Kişisel bakıma adanmış milyarlarca dolarlık bir endüstri var; tam olarak söylemek gerekirse 450 milyar dolar civarında. Buna rağmen kendini seven insan sayısı çok az.
Kişisel bakım uygulamaları, öz sevgiyi geliştirmenin önemli bir parçası olsa da her şey değildir. Başka bir deyişle, banyo bombaları ve masajlar kendinize olan sevginizi ifade etmenin yolları olsa da, onu nasıl inşa ettiğinizle aynı olmayabilir.
Birçoğumuz sosyal medyada öz sevgi ve bunun nasıl geliştirileceğiyle ilgili sürekli içeriklere denk geliyoruz. Hatta bize “Kendinizi sevmeyi öğrenene kadar kimsenin sizi sevmesini beklemeyin” bile denmiş olabilir. Ancak çocukluk travması geçirmiş, zor ilişkiler yaşamış veya başka acı verici deneyimler yaşamış olanlarımız için kendimizi sevmeyi öğrenmek göründüğü kadar kolay olmayabilir.
İyi haber şu ki, tıpkı özgüven veya kendine güven gibi, öz sevgi de aslında geliştirebileceğiniz bir beceridir; .
Bu yazıda öz sevginin gerçekte ne olduğunu, onu nasıl inşa edeceğinizi ve gerçekten banyo bombasına ihtiyacınız olup olmadığına bakacağız.
Kendini sevmek ne anlama geliyor?
Kendini sevmek, kendinize karşı takdiriniz, yakınlığınız ve olumlu saygınız olduğu anlamına gelir. Benlik saygısı ve öz şefkatle yakından ilişkilidir. Güçlü bir öz-sevgi duygusuna sahip olduğunuzda, kendi değerinizi anlar ve kendinize sevgi dolu bir şekilde davranırsınız.
Aşırı bencillik ve kişisel çıkar anlamına gelen narsisizmin aksine, kendini sevmek olumlu bir özelliktir. Kendinizi sevmek, hem güçlü hem de zayıf yönlerinizi iyi anlamak demektir. Yüksek öz sevginin refahınız, zihinsel zindeliğiniz ve ilişkileriniz üzerinde olumlu bir etkisi vardır.
Kendini sevmek neden önemlidir?
Kendimize karşı olumlu duygular beslemediğimizde motive olmamız zor olabilir. Pek çok bilimsel çalışma, harekete geçmek, risk almak ve yeni fırsatları yakalamak konularında kendini seven kişilerin daha başarılı olduğunu göstermektedir.
Kendini sevmek, kendimize bakmamıza, stresi azaltmamıza ve başarı için çabalamamıza yardımcı olur. Ama aynı zamanda bizi olumsuz düşüncelerden, kendimizi sabote etmekten ve kendimizi aşırı zorlamaktan da korur. Neye “hayır” diyeceğinizi bilmenin, ne zaman “evet” diyeceğinizi öğrenmek kadar önemli olduğunu anlamak önemlidir.
Kendini sevmenin 5 faydası
Kendini sevmek sadece kulağa hoş gelen bir duygu değildir. Tamam, biraz dokunaklı olabilir ama faydaları bilimsel olarak ispatlanmıştır. Şimdi gelin bu beş faydayı inceleyelim.
1. Daha düşük stres, daha yüksek esneklik
Stresli hissettiğimizde bunun nedeni genellikle önümüzdeki zorluklara göğüs gerebilecek kapasitede olmadığımızı hissetmemizdir. Güçlü bir öz-sevgi duygunuz olduğunda, zorluklarla daha iyi başa çıkabilirsiniz. Olumsuz duygular ve özeleştirel düşünceler stresi artırır. Ancak kendimizi iyi hissettiğimizde sorunları çözmemiz genellikle daha kolay olur.
Kendini sevmek ve kendine şefkat doğrudan bağlantılıdır. Kendimizi sevme duygumuz yüksek olduğunda, zorluklara geçici aksilikler, hatta büyüme fırsatları olarak bakabiliriz. Bu tutum daha dirençli olmamıza yardımcı olur.
Örneğin bir araştırma koçluk ve psikolog seanslarının, kişilerin öz şefkat seviyelerini %60’ın üzerinde artırmaya yardımcı olabileceğini buldu.
Öz şefkat ve buna bağlı olarak öz sevgi, yalnızca daha iyi toparlanmamıza yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda zihinsel olarak formda kalmamızı sağlar. 1000’den fazla araştırma, öz şefkati psikopatinin azalması ve refahın artmasıyla ilişkilendirmiştir.
2. Risk alma isteği
Risk almaya istekli olduğumuzda bunu kendimize güvendiğimiz için yaparız. İstediğimizi elde etsek de etmesek de, sonuçla başa çıkabileceğimizi biliriz.
Diyelim ki; sevdiğiniz biri, örneğin çocuğunuz ya da yakın bir arkadaşınız, yeni bir şey denemek istiyor. Eğer güvensizliklerini sizinle paylaşsalar, onlara muhtemelen haklı olduklarını ve büyük olasılıkla başarısız olacaklarını söyler misiniz? Yoksa her şeyin yolunda gideceğine dair tüm nedenlere inandığınız için onları yine de bir şans almaya teşvik mi edersiniz?
Kendinizi sevdiğinizde, hem büyüme fırsatlarını hem de parlama şansınızı tespit edebilirsiniz. Risk almak sadece eğlenceli görünen bir şey yapmakla ilgili değildir. Aynı zamanda başarılı olmak için kendinize mümkün olan en iyi şansı vermekle de ilgilidir. Konfor alanlarımızda kalarak hayatta ilerleme kaydedemeyiz.
3. Empati
Kendimizi şefkat ve takdirle görebildiğimizde, güçlü ve zayıf yönlerimizi kabul edebildiğimizde, başkalarına da şefkat duyabiliriz. Başkalarının mücadelelerine destek olma yeteneğimiz, onlara karşı daha empatik olmamıza yardımcı olur. Empati ise daha güçlü bir bağ ve aidiyet duygusu yaratır.
Empatiyi geliştirmek aynı zamanda bilişsel ve psikolojik esnekliğinizi de geliştirir. Duygusal olarak “Başka birinin yerine geçme” konusunda daha başarılı olursunuz. Bunun da iletişim becerileriniz üzerinde olumlu bir etkisi olabilir.
4. Öz yeterlilik
Öz yeterliliğin dört bileşeni vardır. Bunlar arasında diğer insanların başarılı olduğunu görmek, kendi ustalık deneyimlerinizi yaşamak ve başkaları tarafından onaylanmak yer alır.
Sonuncusu ise kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında iyi hissetmektir. Öz sevgimiz yüksek olduğunda yeni şeyleri daha iyi üstlenebiliriz. Kendi yeteneklerimize olan güvenin yanı sıra en iyi olma arzusunu geliştirmek, öz yeterliliğin temel yapı taşlarıdır. Buna karşılık, bu özgüven ve kendi yeteneklerimize olan inanç, hedeflerimize ulaşmamıza, kendimize meydan okumamıza ve en iyi hayatlarımızı yaşamamıza yardımcı olur.
5. Sınırları belirlemek
“Gerçekten yapmak istemediğiniz bir şeye dürüst olmayan bir “evet” demek, kendinize karşı dürüst bir “hayır” demek anlamına gelir” diye bir söz vardır. Çoğu zaman her şeye evet demenin ve herkese her zaman yardım etmeye istekli olmanın bir erdem olduğunu düşünürüz. Bununla birlikte, kendini sevmenin önemli bir parçası, enerjinizi neye vereceğinizi ve neyin size hizmet etmediğini bilmektir. O yüzden herkese koşulsuz destek olmak, sınırlarınızı belirlemezseniz kısa sürede tüm enerjinizi tüketebilir.
Kendini sevmek ve kendine şefkat duymak aynı şey midir?
Kendini sevmek ve kendine şefkat tam olarak aynı şey değildir, ancak birbirleriyle güçlü bir şekilde ilişkilidirler.
Kendini sevmek, kendinizi sevip sevmediğinizle ilgilidir. Kendinizi güvene, hayranlığa ve ilgiye layık bulma yeteneğinizdir. Öz şefkat ise kendimizi affetme ve hatalarımıza karşı nazik olma yeteneğimizdir. Biri olmadan diğerine sahip olamasanız da, her birini geliştirmek için farklı yöntemler gereklidir.
Basitçe söylemek gerekirse, kendimizi tanıyarak öz sevgiyi geliştirirken, kendimize karşı nazik davranarak öz şefkati geliştiririz. Bu kendini tanıma ve keşfetme süreci, kendimize aşık olmamızın büyük bir kısmını oluşturur.
Hatalarımızdan dolayı kendimizi affederek ve bunları öğrenme fırsatlarına dönüştürerek öz şefkati geliştiririz. Bir kez öz sevgiyi geliştirdiğimizde, hemen ardından öz şefkat çok daha kolay gelir.
Kendini sevmeyi pratik etmenin yolları
Kendi değerimizi fark etmek, kendimiz hakkında iyi hissetmek ve kendi yaşamınızda öz sevgiyi geliştirmenin ve uygulamanın bazı yolları:
1. Kendinizi tanıyın
Gerçekte, bize “kişisel bakım” olarak pazarlanan banyo bombalarını ve kokulu mumları almanın, “kendinize zaman ayırmanın” hiç bir yanlış tarafı yok. Sorun şu ki, bunun tek kişisel bakım türü olduğunu düşünmeye başlayabiliriz. Gerçekte ise öz bakım ve öz sevginin alışveriş sepeti ile hiçbir ilgisi yoktur. Sadece kendinize yatırım yapmakla ilgilidir.
Şahsen ben iyi bir masajı severim ama masaj yaptırma fikrinden nefret eden arkadaşlarım da var. Başkaları bunu yapabilecekleri en sıkıcı şey olarak görebilirken, ben saatlerce kitap okuyabilirdim. Kendinize bakmanın “doğru yolu” sorusunun cevabına hiç kimse sahip değil (tabii ki sizin dışınızda).
Kendinizi tanımayı yeni bir ilişkiye başlamak gibi düşünün. İster bir arkadaş ediniyor olun, ister flört ediyor olun, hatta yeni bir ev bitkisine bakıyor olun, bir öğrenme eğrisi olacaktır. Sorular sorabilir, neyin işe yarayıp neyin yaramadığına dair notlar alabilir ve yeni şeyler deneyebilirsiniz. Bu yeni ilişkiyi geliştirmeyi öğrenmek konusunda meraklı ve ilgili olmanız gerekir.
Bu meraklı bağlılık duygusu, kendinizi sevmeyi öğrenmek için harika bir temeldir. Bir günlük tutmaya başlayın, yeni bir hobi edinin veya kendinize yeni bir kurstan veya eğitimden bir randevu alın. Kendiniz ve ne yapmayı sevdiğiniz hakkında bilgi edinmek için zaman harcamaya başladığınızda, muhtemelen kendinizi oldukça sevimli bulacaksınız.
2. İltifat için balık tutun
Büyürken duymuş olabileceğinizin aksine, iltifat peşinde koşmak kötü bir şey değildir. Çoğumuz iltifatları benimsemek ve içselleştirmek yerine bir kenara atma eğilimindeyiz. İltifatları, teşekkürleri ve insanların size göstermek istediği diğer olumlu saygıları benimseme alışkanlığını edinin.
Bu ilk başta rahatsız edici görünebilir ve hatta pratik yapmanız gerekebilir. Bu konuda verilen bir eğitimde iltifat alan kişilere sadece “Teşekkür ederim, bu doğru” diye yanıt vermeleri isteniyordu. Bir iltifatı başından savmak yerine onaylamak ve benimsemek şaşırtıcı derecede zordur. Hemen ardından iltifatı yapan kişiye sizin de bir iltifat yapmaya çalışmanıza hiç gerek yoktur. Aksine bu oldukça yapmacık ve samimi olmayan bir tutum takınmanıza sebep olur.
3. Kişisel bakım rutinleri oluşturun
Kendinize nasıl bakacağınızı öğrenmek, refahınızı destekleyen alışkanlıklar oluşturmak anlamına gelir. Yeniden şarj olmanız gerektiğini hissettiğinizde kısa bir tazelenme için değişik aktiviteler deneyin. Ayrıca neyin size iyi geldiğini, neyin mutlu ettiğini ve hangi aktiviteyi günün hangi saatlerinde yapmanın size daha iyi hissettirdiğini keşfedin.