Spiritüel Danışman ve Eğitmen, Jean Adrienne Eğitmeni, Bilinçaltı Sembol Dili Eğitmeni ve Thetahealing Uygulayıcısı Ebru Ülkü, “Aynı araçla, aynı yoldan giderek ve aynı tarafta oturarak yaptığın yolculukta manzaran hep aynıdır.” diyor.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Tabi ki, ben Ebru. 47 yaşında evli ve 2 çocuk sahibi bir anneyim. İzmir’de yaşıyorum. 16 yıl ilaç sektöründe çalıştım. Şimdi JAAS (Jean Adrienne Arınma Sistemi) ve Bilinçaltı Sembol Dili Eğitmeni ve Thetahealing uygulayıcısı olarak yoluma devam ediyorum. Ve tabi ki spor yaparak.
Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman fark ettiniz?
Aslında ben bu alana ilgimi hiç farketmedim. Önüme bununla ilgili sayısız işaret çıktı ve ben hepsini görmezden geldim. Hatta bir dönem çok saçma olduklarını düşündüğüm zamanlar oldu. Ancak sistem öyle bir sistem ki sen işaretleri görmezsen ben sana göstermesini bilirim dedi ve beni öyle bir sıkıştırdı ki… Sıkıştığım yerden çıkmak için uğraşırken bir deneyeyim bari diyerek başladığım sonra da hayran kaldığım öğrendikçe daha çok öğrenmek istediğim bir alan oldu.
Bu alanla ilgilenmeye başladıktan sonra sizin hayatınızda neler değişti, hangi alanlarda açılım oldu?
Yani bence çok şey değişti, ben içimdeki yepyeni beni farkettim diyebilirim. Farkındalıklarım arttı. Bakış açınız değişince zaten bir çok şey de değişiyor. İçinde sıkışıp kaldığım o alandan çıktım mesela. Suçlu aramaktan vazgeçtim. Asıl olayın benim içimde olduğunu ve dönüştürülebileceğimi bilmek inanılmaz bir iç huzur veriyor.
Uzmanlaştıktan sonra kendi hayatınızda ruhsal zihinsel ve bedensel olarak değişiklikler oldu mu? Neleri fark ettiniz?
Tabi ki, insanları olduğu gibi yargılamadan kabul etmeyi öğrendim mesela. Kendi sınırlarımı çizmeyi ve olduğum halimi sevmeyi, kendimi sevmeyi öğrendim. Eskiden “başkaları ne der” hastalığım varmış mesela, onu farkettim. Şimdi kendimi önceliğe almayı öğrendim.
Zaten siz ruhsal olarak değişmeye başladığınızda bu tüm alanınıza yayılıyor. Mesela ben eskiden arkadaşlarımla kahve içmek için bile plan yapamazdım vicdan azabı duyardım sanki çocuklarımdan zaman çalıyorum gibi gelirdi. Şimdi ise kendime zaman ayırmanın en doğal hakkım oluğunu biliyorum.

Bu alana uzmanlaşmaya ve başka insanların hayatına dokunmaya karar vermeiz nasıl oldu? Biraz kendi yolculuğunuzdan ve hikayenizden bahseder misiniz?
Aslında bu çift taraflı oldu. Yola çıktığımda tek amacım kendimi ve ailemi şifalandırmaktı. Bu alanda yaşadığımız değişimleri gören bazı arkadaşlarımın benden seans talep etmesi ile seans vermeye başladım. Bu alanda yolculuğunuz başladığında mesajları çok daha net görüyorsunuz.
Ve bana “Başka teknik öğrensene” diye bağıran mesajlar aracılığı ile farklı teknikler deneyimleyip en sonunda JAAS tekniğinde biraz daha uzmanlaşıp bunu daha çok kişiye ulaştırmayı seçtim.
Uzmanlaştığınız bu alan son zamanlarda oldukça popüler oldu, siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?
Çok doğal. Çünkü bir uyanış sürecindeyiz. Hepimiz hatırlamak ve yüksek bilinçlere açılmak için büyük farkındalıklar yaşıyor veya yaşatılıyoruz. Daha çok görüp duyup deneyimliyoruz. Bunların doğal sonucu olarak da popüler bir konu haline geldi.
Uzman olduğunuz alanda danışanlarınız en çok size hangi sorunlarla geliyorlar?
Aslında tek bir konuyla sınırlamak mümkün değil. Danışan genelde hayatında arzu etmediği bir durumla boğuşurken bulur kendini. Ve bu o kadar enerjisini alıyordur ki bunu çözmek için bir çok yöntem denemiştir ancak başarılı olmamıştır. En sonunda bir de spiritüel bir seans desteği alayım diye gelir.
Bu bazen bir duygudur mesela terk edilme korkusu, bazen bir hastalıktır, bazen hayatında sıklıkla deneyimlediği bir olgudur. Burada hastalık konusunun altını çizmek istiyorum. Hastalık konularına çalışırken o hastalığa neden olan duygusal etkiler açısından ele alırız durumu. Yoksa tıbbi bir tedavi seçeneği değiliz.
Özellikle odaklandığınız ve danışanlarınızda çözüm bulduğunuz alanlar nelerdir? Varsa düzenlediğiniz eğitimlerin ve çalışmaların içeriğinden bahseder misiniz?
Dediğim gibi her alanda çalışma yapıyorum. Dönemsel olarak Bolluk -Bereket ve İdeal Beden çalışmaları yapıyorum. Bunlar grup çalışması olduğu için enerjisi de yüksek oluyor.
Bunlar birden fazla teknikle çalıştığımız 21 günlük çalışmalar oluyor. Kilo ve paraya dair negatif inançların dönüştürüldüğü çalışmalar. Sıklıkla JAAS eğitimleri düzenliyorum. Bu eğitim ile kişiler kendilerine seans açabilecek bir araca sahip oluyorlar.
Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu alanda en son gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyorsunuz. Bu konuda son zamanlarda neler yapıyorsunuz?
Evet, aslında bu bir yolculuk ve yolculuk esnasında kendinizi yenilemeniz geliştirmeniz gerekiyor. Araştırdığım farklı teknikler var. Hatta öğrenmeye karar verdiklerim, zamanına kadar planladıklarım var. Farklı tekniklerin eğitmenliği de yine planlarım arasında. Çünkü ben gerçekten bildiklerimi paylaşırken çok mutlu oluyorum.
Uzmanlık alanınızda gerçekleştirmek istediğiniz en büyük hayaliniz ve projeleriniz neler?
Aslında belki de bir çok şifacının hayalidir ama bir şifa evi. Ama bu sadece eğitimlerin veya seansların yapıldığı ofis olmasın istiyorum. Kampların yapabileceği bir ortamının da olmasını istiyorum. Ve tek başıma değil birkaç uzman arkadaşım olsun istiyorum. Tıp merkezi gibi şifa merkezi yani. Son yıllarda bu alana ilgi oldukça arttı.
Özellikle sosyal medyada çok fazla bir bilgi kirliliği de yaşanıyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet maalesef, popüler olan her alan gibi bu alanda da bilgi kirliliği maalesef ki mevcut. Biraz sosyal medyada popüler olmak amacı da var tabi. Bu sosyal medya algoritmasını tutturabilmek için ilgi çekici içerik paylaşmak adına bilgi kirliliği yaratan bir çok paylaşım söz konusu.
Okuyucu veya danışan bu bilgileri kendi süzgecinden de geçirmeli. Zaten bazıları çok belli oluyor. İnsanların farkındalıkları arttıkça hayatlarında yolunda gitmeyen ve kötü giden şeyleri değiştirmek istiyorlar.
Sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki bırakıyorsunuz?
Zaten bu teknikleri deneme sebepleri bu. Farkındalık zaten şifanın başlangıç noktası. Bazı kişiler mucizevi dönüşümler yaşıyorlar. Bazıları bu değişimleri küçük adımlarla yaşıyorlar. Bu etki danışanın kendini şifaya ne kadar açtığı ile ilgili aslında. Ya da sorunun katmanları ile ilgili. Ama genelde danışan artık eskisi gibi olmadığını fark eder.
Bazı insanlar potansiyelleri olmasına rağmen değişim için adım atamıyorlar, bir türlü harekete geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?
Değişim korkusu. Bu aslında egonun korkusudur. Ego bizi bildiği güvenli alanda tutmak için çaba harcar. Ne kadar kötü olursa olsun bildiği alandır. Değişim onun için bir vazgeçiş, bir yıkım bir kaybediş anlamına geliyorsa bilmediği o alan onda korku yaratır. Ve başlar kendine bahaneler bulmaya. Oysaki o adımı bir atsa belki de hayatının altı üstünden daha keyifli.
Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve spritüel bir tarafı olduğu için bazı kişiler bu alana ön yargıyla yaklaşıyor. Hatta hiç inanmayanlar da var. Böyle düşünenleri nasıl ikna etmek gerekiyor?
İkna etmiyoruz. Böyle bir sorumluluğumuz yok. Ben de bu süreçten geçtim. Modern üfürükçülük olarak baktığım bu tekniklerin eğitmeni olmak benim için büyük bir değişim. O hazır olduğunda gelecektir veya sistem onu hazır hale getirecektir, aynı bana yaptığı gibi.
Kendi özel yaşamınızda arkadaşlıklarınızda bu uzmanlığınızı arka planda kullandığınız ve kişiler hakkında analiz yaptığınız durumlar oluyor mu? Neler gözlemliyorsunuz ve neler fark ediyorsunuz?
Tabi ki, mesela artık onların davranışlarını yargılamıyorum veya kişiselleştirmiyorum. Arkasında yatan olası sebepleri biliyor veya tahmin ediyorum. Olaylara verdikleri tepkileri gözlemliyorum ve olası travmaları hakkında çıkarımlar yapıyorum. Çocuklukları ile ilgili bir çok bilgi veriyor tutumları bana.
Bu alanda faaliyet gösteren diğer uzmanlardan farklı olarak neler yapıyorsunuz?
Bu zor bir soru, çünkü diğer uzmanları kendimle kendimi onlarla kıyaslamak doğru değil. Her öğrencinin, danışanın bir enerjisi ve deneyimi var. Bu sebeple bir çok mantalite ve tutum değişikliği çeşitliliği olsa da hepsinin örencisi ve danışanı hazır diye düşünüyorum.
Ama kendimle ilgili iddialı olduğum konuyu şöyle özetleyebilirim. Eğitimlerimde sadece notları anlatıp geçmem. Öğrencimin o konuyu gerçekten anladığından emin olmak isterim. Eğitim sonrası destek konusu benim için çok önemli. Ulaşılabilir ve soru sorulabilir olmalısınız.
Öğrencilerime bu imkanı yüksek kalitede sunduğumu söyleyebilirim. Seanslarımızda da çok samimi bir ortam oluyor. Ve genelde kişiler ya tekrar seanslarına ya da tekniği öğrenmeye geliyorlar. Bu demek ki aramızda iyi bir frekans oluşuyor.
Hiç unutamadığınız bir danışan hikayeniz var mı?
Size hangi sorunla geldi ve sürecin sonunda ne oldu? Bir çok hikaye oluyor aslında. Bir danışanım kulak çınlaması hikayesi ile gelmişti, çok uzun yıllardır devam ettiğini hatta doktorunun “Artık bana gelme bununla yaşamayı öğren.” dediğini söyledi.
“Denemek istiyorum” dedi. Çalışmaya başladık. Ve süreç müthişti. Çınlamanın tamamen geçtiğini bildirdi. Başka bir danışanım bolluk bereket için yaptığımız çalışmadan 1 hafta sonra işe girdi mesela. Yani çok güzel şeyler oluyor.
Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri nasıl atlatıyorsunuz? Yaptığınız bu çalışmaları siz kendinizde nasıl deneyimliyorsunuz?
Bu çok güzel bir soru. Bir çok kişi bizlerin hayatının süt liman olduğunu zannediyor ki bu çok yanlış. Bizler de dalgalı dönemler geçiriyoruz. Biz sadece birkaç kavşak öndeyiz diye hiç kaza yapmayacağımız anlamına gelmiyor. Böyle zamanlarda önce orada tetiklenen duygumu fark etmeye çalışıyorum ve tabiki seans açıyorum kendime. İnsanın kendine seans açabilmesi büyük bir güç.
Bu alanda hizmet almak isteyenlere ne tavsiye edersiniz? Hizmet alacakları uzmanlarda hangi özelliklerin olup olmadığına dikkat etsinler?
Önce kendileri ne bekliyor onu netleştirsinler. Bu kişi benim beklentimi karşılıyor mu? Güvenilir mi mesela? Ulaşılabilir mi? Mesajlara dönüş hızı ne? Ondan eğitim veya seans alanlar ne demiş? Tüm bunlara bakılabilir. Ben bir kişiden hizmet alacağım zaman biraz yakın izlemeye alıyorum o kişiyi.
Sizin gibi profesyonel olarak bu mesleği yapmak isteyenlere ne tavsiye ediyorsunuz?
Ertelemesinler. İçlerinde küçücük bir kıvılcım varsa bunu körüklesinler. Hiç kimse profesyonel olarak doğmadı. Hepimizin ortak özelliği merak, istek ve inançtı bence.
Son olarak okuyucularımız için bir mesajınız var mı?
Bu yaşamı daha keyifli bir hale getirmek elinizde. Aynı araçla, aynı yoldan giderek ve aynı tarafta oturarak yaptığın yolculukta manzaran hep aynıdır. O manzarayı değiştirmek için bir bileşeni değiştirmek lazım.
Sadece koltuğunu bile değiştirsen manzaran değişir. Hadi sen de şimdi oturduğu yerden kalk ve ilk adımı at. O ilk adım senin manzaranı değiştirdiğinde yolunu değiştirmek konusunda daha istekli ve cesur olacaksın. Şimdi değilse ne zaman?