Türkiye’nin En Büyük Değişim Sitesi Megareform’da bu haftanın canlı yayın konuğu Klinik Psikolog Sayın Cem Berber. Aslında hepimizi çok yakından ilgilendiren bir konu, oluşturduğumuz inançlar temel inançlar nedir, nasıl oluşur? çözümleri nelerdir? bu inançları nasıl dönüştürebiliriz? değiştirebiliriz? konularından oluşan söyleşimizi yaptık.
İnci Hocaoğlu: Merhaba, bu akşamki canlı yayın konumuz Terapide Temel İnançlar, canlı yayın konuğumuz Cem Berber. Kendisi, Klinik Psikolog, bakalım nasıl bir yayın bizi bekliyor, neler konuşacağız?
Aslında hepimizi çok yakından ilgilendiren bir konu, oluşturduğumuz inançlar temel inançlar nedir, nasıl oluşur? bunlara değineceğiz, çözümleri nelerdir? bu inançları nasıl dönüştürebiliriz? değiştirebiliriz? Bunlardan bahsedeceğiz.
Merhaba hoşgeldiniz
Cem Berber: Merhabalar nasılsınız?
İnci Hocaoğlu: İyiyim siz?
Cem Berber: Iyiyim, ben de sağ olun, iyi akşamlar arkadaşlar herkese.
İnci Hocaoğlu: Konuklarımız gelmeye devam ederken, aslında ben biraz girizgah yaptım sizi anlattım ama sizi bir de sizden dinleyelim isterim. Sizi tanımayan takipçilerimiz için kendinizden bahsederseniz çok sevinirim.
Cem Berber: Tamamdır. Dünyanın en zor sorularından birini sordunuz ama yüzeysel olarak biraz cevap vereceğim.
Ben Klinik Psikolog Cem Berber arkadaşlar, Vona Psikoloji kurucu ortak üyesiyim Bakırköy’de devam ediyoruz çalışmalarımıza, aynı zamanda Arel Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmalara devam ediyorum. Çocuk ergen, Yetişkin ve Cinsel Terapiler üzerine çalışmalarımız var, 10 yılı aşkındır aynı ekiple çalışıyoruz.
Zaman zaman isim değiştirdik ama 2019dan itibaren de Bakırköy’de kendi yerimizde faaliyet veriyoruz. Psikolojiyle ilgileniyoruz açıkçası İnci hocam, insan neredeyse biz de oradayız, inançlar neredeyse terapi neredeyse bu konuda faaliyet göstermeye çalışıyoruz diyebilirim.
İnci Hocaoğlu: Güzel, şimdi Bakırköy istanbul’dasınız Evet, çünkü bizim çok yerden takipçimiz var size ulaşmak isterlerse ama online seanslarınız da oluyordur diye düşünüyorum.
Cem Berber: Tabii yani pandeminin bize kattığı bir sistem oldu, baktık işliyor, halen devam ediyoruz. O yüzden dünyanın her yerinden kişilerle saat farklarını hesaplayarak seans yapabiliyoruz, onlarla temasta bulunabiliyoruz.
Artık mesafeler kalmadı ama yüz yüze de görüşmek istediğinizde yerimiz Bakırköy oluyor.
İnci Hocaoğlu: Evet, çok güzel şimdi bugünkü konumuz Terapide Temel İnançlar, Terapide Temel İnançlar derken ne anlamalıyız?
Cem Berber: Şimdi terapilerde sorduğumuz zor bir soru vardır, bunun bir benzerini siz biraz önce sormuş oldunuz ‘sen kimsin’ diye bir soru vardır, dünyanın en zor sorularından biridir aslında biz danışanı tanımak için sen kimsin deriz ve danışan bize kendisini anlatmaya çalışır. Burada bize kendilik imgelerini anlatır. Kendisiyle ilgili doneler vermeye başlar.
Biraz önce dediğim gibi mesleğiyle ilgili açılım yapabilir, duygularıyla ilgili açılım yapabilir, eşi dostuyla arkadaşıyla mal varlıklarıyla yaptığı eylemlerle ilgili açılımlar yapabilir. Biz bunları dinlerken de aslında arkada bir inanç sistemi olduğunu biliriz.
Bize düşüncelerinden ve duygularından bahseder, bu düşünce ve duygular çok daha çocukluktan itibaren yaşantılarla oluşturulmuş şeylerdir, gün yüzündedir ve ansızın bir soruyla beraber ortaya çıkıverir.
Bunlar olumlu olduğunda bir sıkıntı olmaz ve genellikle bizim karşımızda bulunmazlar. Bize gelen insanların genelde buradan çarpıtılmış düşünceleri ortaya çıkar, bu çarpıtılmış düşünceler belli yaşantılarla gerçekleşmiştir, bunlardan da bahsederiz.
Bunların en temelini de inanç sistemi oluşturur. Yani cem’in kim olduğuyla ilgili inançları vardır. Bu Cem’in kendini tanımlamasıyla ilgilidir, bunlar olumsuz olduğu noktada bizi hastalandırabilir.
Temel inançları böyle bir kategori edersek, bizi hasta eden olumsuz noktaya götürebilen temel inançlar. Sevgisizlik yani sevilmeyen bir Cem’den bahsettiğim de bu beni hasta edebilecek bir şey, değersiz bir Cem’den bahsettiğimde bu hasta edebilecek bir şey, yetersiz bir Cem’den bahsettiğimde bu hasta edebilecek bir şey ya da belli noktalarda çaresizlik duygusundan bahsettiğimizde bu bizi hasta edebilecek bir temina.
Yani temel inançları arka planda birçok şeyle anlatır danışan ama temel kategoriye baktığımızda sevgisizlik, yetersizlik, değersizlik ve çaresizlik üzerine kategori yapabiliyoruz.
Bunlar bizim temel inançlarımızı oluşturuyor. Buna ulaşabilmek çok kolay bir şey değil belki konuşurken bunları söylüyoruz ama çok farkında olmuyoruz.
Bu temel inançlar bizim ortadaki ara inançlarımızı oluşturuyor, bunlar böyle öğrenmeler ile gerçekleşiyor. Biz hayattaki öğrenmeleri nesneler arasındaki duygularla öğreniyoruz.
Yani siz varsınız, ben varım burada 2 nesne var. Bu 2 nesne arasında bir etkileşim oluşuyor, bu 2 nesne arasında bir duygu var ve bu öğrenme gerçekleşiyor.
5 sene sonra bu yayını o duyguyu hissettiğimizde hatırlayabiliyoruz. Bu öğrenmeler ama bazen çarpık oluyor, işte burada yayında bir sıkıntı oldu, burda işte bir iftira yedim, böyle bir kötülük oluştu, bu anı bende kötü olarak işlenmeye başlıyor ve ben bunu alıp içselleştiriyorum.
İşte ne bileyim, telefon düştü yere, ‘Ah diyorum ki işte ne kadar beceriksizsin, telefonu bile sabitleyememişsin’
işte bir bakıyorum orada izleyenler tek tek çıkmaya başladı. ‘Allah’ım diyorum, bir şeyi bile beceremiyorsun, ne kadar beceriksizsin’ diyorum. ‘Çok böyle çaresiz bir insansın, hiçbir şeyi yoluna götüremiyorsun’ diyorum.
Ben bunları anlatırken aslında ne yaptım, tema inancımı verdim, olumsuz otomatik düşünceleri verdim ve şuna baktım, mükemmel derecede iş yapmazsan insanlar seni sevmez