Başkalarıyla Yarış İçine Girme Gafleti Göstermeyin – Yüksel Çiğdem Mayda

Editör

Eğitmen ve Koç Yüksel Çiğdem Mayda, “Hayat “denilen şey, zaten dalgalı olmazsa olmaz. Kalp atım çizgimiz bile bir inip, bir çıkarken; bizim yolumuz nasıl dümdüz olsun.” diyor.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba bendeniz Çiğdem. 42 yaşındayım. 18 yıllık evliyim ve 12 yaşında bir oğlum var. 2004 Kamu Yönetimi lisans mezunuyum. Şu anda da İstanbul Üniversitesi’nde Sosyoloji ve Rauf Denktaş Üniversitesi’nde Psikoloji öğrencisiyim.

16 yıl özel sektörde çalıştıktan sonra son 4 yıldır da kendi uzmanlık alanlarımda eğitmenlik ve koçluk yapmaya devam ediyorum.

Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman fark ettiniz?

16 yıllık özel sektör hayatımın birçok evresinde kişisel gelişim ve mentörlük ile ilgili eğitimler aldım. Sonrasında eşimin işi nedeni ile şehir değişikliği yaptık ve artık özel sektörde çalışmak istemediğime karar verdim. Fakat yılların vermiş olduğu alışkanlık ve konfor alanını bırakmak son derece sancılı bir süreçti.

İşte tam da bu süreçte Özüne Dönüş ve yoga hayatımın odak noktası oldu. Bununla birlikte nefes, meditasyon ve çakralar konusunda gitgide uzmanlaştım. Kendi özüme döndükçe alansal derinleşmeler fazlalaştı.

Bu alanla ilgilenmeye başladıktan sonra sizin hayatınızda neler değişti, hangi alanlarda açılım oldu?

Aslında Özüne Dönüş (HUMAN DESIGN) yolculuğu ile başlayan farkındalığım, yoga, meditasyon, nefes ve mindfulness eğitmenlikleri ile taçlandı.

Özüne Dönüş haritamdaki (bodygraphy) tüm tamamlanması gereken alanlarımı keşfettim, kabul ettim ve onlarla çalışmaya başladım. Tam ve bütün olma halini bu süreçte defalarca deneyimlemek şansını da bu sayede elde ettim.

Uzmanlaştıktan sonra kendi hayatınızda ruhsal zihinsel ve bedensel olarak değişiklikler oldu mu? Neleri fark ettiniz?

Tabi ki değişimler kişi kendisiyle çalışmaya başladığı andan itibaren her alanda gösterir. Daha mindful bir birey olmakla birlikte, daha sakin bir zihin yapısı, daha dingin bir ruhsal alem sağladı.

Özüne Dönüş (Human Design) analizim ile tamamen manipüle olduğum ve açıklık alanlarımla çalışmaya başladım. Yoga ile esnek bir omurga yapısına, meditasyon ile sakin ve farkında bir zihne, nefes çalışmaları ile sağlıklı ve enerjik bir bedene kavuştum.

Olaylara, kişilere ve durumlara yaklaşımım aceleci bir hal almaktan çok; sakin, süreç ve çözüm odaklı bir hal aldı. Bu sayede doğru kararlar, başarılı işler ortaya çıktı.

Bu alana uzmanlaşmaya ve başka insanların hayatına dokunmaya karar vermemiz nasıl oldu? Biraz kendi yolculuğunuzdan ve hikayenizden bahseder misiniz?

Aslında ilk olarak Özüne Dönüş analizini oğlumu anlamak ve onunla daha iyi bir iletişim sağlayabilmek adına danışmanlık alarak başladım. Fakat sonrasında bu alan beni içine aldı ve farklılaşma bilimi olan Human Design’da derinleşme ile önce analist şimdilerde ise eğitmenliğini yapıyorum.

Human Design aslında kişinin otantik kimliği yani Öz’üdür. Kişiler kendi Öz’ünü bilmediğinde varoluşsal sancılarla boğuşuyorlar.

Bu nedenle de beni içine alan bu bilimsel alanda uzmanlaşıp, birçok içerik, bilgi ve koçluk ekleyip, hizmet vermeye başlayınca adını ‘’Özüne Dönüş’’ olarak değiştirerek hem analizin hem de eğitimin adını patent altına aldım. Ve bu şekilde ‘Özüne Dönüş Yolculuğu ’ resmi olarak da başlamış oldu.

Önce yüzlerce danışan ile Özüne Dönüş Analizi koçluk çalışması yaptıktan sonra, bunun yalnızca iki saatlik bir seansa sığdırılamayacak kadar değerli ve derin olması sebebi ile danışanlarımla çok daha uzun ve ‘’Özüne Dönüş Yolculuğu’’ adını verdiğim birebir varoluşa destek eğitimleri vermeye başladım.

Uzmanlaştığınız bu alan son zamanlarda oldukça popüler oldu, siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

2020 yılındaki pandemi aslında herkes için bir içe dönme ve uyanışın başlangıcı oldu. Birçok kişi bu zamandan sonra Öz’ünü keşfetmek adına birçok yola girdi. Birçok ekol denedi. Bunlar arasında tabii en baş tercihler arasında yoga, meditasyon ve tabii nefes çalışmaları en başı çekti.

Gerçek yolcular yollarına devam ediyor. Fakat birçoğu kısa zaman sonra bu yoldan koptular. Özümsemediğimiz hiçbir konuda başarı elde edemeyiz. Hızlı başlangıçlar ve kopuşları ben çok normal buluyorum aslında. Çok fazla popüler kültür ile sürü psikolojisinde insan davranışını gözlemliyoruz. Kişi ne zaman gerçekten hazır olursa; evren ona her yolu açıyor.

Uzman olduğunuz alanda danışanlarınız en çok size hangi sorunlarla geliyorlar?

Bana danışanlarımın hemen hemen hepsi; hayat amaçlarını öğrenmek ve gerçekte kim olduklarını öğrenmek için geliyorlar. Aslında ben bunlara sorun değil de arayış, keşif demek istiyorum.

Özellikle odaklandığınız ve danışanlarınızda çözüm bulduğunuz alanlar nelerdir? Varsa düzenlediğiniz eğitimlerin ve çalışmaların içeriğinden bahseder misiniz?

Özüne Dönüş analizi ile danışanlarımla önce hangi alanlardan manipüle olduğuna ve bu alanlar ile ilgili nasıl çalışmalar yaparız buna odaklanıyoruz. Çünkü önce kendimizi bilmeliyiz. Neye ihtiyacımız var, hangi alanlarda yükselmeli, bütünlenmeliyiz; bunu bilmeli ve bu yolda ilerlemeliyiz. Bu alanda yaptığım çalışmalara bakacak olursak;

  • Özüne Dönüş (Human Design) Analizi (2 saatlik online koçluk)
  • Özüne Dönüş Varoluşsal Koçluk Seansları (birebir)
  • Özüne Dönüş Yolculuğu 1. Modül (11 haftalık eğitim)
  • Özüne Dönüş Yolculuğu 2. Modül Uzmanlaşma (11 hafta eğitim + süper vizyon + sertifika)
  • ·Çakralar Enerji Uzmanlığı Eğitimi (8 hafta teorik+ pratik + sertifika )
  • Meditasyon Koçluğu Eğitimi (sertifikalı)
  • Nefes Koçluğu ve Eğitmenliği Eğitimi (sertifikalı)
  • Mindfulness Eğitimi (sertifikalı)
  • Online Yoga Dersleri (bireysel+grup)
  • Çakra Dengeleme Seansları (bireysel)
  • Farkındalık, Bağ Koparma, Öz Sevgi vb Meditasyon Seansları (bireysel)

Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu alanda en son gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyorsunuz. Bu konuda son zamanlarda neler yapıyorsunuz, hangi alana odaklanıyorsunuz?

Alanım ile ilgili daima öğrenme ve gelişme halindeyim. Mutlaka kitap, makale, eğitim vb kendimi besliyorum. Psikoloji alanında da eğitimler almaya başladım. Vaka örnekleri inceliyor ve danışmanlıklarımda hem kişinin yaradılışından gelen hem de bu şekilde psikolojik altyapısına bakma fırsatım oluyor.

Uzmanlık alanınızda gerçekleştirmek istediğiniz en büyük hayaliniz ve projeleriniz neler?

Farkındalık kampları ile danışanlarım ile yüz yüze bir arada olmak ve sonrasında kişinin gelişimini daimî destekleyici bir kılavuz ellerinde olması adına kitap yazmayı planlıyorum. Evrene kalıcı bir iz bırakmak e destek olmak en büyük arzum bu alanda.

Son yıllarda bu alana ilgi oldukça arttı. Özellikle sosyal medyada çok fazla bir bilgi kirliliği de yaşanıyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Daha önce de bahsettiğim gibi pandemi ile kişiler bir arayışa geçti. Önlerine ne sunulursa hızlı rahatlattığını düşündüğü yollara başvurdu. Fakat hem Özüne Dönüş Yolculuğu hem yoga hem meditasyon uzun bir yoldur. Bir yaşam tarzıdır. Sabır ve zaman ister.

İnsanlar o an popüler olan ne var ise hemen onunla rahatlamak, hemen sonuç almak istiyorlar. Bu verebileceğim en güzel örnek de ‘Zeytin Ağacı’ dizisi ile patlayan ‘Aile Dizimi’ seansları ve tatmin olmayan aksine bir çok hayal kırıklığı yaşayan danışanlar. Fakat bu alandaki değerli çalışma arkadaşlarımda iyi bilirler ki hemen, acil ve acelesi olanın bizimle çalışmasının çok da ilerleyen bir tarafı yoktur.

Mindfull bir birey olabilmenin ön koşulu zaten yavaşlamak ve olan bitenin farkına varmaktır. Kişi kendine emek, zaman ve sabır göstermez ise tükeniş kaçınılmaz bir sondur maalesef.

İnsanların farkındalıkları arttıkça hayatlarında yolunda gitmeyen ve kötü giden şeyleri değiştirmek istiyorlar. Sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki bırakıyorsunuz?

İnsanlar kendi potansiyellerini keşfettikçe daha özgüvenli bir birey oluyor. Bu sayede ikili ilişkilerde hep veren olmak yerine almayı da seçiyor ve ilişki sömürüden gerçek bir birlikteliğe taşınıyor. Manipülasyon ile hareket etmek yerine gerçek istek ve arzuları yönünde, hayat amacı ile aynı rotada ilerleyen danışanlarım artık daha mutlu ve farkında bir yaşam sürüyorlar.

Zihinsel özgürlüklerine kavuşan bireysel ruhsal olarak da hafifliyor. Çünkü artık bakış açıları değişmiş şekilde ve olayları iyi-kötü diye ayırt etmeden; bana bu deneyimden kalan öğreti ne oldu diye yaklaşıyor. Bu yaklaşım sayesinde kişi duygu bataklığında debelenmek, sürekli ajitasyon yapmak ve kurban rolüne bürünmek yerine; yaratım haline geçiyor.

Artık hayatının direksiyonu ondadır. Yolunu bilir ve yolda başına gelenler için pes etmez ve hepsini birer deneyim ve bilgeleşme olarak değerlendirir. Çünkü bizler bir yere varmak değil yolda olma halini deneyimlemek için buradayız.

Bazı insanlar potansiyelleri olmasına rağmen değişim için adım atamıyorlar, bir türlü harekete geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?

Bunun sebebi ‘Konfor Alanı’dır. Konfor alanı dediğimiz alan son derece kuşatıcı ve rahat bir alandır. Kişiler burada herhangi bir tehdit ile karşılaşmaz ve sorunsuz bir şekilde yaşamaya devam eder. Kendilerini geliştirmeleri, dönüştürmeleri beklenmez. Nerede ne olduğunu bilirler.

Bu alandan çıkmak istemeyenler; Özüne Dönüş Haritasında Tanımsız (Sürdürülebilir Enerjiden Yoksun) Taç, Zihin ve özellikle Kök ve Öz merkezleri olanlardır. Bunu da zaten bireysel analizlerimde mutlaka belirtiyor ve ilerleyişimize ona göre yön veriyoruz.

İşte bu kısır döngü maalesef kişileri köreltir ve gelişimlerin durdurur. Çünkü o alan kısıtlıdır. Esas deneyim ve farkındalıklar rutinin dışına çıkıldığında başlar 🙂

Bu alana ön yargıyla yaklaşan kkişileri nasıl ikna etmek gerekiyor?

Açık konuşmak gerekirse kimseyi ikna etmek için özel bir çabaya girmiyorum. Zaten ikna edilmişler ile değil, inananlar ile yolculuk yapılır. Ben kimseyi ikna etmek için çabalamıyorum. Zaten hayatımın değişmesi ve dönüşmesi, fikirlerim, bedenim, cümlelerim, yaşam tarzım , olaylara ve insanlara bakış açım kişileri yeterince ikna ediyor.

Aslında herkesin aynı yöne bakmasını beklemek de yanlış olur. Çünkü dönüşüm ve gelişimi herkesin farklı alanlarda ve yollardan oluyor. Kişi hazırsa, zaten bir şekilde bir rehber ile, ki bu bazen bir kitap, bazen bir film, bazen bir cümle ya da eğitim olabiliyor, yolculuğu başlıyor.

Bir de tabi şöyle bir gerçeklik var. Enerji denilen şey, herkeste farklı seviyelerde. Bu nedenle enerji çalışmaları da kişiye göre farklılık gösterecektir. Her çalışma her kişide pozitif yönde bir etki sağlamaz. Bunun farkında olarak hem danışanın hem de uygulayıcının motivasyonu düşmemelidir.

Kendi özel yaşamınızda uzmanlığınızı arka planda kullandığınız ve kişilik analizleri yaptığınız durumlar oluyor mu?

Mutlaka ister istemez oluyor. Fakat karşı taraftan bir talep gelmediğinde bu farkındalık ve bilgileri kendileri ile paylaşmıyorum. Çünkü talep edilmeden verilen bilgilerin karşı tarafta istenilen yönde bir değişiklik yapmadığını gözlemledim. Herhangi bir kıymeti maalesef olmuyor.

Arkadaşlıklarımın ne maksatla olduğunu ve benim ne şekilde bir tavır sergilemem gerektiği konusunda bir hayli yol gösterdi tabii bu uzmanlaşma. Haliyle çok fazla bir sadeleşme oluyor.

Detoks yalnızca yiyecek ve içecekler ile olmuyor. Bu anlamda da detoks kişide ruhsal ve zihinsel rahatlamalara yol açıyor. Çünkü artık sizi kimse kolay kolay manipüle edemiyor. Kimlerle, hangi ortamlarda olmanız gerektiğini artı çok iyi biliyorsunuz.

Bu alanda faaliyet gösteren diğer uzmanlardan farklı olarak neler yapıyorsunuz?

Amacım başkasından farklı ya da daha iyi olmak değil. Kendi alanımda kendi bilgilerimin ve uzmanlığımın en iyi versiyonuna ulaşmak için yolumda ilerliyorum. Bu ilerleme yeni eğitimler, farklı bilgiler öğrenmeyle ve özümseme ile hızla devam ediyor. Hiçbir zaman tamam ben oldum demiyorum. Her zaman öğrenmeye ve gelişime açık yapım var. Herkesten ve her şeyden öğreniyorum.

Hiç unutamadığınız bir danışan hikayeniz var mı? Size hangi sorunla geldi ve sürecin sonunda ne oldu?

Her danışanım ve her hikaye bu anlamda aslında çok özel ve değerli. Ancak tabi ki bir tanesi son derece duygusal. Sevgili danışanım Uluslararası bir şirketin üst düzey yöneticisiydi. Son derece yoğun bir iş temposu vardı. İlk seansımızı yapmak için müsait olması bile haftalarımızı almıştı.

Kendisi dışardan bakıldığında son derece kariyer sahibi, imrenilecek bir hayatı olan başarılı bir iş kadınıydı. Fakat mutsuzdu. Bir türlü içine sinmiyordu hayatındaki şeyler. Evlenmişti ve denemelerine rağmen bebeği de olmuyordu. Koçluk seanslarımız sonrasında işten ayrıldı ve hayat amacı ile doğru orantılı olan alanda çalışmaya başladı. Kısa zamanda yine başarıyı yakalayarak hem maddi hem de manevi huzura kavuştu.

Doktorun yalnızca tüp bebek ile tedavi sonucu bebeğiniz olabilir demesine karşın hem eşinin hem de kendisinin Öz Haritalarında fizyolojik olarak bir eksiklik olmamasını göz önüne alarak, eş zamanlı Çakra Dengeleme Seanslarını başlattık. Seanslar sonrasında tamamen doğal yollardan hamile kalarak bebek sahibi oldu. Benim için sevgili danışanım gerçekten unutulmaz…

Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri nasıl atlatıyorsunuz? Yaptığınız bu çalışmaları siz kendinizde nasıl deneyimliyorsunuz?

Hayat denilen şey, zaten dalgalı olmazsa olmaz. Kalp atım çizgimiz bile bir inip, bir çıkarken; bizim yolumuz nasıl dümdüz olsun 🙂 Bir kere bunun farkında olmak ve kabule geçmek önemli bir adım. Arada tökezlemenin de çok normal olduğunu kabul etmek zaten insanı daha sakinleştiriyor.

Panik halde ayağa kalmaya çabalamak yerine durum değerlendirmesi yapmayı öğreniyorsunuz. Kalkmadan önce acıyan, kanayan ya da kırılan bir yerim var mı demek ön koşul.

Aksi halde can havli ile ayağa kalktığınızda yeniden düşebilir ve belki bir daha ayağa kalkmak için yeterli güce sahip olmayabilirsiniz. Bu nedenle bu süreçte hemen iyi olmaya çabalamak yerine, iyi olma halini deneyimliyorum.

İyiymiş gibi davranmadan, beni mutsuz eden durumları, olayları ve kişilerin farkına varıyorum. Neden ve nasıl sorularını sormadan bu yaşadıklarımın bana katkısı ne olur diyerek yoluma devam ediyorum. Yoga, nefes ve meditasyon beni son derece yolumda tutan ve beni bana yakınlaştıran en güzel şeyler. Tüm bunlar her ne yaşıyorsam, içinden kolaylıkla geçmemi sağlıyor.

Bu alanda hizmet almak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?

İlk etapta uzmanın eğer sosyal medya hesabı var ise takipte kalabilirler. Söylemleri ile çalışmaları paralel şekilde ilerliyor mu? Asla ve asla takipçi sayısı ya da sertifika kalabalığına aldanmasınlar. Çok üzülürler.

Alacakları hizmet ile ilgili daha öncesinde biraz araştırma yaparak, rehberlerin ya da uzmanların eğitim ya da seans içerikleri hakkında detaylı bilgilendirme talep edebilirler. Ancak en nihayetinde kişi eğer alacağı bir ders var ise mutlaka alıyor. Bazen de iyinin kıymetini bilmek için kötüye denk gelmek gerekir 🙂

Sizin gibi profesyonel olarak bu mesleği yapmak isteyenlere ne tavsiye ediyorsunuz?

Öğrenme konusunda daima istekli olmaları şart. Ve edinilen bilgiyi özümsemek en önemlisi. Her bilgi değerlidir. Ancak biz bize gerekli olanları özümsemez isek, bilgi kalabalığından ilerleyişimiz durabilir. Kendi alanınızda ve kendi versiyonunuzda en iyisi olmak için çabalayın.

Bir başkası ile yarış içine girme gafletini göstermeyin. Örnek alın ama taklit etmeyin. Bu çok önemlidir. Taklit ettikçe, kendi potansiyelinize ulaşamazsınız. Kendinizin farkında olun ve kimseye bir şey ispat etmeyin. Tek ikna etmeniz gereken kişi kendi ruhunuz yani Öz’ünüzdür.

Son olarak okuyucularımız için bir mesajınız var mı?

En nihayetinde her şey gelip geçicidir. Ne acılar bakidir ne de sevinçler. Bu nedenledir ki yaşamda ilerleyebilmek için yalnızca tutunmamız gereken şey ‘NEFES’ ve ‘KENDİNİZDİR’dir. Kendinizle çalışmaya ve ÖZ’ünüze yaklaştıkça özgür olmaya niyet edin. Sevgi ve Farkındalıkla Kalın…

Benzer

Yorum Yaz