Ritmoterapist Sayın Cenk Güçbilmez ile ‘Sesinizi Tanımak ve Titreşimlerinizi Hissetmek’ üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Sizi tanıyabilir miyiz? Kurumsal hayatın içindeyken yaşam tarzını nasıl değiştirdiğinizden biraz bahseder misiniz?
Merhabalar ben Cenk Güçbilmez.1976 İstanbul doğumluyum. Kocaeli Üniversitesi İşletme Bölümünü bitirdim. 15 senelik ithalat – ihracat sektöründeki kurumsal deneyiminden sonra müzik-ses-ritim ekseninde yoluma devam etmekteyim. Dış ticaret şefiydim, önceki hayatımda. Tabi bu süreç içerisinde aslında hep hayatımda müzik vardı.
15 yaşımdan beri, bir kere çok yoğun olarak müzik dinliyorum. Üniversiteden itibaren de, perküsyonla ve vurmalı çalgılarla çalışmalar yaptım. Eğitimler aldım. Okay Temiz’den ve Engin Gürkey’ den yaklaşık bir 6-7 sene süren eğitimler den bahsediyorum.
Onlarla beraber sahne aldık. Sonra kendi gruplarımı kurdum. Özellikle Afrika müziği ve Afrika ritimlerine olan çok ilgim vardı. Bu bağlılığımla beraber ortaya çok güzel çok keyifli çeşitli projeler çıktı. Bir 7-8 sene kadar da işte bu tarz bir müzikle sürekli haşır neşir oldum.
Kurumsal yaşam ve müzik, hepsi beraber, paralel gidiyordu. işyerinde streslendiğim ve gerildiğim zamanlar olsa bile her zamanbir şekilde müzikle dengemi kuruyordum.
Yaş ilerledikçe iş hayatındaki o stres daha artmaya başladı. Çünkü bana daha fazla sorumluluk verilmeye başlandı. Benim de çok açıkçası hayat amacım kurumsal yaşamda; ‘CEO olayım, genel müdür olayım’ hiçbir zaman olmadı açıkçası. Her zaman müzikle ilgili bir beklentim vardı.
on dönemlerde bu aşırı stres ve müziğin de orada aslında yapmış olduğum müziğin de artık yetersiz kalması, bende bir takım fiziksel ve zihinsel anlamda çeşitli rahatsızlıklar ortaya çıkarmaya başladı. En başta bedenimde yoğun biçimde hazımsızlık problemleri ve tabi ki strese bağlı olarak zihinde de baş ağrıları ve omuzlarda ağrılar, boyunda ağrılar şeklinde kendini göstermeye başladı.
Ve içten içe açıkçası kendime diyorum ki; “Bu benim istediğim hayat değil ve ben bunun içerisinde eriyip gidiyorum, yok olmaya başladım”. Ve tam da bu süreç içerisinde… İşte bu her şey niyetle çalışıyor, biliyorsunuz. Tam o niyet içerisindeyken bir Belçika ses şifacısıyla tanıştım, İstanbul’ da.
O benim açıkçası bu yoldaki, işte dönüm noktam oldu diyebilirim. Onunla yaklaşık bir hafta boyunca çalışmalar yaptık. Tibet kaseleriyle çalıştık ve ‘Beden sesi kendi sesimizin şifasını nasıl kullanırız?’ la ilgili eğitimler aldım.
Ve o eğitimleri kendi hayatıma, o anda uygulamaya başladım ve bunun özellikle stresle baş etmede çok faydalı olduğunu gördüm. Ve benim de hayatım o sırada oldukça stresliydi. Bu çalışmalar o kadar yoğun stresin altında bile benim dengeyi bulmama yardımcı oldu. Sonra kendi etrafımdaki arkadaşlarıma, çevremde bunları uygulamaya başladım ve sistemin çalıştığını gördüm ve bu bende böyle inanılmaz bir farkındalık yarattı.
Yani hem merak uyandırdı hem de ‘Vay! Bu sistem çalışıyor’ dedirtti bana. Çünkü bir de o dönemler ben çok fazla sol beyinli bir insandım.
Yani ses şifası gibi konulara da çok yakın olan bir insan da değildim ve tamamen bu tarz etkinliklere ve çalışmalara karşı tabularım vardı diyeyim. Oradaki bütün dirençlerim, önyargılarım ses vasıtasıyla kırılmaya başladı.
Bu konuda daha derinleşmek istedim ve İngiltere’ye gittim. İngiltere’ de bir hafta on günlük İşte kristal kase, Tibet kaseleri, davul ve yine sesle ilgili eğitimler aldım. Ve orada ufkum daha da genişledi ve daha çok bilgiyle tekrar Türkiye’ ye geri döndüm.
Sonra da Peter Hess Akademi’ sinden ses masajı eğitimi aldım ve orada sesi bireysel olarak nasıl kullanabileceğimi öğrendim ve daha sonra pek çok çalışmalar yapmaya başladım. Çeşitli etkinliklerde yer almaya başladım. Tabi bu esnada artık kurumsal hayatı bıraktım. Şu anda tamamen sesi kendi hayat merkezime koyarak yoluma devam ediyorum.
Ses meditasyonu nedir?
Ses meditasyonu, çeşitli ses araçlarını; bunlarda şu an, genel olarak en çok kullanılan aletler; Tibet kaseleri, kristal kaseler, gong ve davul. Bu enstrümanları kullanarak, meditasyon dediğimiz pratiğin daha derinleşmesini sağlamak olarak tanımlayabiliriz.
Özet olarak söyleyeceksek bu. Tabi bu ses meditasyonu esnasında normal meditasyonda, kendi kendinize yapmış olduğunuz meditasyonda, zaman zaman çok fazla derinleşemiyorsunuz. Bunun tabi biraz, aslında beyin dalgalarıyla tabi, çok alakası var.
Kendi kendinize yapmış olduğunuz çalışmalarda zihne çok fazla düşünce gelebiliyor. Dışarıdan rahatsız edici efektler olabiliyor ve sizin tam anlamıyla o meditasyon haline, yani Alfa haline geçmenizi biraz zorlaştırıyor.
Fakat ses bu anlamda size bir koruyucu, bir alan aslında, bir en başta sağlıyor ve o alan içerisinde kendinizi sese bıraktığınız zaman, kademe kademe beyin frekanslarınız değişmeye başlıyor. Beta’ dan Alfa’ ya, daha sonra da en güzel kısmı, Theta’ ya geçişi çok kolaylıkla sağlıyor.
Ses Masajının en önemli faydaları nelerdir?
Ses masajının katılımcılar üzerinde birçok olumlu etkisi var. Bunların en başında gelenleri şöyle sayabilirim :
• Beden Zihin Ruh dengesini sağlar
• Derin gevşeme sağlar
• Kişinin özgüven duygusunu güçlendirir
• Sağlığa katkıda bulunur. Dengeler, yeniler, zindelik verir
• Kişinin bedenini algılamasını onunla barışık olmasını sağlar
• Yaratıcılığı ve motivasyonu arttırır.
Siz Peter Hess Akademi’den eğitim aldım demiştiniz. Peter Hess kimdir?
Fizik Teknoloji Mühendisi olan Alman Peter Hess 1984 yılından itibaren Nepal, Tibet ve Hindistan’da yapmış olduğu gezilerde ses kaseleri ile tanışmış. Uzun süre bu seslerin insanlar üzerindeki etkilerini araştırmış, deneyler yapmış ve “Peter Hess Ses Masajı” yöntemini geliştirmiş.
Peter Hess Instute (PHI) yaklaşık 30 yıldır, Almanya’nın bir çok kentinde faaliyet göstermektedir. Ayrıca Almanya’nın dışında da 22 Peter Hess Akademisi mevcuttur. Bu enstitülerde ve akademilerde çeşitli uygulamalar ve eğitimler verilmektedir.
Eğitim alan kişilerin sayısı 15.000 ‘i geçmiştir. Nörobiyoloji, pedagoji, psikoloji ve diğer bilim dallarında yapılan araştırmalarla beraber eğitimler sürekli yeni bilgilerle donanmakta ve güncellenmektedirler.
Verilen eğitimlerde, seslerin etkileri ve uygulamalarda edinilen tecrübeler aktarılırken danışanlarla yapılan titiz çalışmalar ve sorumluluk bilincinin önemi vurgulanır. Çok sıkı ve titiz bir eğitimden geçmiş olan kişiler, profesyonel olarak uygulama yapmaya hak kazanırlar.

Son zamanlarda oldukça rağbet görmeye başlayan başka bir alan da Ses Masajı. Ses masajı nedir ve tam olarak nasıl uygulanmaktadır?
Ses Masajı fizikterapide kullanılan klasik anlamdaki masaj değildir. Ses kaselerinin (ses çanakları) kişinin giyinik bedeninin belli yerlerine konulup, çanaklara nazikçe vurulması sonucunda, ses çanaklarından çıkan titreşimlerin bedene yayılması temeline dayanır.
Ses çanağının titreşimleri dalga dalga önce deri yüzeyinde, sonra dokularda, sonra organlarda, kemiklerde yayılır. Bazı hassas kişiler bu titreşimleri ayak tabanlarından saç diplerine kadar hissedebilirler.
Bu yöntem dünyanın doğusundaki binlerce yıllık deneyim ve bilgilerden yola çıkılarak geliştirilmiş bir batı yöntemidir, aynı zamanda bütünsel bir gevşeme sağlar.
Son olarak Megareform okuyucularına ne tavsiye edersiniz, onlara ne demek istersiniz?
Yoğun ve hızlı hayatınızı bir süre de olsa durdurup, ben ne yapıyorum diye kendinize bakmak mı istiyorsunuz?
Üzerinizde almanız gerekenden fazla yük mü var? Stres içinde kendinizi boğulmuş mu hissediyorsunuz?
Zihninizi sakinleştirmek, kaygılarınızı azaltmak, beden ve ruhunuzla dengelenmek mi istiyorsunuz?
Güzel ve güçlü yanlarınızı keşfedip farkındalığınızı artırmak mı istiyorsunuz?
Sesinizi tanımak, titreşimlerinizi hissetmek mi istiyorsunuz?
Bu ve benzeri durumlarınız söz konusu ise sizleri “Ses Meditasyonu” ile tanışmaya ve bu harika denetimi tatmaya bekliyoruz.
Çalışma sürecinde “Ses” ile ilgili bilgilendirici seminerden sonra katılımcılarla beraber Beden Sesleri, Tibet – Kristal kaseler, gong ve terapi davulu aracılığı ile ses yolculukları yapılmaktadır. Yenilenmek, dengelenmek ve zinde hissetmek isteyen herkesi bekliyoruz.