Uzmanın Megareform profilini incelemek için ; Arzu Karagöz
Kendisinin Instagram hesabını görmek için buraya tıklayınız.