Liderliğin Karanlık Yüzü ve İş Hayatında Kadın Olmak – Selda Başak

Liderliğin Karanlık Yüzü ve İş Hayatında Kadın Olmak – Selda Başak

Sunucu: Woman TV ekranlarına, Yeniden Başla’ ya hoş geldiniz, sevgili izleyenler. Ben, İnci Bekarlı. Yine, size yeniden başlamak için aslında bazı şeylerden vazgeçmemiz gerektiğine dair bir konuyla karşınızdayız. Biz, daha yeniden başlarken önümüze engel olan bir şey var. O da, mesela bizim bağımlılıklarımız. Bağımlılıklarımızdan vazgeçemeden yeniden başlayamıyoruz. Şimdiki konuğumu takdim etmek istiyorum, size. Çünkü bu konulara da değineceğiz biraz kendisiyle. Selda Başak bizimle. Mindfulness ve Şefkat Eğitmeni, aynı zamanda profesyonel koç. Hoş geldiniz Selda Hanım, nasılsınız?

Selda Başak: Merhaba. İyiyim, çok teşekkür ederim davetiniz için öncelikle.

Sunucu: Biz teşekkür ederiz. Öncelikle şimdi, sevgili Zerrin Zindancıoğlu’ ndan da bahsetmek istiyorum. Kendisinin vesilesiyle hem tanışmış olduk sizinle.

Selda Başak: Evet.

Sunucu: Yine onun bünyesinde bir eğitime başlıyorsunuz. 28 Kasım’ da sanırım, değil mi?

Selda Başak: Evet. Pazartesi, 28 Kasım’ da “Bağımlılıklarımıza Farkındalıkla Bakmak” adı altında bir eğitim düzenledik. Bir eğitim programımız var. Eğitim demeyelim, tam bir program düzenledik.

Sunucu: Evet.

Selda Başak: O programı da işte heyecanla bekliyoruz, bakalım başlamasını.

Sunucu: Evet. Ben de çünkü çok merak ettim, konuyu görünce. Hepimizin aslında baktığımızda bir takım bağımlılıkları var. Ve bunlar da şimdi hayata yeniden başla derken de engel teşkil ediyor. Çünkü işte madde bağımlılığı var, işte yeme-içme bağımlılığı var. İşte lüks tüketim, alkol bağımlılığı, kıyafet bağımlılığı, insan bağımlılığı, ilişki bağımlılığı… Bitmek bilmeyen bağımlılıklarımız var ve tabi korkularımız da var, elbette. O yüzden onlar, her zaman yeniden başlarken bize engel teşkil eden konular. Bunlara değineceğiz. Farkındalık nasıl kazanılır? Bunları konuşacağız sizinle ama öncelikle Selda Başak kimdir? Biraz sizden dinleyelim mi?

Selda Başak: Peki, 54 yaşındayım. 17 yaşında bir oğlum var. Evliyim. Mindfulness ve Şefkat Eğitmeniyim. Aynı zamanda profesyonel koçum. Bunun altında da işte nefes koçu, yoga eğitmeni diye açılımları devam ediyor.

Sunucu: Evet. Balık burcusunuz ve anladığım kadarıyla bu tür konulara aslında gelen, Balık’ tan bir merak olduğunu düşünüyorum. Çünkü Balıklar hep böyle daha manevi işlerle ilgilenmeyi severler. İşte yogadan bahsettiniz. Tam bir Balık burcunun mesleği gibi geldi. Bu da meslek hastalığı olsa gerek sanırım. Ben de astroloji konuşmadan geçemiyorum…

Selda Başak: Evet.

Sunucu: …bazı yayınlarda. Evet, bir yandan da ‘Şefkat Eğitmenliği’ nedir? Çok da merak ettim. Sormadan geçemeyeceğim.

Selda Başak: Mindfulness ve Şefkat Eğitmeni olarak tabi ki önce tanımlayabilirim. Mindfulness’ ın Türkçe karşılığı ne yazık ki yok. Bunu tamamen dikkatin bir niteliği olarak belki yorumlayabiliriz. Çünkü ‘an’da yaşamıyoruz.

Sunucu: Evet, yaşamıyoruz.

Selda Başak: O ‘an’a getirmek durumumuzu, daha bir farkındalıkla. Yani belki bunu bir fotoğraf makinesinin merceği gibi düşünebiliriz. O anki duruma, oraya fokuslamak.

Sunucu: Evet. Şimdi farkındalıktan biraz bahsedelim isterim. Çünkü son zamanlarda, özellikle pandemiyle birlikte, bir farkındalık kazanma söz konusu oldu sanki. Herkes “Aa! Benim farkındalığım gelişti” diyor. Ama farkındalığın gelişmesi de bir eyleme dönüşmedikçe sanırım pek bir anlam ifade ediyor mu, etmiyor mu? Sizden dinleyelim. Farkındalık nedir ?

Selda Başak: Farkındalık, biraz evvel de söylediğim gibi dikkatin bir niteliği aslında. O andaki duruma açık, nazik, yargısızca, arkadaşça bakabilme. Yani öncelikle, daha önce öğrenmişliklerimizi bir tarafa bırakarak, tamamen o duruma yargısızca, hiçbir şekilde fikir yürütmeden o anı görebilme yetisi aslında.

Sunucu: Peki, nasıl edinebiliriz farkındalığı?

Selda Başak: Farkındalık pratikleri, diye söyleyebilirim. Ne bunlar? İşte hani o kadar anda değiliz ki insan olarak, sürekli bir koşuşturma içerisindeyiz. Ve buna teknoloji de çok destek oluyor zaten. O anda olabilmek için. Ve sürekli bir ilgi yoğunluğu var, çevremizde. Bu durum içerisinde farkındalığımızı da farkındalık pratiklerine… Destek bize, oluyor. Çünkü sanki… Yani mesela bir su içiyorsunuz, o suyu fark ederek içmek. İşte ona elimi getirip, bardağı kaldırmak gibi. Hani ne oluyor o sırada? Beden farkındalığımız da yok. Genelde hep kafada yaşıyoruz.

Sunucu: Evet.

Selda Başak: Biraz yapma halinden, olma haline gelmek gibi. Beden farkındalığı… İşte geçmiş ve gelecekten şu ana gelmek. Sonrasında da ayrıştırma dediğimiz o durumun bize ne yaşattığı. Hani “Hoşlanıyor muyum, hoşlanmıyor muyum?” tarafını fark etmek aslında.

Sunucu: Evet. Şimdi kendimden bir örnek vermek istiyorum. En azından izleyenlere de belki bir fikir olur, diye. Astroloji öğrendikten sonra ben de şu lafı kullandım; farkındalığım gelişti. Evet, Neden bunları yaşadım, neden yaşıyorum? Bunları anlamama çok önemli bir vesile oldu. Fakat bunları değiştirebilmek için benim, farkındalığımın olması yeterli olmuyor. Benim bir eyleme geçmem gerekiyor. Ne yazık ki, sanırım orada tıkanıyoruz.

Bir şeyleri fark ediyoruz. Benim gibi birçok insanın da özellikle kendiyle biraz daha baş başa kaldığı zamanlarda, daha çok fark edebildiğini keşfettim. Ama işte o bırakma korkusu mu diyelim ona yoksa alışkanlıklar mı, bağımlılıklar mı diyelim… Eyleme geçmemizin önüne engel oluyor, ne yazık ki. Burada ne yapabiliriz?

Selda Başak: Şimdi, önce dediğim gibi anda değiliz. O ana gelebilmek için de fark etmek gerekiyor, o rahatsızlığı. Gerçekten o durum bizi rahatsız ediyor mu? Rahatsız etmeyen bir durumdan da eyleme geçemiyoruz, ne yazık ki. Tabi eyleme geçebilmek için de bazı zamanlarda kafa karışıklığımız var. Nasıl geçeceğiz, o eyleme? Bir takım bilgi eksikliklerimizden dolayı da geçemiyoruz, harekete. İşte bu farkındalık pratikleri -yine, oraya döneceğim- bize çok destek oluyor. Bir yemeği yerken mesela, nasıl yiyoruz? O kadar çabuk yiyip, kalkıyoruz ki ne yediğimizin bile farkında değiliz.

En azından günde bir tane yaptığımız eylemi farkındalıkla yapabilmek bizi, o ana getiriyor. İşte bir yemeği, farkındalıkla yemek ama nasıl yemek? İşte önce onu bir görmek. Dokusunu, rengini, kokusunu… Sonra ağzıma götürürken onun tadı nasıl? Onun tadını almak… İşte bedenime yansıması nasıl? Çünkü bizler, farkındalık pratikleriyle beden farkındalığını da ediniyoruz.

Tabi ki bu ilk başta nefesle oluyor, aslında. Nefesimizi fark etmekle oluyor. Ve bunun da devamı fark ede ede, sanki kas yapar gibi… Çünkü bir şeyi bilmediğimiz zaman da nasıl bedene tanıtacağımızı da bilmiyoruz. Onu bedene tanıtmak ve tanıttıktan sonra da önceki halimiz gibi olmuyoruz.

Sunucu: Evet.

Selda Başak: Biliyor, beden nasıl yapacağını.

Sunucu: Peki, bu şimdi eyleme geçme meselesi var ya, en zor olan. Bunlarla ilgili ne gibi pratikler var. Yemek üzerinden şimdi yola çıktık ama mesela artık yeniden başlamak lazım. Sıfır… Tabi ki bir şeylere başlarken işin ne yazık ki en vazgeçilmez kısmı, ekonomi kısmı, değil mi? Ya hayatta artık nefes almak dışında her şey için ödediğin bir bedel var. Bazen sıfırı tüketiyorsun, her anlamda. Hem maddi hem manevi…

Bu insanlar elbette, bir şeyleri neden yaşadığının farkına varıyor. Kimi yaptıklarının bedelini ödüyor, kimi öğrenmesi gereken bir ders varsa bunu görüyor. Ama tekrar harekete geçmek zorunda. Sonuçta nefes aldığımız sürece hayat devam ediyor. Yeniden başlamak, eyleme geçmek için neler yapabiliriz?

Selda Başak: Şimdi öncelikle her sabah uyanıyoruz, değil mi? Kalkmayacağım ben bu yataktan, deme şansımız yok.

Sunucu: Yok.

Selda Başak: Dolayısıyla yataktan –her ne oluyorsa, her şeye rağmen- yeniden kalkma cesaretini gösteriyoruz. Dolayısıyla her gün, yeniden başlıyoruz. Her gün, farklı bir gün. Aynı gün değil, bana göre. Dolayısıyla o günü nasıl yaşamak istiyorsam, o şekilde uyandığımda o günü de öyle getiriyorum. Evet, her şey olumlu diye gidecek bir şey yok. Olumsuz da olabilir ama her yaşadığım olaydan da ders çıkarıyor olmak. Çünkü her şey, bana bir şey öğretmek için geliyor.

Oradan görmek ve bunun bana faydası ne? Sonuçta o olay bana göre, bizi dengeye getirmek için geliyor. Çünkü bazen yine farkındalık olmadan yaşıyoruz, oto pilot dediğimiz alanda. E bu şekilde yaşarken de kayboluyoruz. Ve bizi o ‘mış’ gibi gördüğümüz olaylar, bir nehirdeki gibi sürüklüyor bir yere kadar. Direnç gösteriyoruz. Hani kendi öğrenmişliklerimle ‘olmamalı’, ‘etmemeli’ diye yaklaşıyoruz. E böyle yaptığımız zaman da orada bir direnç çıkıyor. Biraz daha dışarıdan bakabilme öğretisini kendimize… Belki dışarıdan bakabilmeyi öğrenmek.

https://www.womantv.com.tr/liderligin-karanlik-yuzu-ve-is-hayatinda-kadin-olmak-1454v.htm

Uzmanın Megareform profil sayfasını incelemek için ; Selda Başak

Kendisinin Instagram hesabını görmek için buraya tıklayınız.

Yorum Ekle

© 2021 Megareform © Tüm hakları saklıdır.