Hayatımıza Dahil Ettiğimiz Tüm Pratikler Dengelenmemize Katkı Sağlar – Zehra Başyiğit

Editör

Bioreprogramming Uzman Uygulayıcısı Zehra Başyiğit, “Değişime odaklandığımız kadar bu dünyada duyguları (kendimizi) yaşamaya da odaklanalım.” diyor.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar. İsmim Zehra Başyiğit. Doğayı, sanatı seven, öğrenmeye ve araştırmaya meraklı biriyim. Kâinat ile insan sistemi arasındaki bağlantıları karşılaştırmayı, beyin ve beden arasındaki ilişkiyi farklı açılardan öğrenme ve anlatma üzerine mesai yapan, ‘’Öz’’ündeki cevheri (potansiyeli) fark ederek, hastalıklarından özgürleşmiş, aranızdan bir yolcu diyebilirim kısaca.

Biyolojiye olan ilginizi ilk ne zaman fark ettiniz?

Biyoloji alanına yedi yaşından beri ilgiliyim. Çocukluğumda halk kütüphanelerinde biyolojiye dair ansiklopediler okurdum. Bu alandaki eğitimleri ” tıpta iyileşmez denilen” ömür boyu ilaca mahkumsunuz denilen bir hastalığımın (Crohn) olması nedeniyle 2016 yılında araştırmaya başlamıştım. Aldığım eğitimlerle %80 iyileşince ilgi alanım beni kısa sürede etkisi altına aldı.

Uzmanlaştıktan sonra kendi hayatınızda ruhsal zihinsel ve bedensel olarak değişiklikler oldu mu ? Neleri fark ettiniz?

Benim için çok büyük değişimler oldu. Öğleye kadar hayatı felç olan, 3 saatlik yolculuk için bile özel bir araç olmadan gidemeyen, ağrısız bir günü bile neredeyse geçemeyen bir kadın için hayatım bambaşka bir konfora dönüştü.

İstediğim yere istediğim saatte herhangi bir ulaşım aracıyla gidebilmek benim için tam bir mucize oldu. Tüm bunlara ek olarak ağrısız güne başlamak, istediğini yiyebilmek, mutlu bir şekilde güne başlamak, kendi hayatımı güzel bir başarıyla ve gelirle taçlandırmak gibi, onlarca örnek sayabilirim size.

Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu alanda en son gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyorsunuz. Son zamanlarda hangi alana odaklanıyorsunuz?

Evet mümkün olduğunca araştırıyorum. Son zamanlarda odaklandığım alan; psikoloji eğitimi, okulum ve nörobilim. Bu yıl sadece haftada üç günümü psikoloji eğitimine ayırıyorum. Ona oldukça yoğunlaşmış durumdayım.

Uzmanlık alanınızda gerçekleştirmek istediğiniz en büyük hayaliniz ve projeleriniz neler?

İnsanlara bedenin ve duyguların önemini anlatacağım ve hastalıklar üzerinden uygulamalar yapacağım uzun soluklu bir projem vardı. Ekim ayında başlıyoruz. Detayları megareform.com.tr sitesinden bulabilirsiniz.

İkinci hayalim ve “özel projem” ise müzik, nefes ve Bioreprogramming üzerine. Bu üç önemli unsuru bir araya getirerek “özel gereksinimi olan çocuklar ve iyileşmez denen çocuk hastalar” ile çalışmak. Bunun için de uzmanlık sürecimin tamamlanmasını bekliyorum.

Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve spiritüel bir tarafı olduğu için bazı kişiler bu alana önyargıyla yaklaşıyor. Hatta hiç inanmayanlar kişiler de olabiliyor. Bu tarz düşünen kişileri nasıl ikna etmek gerekiyor?

Ben kimsenin ikna” edilmemesi” taraftarıyım. Spiritüel alana kendim de temkinli yaklaşan biriyim. Dönüşüm ve değişimin uzun soluklu bir yolculuk olması gerektiğine inanıyorum. Bana göre hazır olana Hızır yetişir. İnanmayan için, bu karnı acıkmış bir insana su vermeye çalışmak gibi bir şey. Bir kıymeti ya da faidesi yok. Bırakın, susadığında gelsin sizi bulsun.

Bu alanda faaliyet gösteren diğer uzmanlardan farklı olarak neler yapıyorsunuz?

Bu konuda şahsi gözlemim insanların çok fazla bilgi zehirlenmesi yaşadığı yönünde. Bu nedenle, eğitimlerimi ve danışmanlıkları mı daha deneyim ve dönüşüm odaklı çalışmalar ve sorgulamalar üzerine yapıyorum. İnsanı, “doğayı/doğasını “gözlemlenmesine teşvik ve alıştırma bile kendi başına iyileştirici bir kaynak.

Bu yüzden benim amacım insanı kendi doğası, duyguları ile buluşturmak. Bunu fark olarak sayabiliyorsak, farkım bu diyebiliriz.

Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?

Dalgalı dönemleri atlatmıyorum aslında, direkt olarak yaşıyorum. O an duygularımla bağlantı kurmayı, mutsuz olmayı veya öfkelenmeyi acı çekmeyi gerekli buluyorum. Her zaman doğal olanı yapmaya gayret ediyorum.

Yıllar şunu öğretti ki; olumsuz dediğimiz tüm “duygularımla” kalmayı öğrendiğim de bana çok güzel deneyimler ve bilgiler armağan ettiler. Kalbim kırıldı sandığım her bir deneyim, aslında kabuğumu kırdı. Gördüm ki pozitif duygu veya negatif duygu biri diğerinden kıymetli değil.

Hepsi de ihtiyaç ve insanoğlunun doğasında olan şeyler. zler yaratılışı itibariyle biyolojik olarak sıradan varlıklarız. Hepimiz aynıyız. Ruhsal açıdan ise her birimiz biriciğiz. İşte bu biricikliğe giden yolda her yaşananı, her duyguyu, nimet bilmeye gayret ediyorum. Beceremediğim zamanlar da oluyor elbette. O dönemlerde de destek almayı tercih ediyorum. Heraclitus’un bir sözü ile bitirelim isterseniz?

Tabi buyurun.

“Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir.” Değişime odaklandığımız kadar bu dünyada duyguları (kendimizi) yaşamaya da odaklanalım.

Sevgiler

Benzer

Yorum Yaz