Her Birimizin Potansiyeli Sandığımızdan Çok Daha Yüksek – Tuğba Velioğlu

Editör

Değerli taş uzmanı ve Reiki Master Tuğba Velioğlu ile Enerji Şifacılığı üzerine konuştuk.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ben yer bilimci ve Amerikan Gemoloji Enstitüsü (GIA) mezunu bir gemoloğum diğer bir deyişle değerli taş uzmanıyım. Üç sene önce bilinçli farkındalık konusunda eğitimler almamla birlikte spiritüel tarafım daha yoğun olarak beslenmeye başladı.

Sonrasında ‘Şifacının Yolu’ atölyeleri sayesinde temel ve ileri seviye şifacılık eğitimleri, Kundalini Reiki Sistemi, Kuantum Drama Uygulayıcılığı, Rüya Koçluğu ve Eğitici Eğitimi ile birlikte şifacı kimliğimle talebi olan kişilere bedensel, zihinsel ve ruhsal alanlarda yardımcı ve rehber olmaya çalışıyorum.

Bu alanla ilgilenmeye başladıktan sonra sizin hayatınızda neler değişti, hangi alanlarda açılım oldu?

Öncelikle kendimle ilgili farkındalık geliştirmeye; dikkatimi kendime ve içinde bulunduğum çevreye daha çok verebilmeye; AN’ın gerçekliğini daha fazla deneyimlemeye başladım. Her şeyin gelip geçici olduğunun farkında olarak, kabul konusunda açılımlar yaşıyorum.

Tabi bu yolda giderken katman katman ilerleme kaydediyorsunuz ve hayat boyunca da gelişim devam ettiği için oldum” diye bir şey söz konusu değil. Fakat şunu söyleyebilirim ki, insanlara fayda sağlayarak besleniyorum ve yaptığım işten keyif alıyorum. Ben bu yolla sadece hayatta kalmayı değil; aynı zamanda yaşadığımı da hissediyorum. Bu anlamda şükür ve teşekkür duyguları içerisindeyim.

Uzmanlaştığınız bu alan son zamanlarda oldukça popüler oldu, siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Günümüzde Enerji Şifacılığı yöntemleri, Doğu’da uygulanan kadim bilgi ve tekniklerden beslenmenin yanı sıra zamana ve kültürlere göre güncellenmekte.

Dolayısıyla zamanın ve yaşamın giderek artan hızına paralel bir şekilde pratik, güncel, kişisel problemlerden bedensel ve ruhsal sağlığa hatta toplumsal ve varlıksal empatiye kadar pek çok alanda başvurabileceğimiz çözüm önerileri sunuyor. Kişiler manevi olarak da bu alanlardan ciddi anlamda besleniyorlar.

Uzman olduğunuz alanda danışanlarınız en çok size hangi sorunlarla geliyorlar?

Çoğunlukla ilişkilerde ve maddi konularda tekrarlanan sıkıntılar yaşayan, yönünü bulamayan, bir manevi rehberliğe ihtiyaç duyan insanlar geliyor.

Özellikle odaklandığınız ve danışanlarınızda çözüm bulduğunuz alanlar nelerdir?

Bedensel, zihinsel ve ruhsal her alanda çözüm sunmak mümkün. Kundalini reiki, bilinçaltı teknikleri ve frekanslarla çalışma her alanda çok etkili fakat bu çözümler danışanın idrakiyle birleştiğinde kalıcı oluyor. Dolayısıyla uyguladığım şifa tekniklerini bilinç düzeyinde bir farkındalıkla birleştirerek çalışmayı seviyorum ve tercih ediyorum.

Sürecin kişinin talebi doğrultusunda ilerlemesine özellikle dikkat ediyorum ve sıklıkla çeşitli teknikleri birleştirerek çalışıyorum. Enerjinin sorunlu alana doğru iletilmesi, bilinçaltı çalışmaları, atalardan gelen aktarımların bulunması ve frekans uygulamalarına kadar yelpaze genişliyor.

Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu alanda en son gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyorsunuz. Bu konuda son zamanlarda neler yapıyorsunuz, hangi alana odaklanıyorsunuz?

Son zamanlarda danışanlarımdan Kundalini Reiki enerjisine uyumlanma talebiyle gelenler oldu. Ben de bu konuda eğitim ve uyumlama vererek kişilerin kendilerine ve çevrelerine fayda sağlayabilmelerine destek olma konusunda çalışmalara başladım.

Son yıllarda bu alana ilgi oldukça arttı. Özellikle sosyal medyada çok fazla bir bilgi kirliliği de yaşanıyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bildiğiniz gibi son yıllarda uygulanan enerjisel şifa teknikleri aslında Doğu kökenlidir ve özünde saklı bilgiler çok derindir. Dolayısıyla ezoterik ve kadim bilgiler ışığında ele alınmalı ve içselleştirilerek ilerlenmelidir.

Kişisel gelişim çatısı altında ele alınan bilgilerin yüzeysel algılandığı, özūmsenemediği, davranışa dökülemediği durumlar, doğal olarak kelimelerin de içinin boşalmasına sebep oluyor ne yazık ki.

İnsanların farkındalıkları arttıkça hayatlarında yolunda gitmeyen ve kötü giden şeyleri değiştirmek istiyorlar. Bedensel ruhsal ve zihinsel açıdan sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki bırakıyorsunuz?

Danışanlarım kendileri dönüştükçe hayatlarının da değişebileceğini fark ediyorlar. Nasıl bir etki bıraktığım her bir kişiye göre değişmekle birlikte bu soruya kendileri daha güzel cevaplar verebilirler. Benim amacım ise dönüşmek üzere kimin neye ihtiyacı varsa uyguladığım tekniklerle buna aracılık etmek.

Bazı insanlar potansiyelleri olmasına rağmen değişim için adım atamıyorlar, bir türlü harekete geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?

Aslında her birimizin belli bir potansiyeli var ve bu sandığımızdan çok daha yüksek. Fakat genellikle insanlar alışkanlıklarına sadakatle bağlılar. Bu sadakat zinciri kırılamadığı zaman her alanda problemler ortaya çıkmakta. Aslında bilinçaltı kime/kimlere sadık? Buradan yola çıkmak lazım.

Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve spiritüel bir tarafı olduğu için bazı kişiler bu alana ön yargıyla yaklaşıyor. Bu tarzda bir düşünceye sahip olanları nasıl ikna etmek gerek?Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur” demişti Albert Einstein. Zor olması bir tarafa; aslına bakarsanız ben bu tarzda bir düşünceye sahip kişiye dokunmamak gerektiğine inanıyorum. Çünkü şifa ikna edilmeyi bekleyene değil, “hazır” olana akar.Şifa direnç kabul etmez. İşte bu sebepten dolayı, bize zaten “şifalanacak” olanlar gelir. Bu konuya önyargıyla yaklaşan kişi en yakınlarımdan biri bile olsa, harekete geçmemek en hayırlısıdır bana göre. Ta ki direncini kırıp kişinin kendisi bunları yıkmaya karar verene kadar.

Benzer

Yorum Yaz