Nefesle Dönüştürücü Master Yaşam Ve Nefes Koçu Sayın Nuray Aksaray ile Nefes alanında Uzmanlaşma sürecine dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
1. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Merhabalar,
1980 Kayseri doğumluyum. Ankara Üniversitesi Matematik Bölümü mezunuyum. Şuanki mesleğime kavuşana kadar( kavuşmak en uygun kelime bence) kadar öğretmenlik, içerik tasarımcılığı, güzellik salonu işletmeciliği gibi birçok farklı alanda çalıştım. 2018’den bu yana
Beşire Bulut Nefes Sistemi içerisinde yer alıyorum, şuan bu sistemin Nefesle Dönüştürücü Master Yaşam Ve Nefes Koçuyum. Ayrıca 3 oğlu olan bir anne ve eşim.
2. Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman fark ettiniz?
Matematik mezunu, beyni aktif çalışan ben için, yaşam x=2 netliğiyle çalışıyordu. Kişisel gelişim; güçsüz insanların başvurduğu bir kandırmacaydı ve boştu. Ne var ki benim de sorunlarım vardı. Affedemiyor, çevresini acıtmak isteyen içimdeki çocuğu sakinleştiremiyor, öfkemi kendi içime atıyordum.
Herkesi mutlu edebilen, sorunlarını çözmeyi görev edinen, önceliği hep başkası olan biri olarak yaşıyordum. Anneme kanser teşhisi konması ve annemin “ben tedavi olmayacağım, yardım istemiyorum.” demesiyle, bu “herkese yardım etmeye, iyi hissettirmeye odaklı programım çöktü.
Çünkü ilk kez yardıma ihtiyacı olan biri benden yardım istememişti. Peki ben biri yardım istemediğinde kimdim? Öylece durmamın, beni sevmeleri için yetmeyeceğini söyleyen bu ses kime aitti? Uzun bir sessilik hali… Hani televizyonlarda eskiden yayın bitince siyah beyaz ekrana geçerler ya işte benim de ekranın aynen öyle oldu. Bu sesin farkındalığı benim tüm kimliklerimi yerine getirmemi engelledi. Resmen duvara tosladım. Nefes koçu olan ablamın desteği işe bu yolculuğa adım attım.
3. Uzmanlaştıktan sonra kendi hayatınızda ruhsal zihinsel ve bedensel olarak değişiklikler oldu mu ? Neleri fark ettiniz?
Nefesle tanışmamla, kendi özbenliğimi, özgerçekliğimi ve saf varoluşumu keşfettim. “OLMA” halinin yeterli olduğu paralel bir evrene geçtim.
Artık hasta değilim! Eskiden Ankikozan Spondilit teşhisi konmuş, avuçlarla ilaç alan, yataktan 40 dakikada kalkan 15 cm eğilmesi olan o kadın değilim.
Çocuklarım ile günü bitirmeye çalışan bir anne kimliği yerine anı yaşayan yeni bir ilişkideyim.
Mükemmeliyetçiliği yüzünden adım atamayan başlayamayan uzaktan başkalarının yaşamını izleyen o kadın da değilim.
Evlilik, sevgi, bolluk-bereket, aşk, tanrı ve daha birçok tanımı; çocukluğumda gözlediğim dünyanın ekranından değil; kendi biricik evrenimin gözüyle kolaydan, neşeyle deneyimliyorum.

4. Uzman olduğunuz alanda danışanlarınız en çok size hangi sorunlarla geliyorlar?
Çalıştığım konuların en başında affedemedikleri ebeveyn, eski eş vb konular oluyor. Bu da aynı zamanda kendileri ve ilişkide oldukları (çocuk, arkadaş vb) ile uzak bir ilişkiye hatta uzaklığa sebep oluyor. Kendi sürecimde kendi elimden tutmayı öğrendiğim için nefesin mucizevi yardımıyla ile onları yeni bir anlayışa getirmek ve deneyimlerini değiştirmek bana haz veriyor.
5. Bazı insanlar potansiyelleri olmasına rağmen değişim için adım atamıyorlar, bir türlü harekete geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?
Yaşamınızda istediğiniz bir şey gerçekleşmiyorsa; bilinçaltı için gerçekleşmesinin güvenli olmadığına sair bir kayıt olduğu içindir. Ne demek istiyorum açayım biraz.
Düşününki 0-7 yaş arasında adım attığınız, ilerlediğini, ön plana çıktığınız bir kare var. Bir kayıtta ilerleyişin, potansiyelinin üstüne çıktığın (oyun oynarken zekice saklandığın, bir çukurdan geçerken cesurca atladığın vb ) küçük de olsa bir video kaydı. Eğer bu kayıtta bu ilerlemenin sonu hola gitmeyen bir duygu ile bittiyse ; tuttuğun nefesinle içeriye bu ilerlemeye dair nahoş bir uyarı gömmüş olman muhtemel.
O çukurdan ilk atlayan sen oldun ve düştün, canım acıdı. Bilinçaltın dümdüz bir karar alır ve “ilk sen nir şeye adım atar; yaparsan canın acır, ilk sen adım atma” gibi. Seni bu sondan korumaya çalışan güncel olmayam bir kayıt aslında. Senin de bu kayıttan haberin olmadığı için birşeylere başlamayan, erteleyen, vakti, parası olmayan desteklenmeyen biri oluverirsin. Yani senin düşmemen için tüm bileşenleri sana sağlar hayat.
6. Hiç unutamadığınız bir danışan hikayeniz var mı? Size hangi sorunla geldi ve sürecin sonunda ne oldu?
Hiç unutamadığım ve şuan artık dost olduğum katılımcım bana yıllar önce geldiğinde maddi ve manevi anlamda bolluğu yakalayamadığı; ilişki, iş vb durumlarda hep arada kaldığını, karar veremediğini, bir karar verse bile diğerini seçmediği için yoğun bir suçluluk duygusuyla başbaşa kaldığını söylemişti.
Ayrıca bedensel olarak özellikle göbek bölgesinde yoğun bir kiloyu da tutuyor, regl olamıyor, rahmi ile ilgili sorunlar yaşıyordu.
Yaptığımız nefes seansları katıldığı mini kamplarımız ve Beşire Bulut’un liderliğinde yaptığımız 5 Günlük Nefesle Dönüşüm kampları sırası ve sonrasında bu şikayetlerinin azaldığını ve artık yaşamadığını şevkle söylemek isterim.
Yakaladığımız birçok inanç vardı ama en büyük çözülmeyi anane evine daha rahat ve konforlu bir ortamda okusun diye bırakılmasının yer aldığını söyleyebilirim. Bilinçaltı sevdiklerini seçmek(ailesi ile kalmak, az konfor), sevdiklerinden ayrılmak( anneanne evi, çok konfor) bu kayıtta takılmış kalmıştı.
Yaptığımı tüm koçluk çalışmaları ve nefes seansları ile bu inancı gerçeğe getirerek takılı kaldığı yeri onarabildik. Anneanneyi seçip ailesini bırakan o çocuk bilinci ile de kiloyu, adet kanamasını vb de tutan bir fizik bedenini şifalandırmış olduk.
7. Son olarak sizi dinleyenlere/bu yazıyı okuyanlara bir mesajınız var mı?
Yaşamda hasta ile sağlıklıyı, fakir ile zengini, gğzel ile çirkini ayırt etmeden herkese eşit sunulan tek şey NEFES. Her an hepimiz alalım diye öylece duruyor. Bu duran nefes gibi gözükse de yaşamın ta kendisi, sen, özün, potansiyelin, sevgi alışverişin, bolluğun, bereketin..
Şuan sadece bir seçim yapabilir ve yaşamı başlatmak için ilke konmuş ve yaşamın biriminde de kapanışı yapan bu biricik nefese bir şans tanıyabilirsin.
Oysho’nun çok sevdiğim bir sorusu var “Yaşamak mı Var olmak mı?” Ben yaşamayı seçmenizi diliyorum. İnanıyorum ki bu evrende birgün herkes nefes mucizesini denemeye kendine hak görecek.