Profesyonel Koç – İpek Kabidan

Editör

Profesyonel Koç Sayın İpek Kabidan ile Koçluk üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

1. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

İpek Kabidan kimdir diye google’a yazıldığında çokça bilgiye ulaşmak mümkündür. Ama gelin biz heryerde kolayca bulunmayan konulardan bahsedelim. 

2003 yılında İşletme ve Ekonomi Fakültesinden mezun oldum  2015 yılına kadar dünya markalarını yöneten firmalarda üst düzey yöneticilik yaptım . Çok uzun mesai saatleri içinde,  çokça strese maruz kaldım. Gergin bir bedeni ve ruhu taşıdım 13 yıl boyunca. Çok başarılı işler yaptım, çok iyi imkanlar ve kazançlar elde ettim.

Ancak bir sabah uyandım ve kendime sordum” Ben neden çalışıyorum” diye ? Cevap tabiki para kazanmak, daha iyi yaşamaktı. Peki  daha iyi kazanınca daha iyi yaşadım mı ? Cevap, tabiki HAYIR! İyi yaşamak çok para kazanıp istediğim herşeyi alabilmek yada yüksek standartlarda yaşamak değildi. 

Onca stres ve uzun saatler bana harika bir kariyer kazandırmıştı ama benden çok şeyleri de götürmüştü. O sabah aklımda bir soru daha vardı. Bu işi yapmasan (yöneticilik) ne yapardın İpek? Hiçbir fikrim yoktu tek bildiğim ; sonuç odaklı, sorumluluk sahibi , azimli, lider ruhlu,enerjik bir yapım olduğuydu. Yurtdışından eğitimcilerle çalışmak bana hep heycan verirdi. Bilgiyi almak ve işleyip başkalarına dağıtmak hep heycan duyduğum birşeydi. 

Tüm bunları bir araya getirdiğimde o an bir anlam ifade etmesede zaman içerisinde sıklıkla bu konuyu düşünmem önüme başka fırsatları çıkarmıştı.İlk fırsat İstanbul’da aldığım koçluk eğitimiydi,  seruven orda başlamıştı. Ardından çok değerli bir hocamın “ bir gün bu alanda çok başarılı olacaksın  lütfen ilerle “sözüydü. Gelişim Koçluğu harika bir alan ama insanları daha iyi anlamak için daha fazlasına ihtiyaç vardı.  

Koçluk, Mindfulness, Nefes, Klinik Psikoloji derken pazılın parçaları yavaşça birleşiti. İnsanı anlamak, zihnin çalışma şeklini anlamak, duyguları anlamak muhteşem birşey. Herşey mutlu olmadığımı farketmemle başladı ve tüm bu yolculuk önce bana sonrada dokunma fırsatı bulduğum herkese şifa oldu. 

2. Uzmanlaştığınız bu alan son zamanlarda oldukça popüler oldu, siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Evet bunu görmek için  şahsen çok uzun zaman bekledim. İnsanlar  hayatlarında, destek almaya, gelişmeye, belli yöntemleri hayatlarına alarak ruhsal ve duygusal rahatlamaya çok yer vermiyorlardı. Özellikle pandemi sonrasında bu durum fazlasıyla değişime uğradı. İnsanların daha çok farkındalık sahibi olduğunu görüyorum .

Aylarca evlere kapanmak, yaşam alanlarının daralması, sağlık tehdidi bunlar hem yordu hemde düşünme şansı verdi sanırım.Tabi bunun yanında birçok duygusal ve ruhsal durumu da tetikledi. Artık insanlar daha kolay destek almak için adım atıyorlar. Olması gereken de bu.

Nasıl ki arabanız bozulduğunda makiniste gidiyorsunuz, yada boğazınız ağrıdığında, göğsünüz sıkıştığında doktora gidiyorsanız, ruhunuz hastalandığında aynı özeni göstermek çok önemli. Çünki herşey zihinde başlıyor, oradaki bozulmalar, çözümsüzlükler ruhsal ve duygusal durumu etkiliyor ve bu da davranışlarımıza, yaşam içerinideki hal ve tavırlarımıza yansıyor. İnsanlar artık daha bilinçli ve artık daha ben merkezli düşünebiliyorlar. Tüm bunlar sevindirici ve bence destek alması gerektiğini farkeden bir birey zaten %50 iyileşmiştir.

3. İnsanların farkındalıkları arttıkça hayatlarında yolunda gitmeyen ve kötü giden şeyleri değiştirmek istiyorlar. Bedensel ruhsal ve zihinsel açıdan sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki bırakıyorsunuz?

Bu soruya en iyi cevabı tabiki  danışanlarım yada yolu bir yerde benimle kesişenler verebilir ancak şunu söyleyebilirim ki kendigelişimim için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmam, başkaları için fayda sağlama çabam ve başarı odaklı olmam (mevcut durumdan az ileriye hareket etmek bile bir başarıdır) benimle çalışan danışanlara da yansıyor. 

Biryeler başedemedikleri duygular,  çözüm bulamadıkları problemler veya geliştirmek, değiştirmek  istedikleri alanları için bana geliyorlar. Bu hedeflerine ulaşmak için benimle çalışmayı seçiyorlar. Her geçen gün çoğalan bir danışan pörtföyümün olması, eğitim , atölye ve etkinliklerimin oldukça kalabalık olması bir göstergeyse insanlar üzerinde olumlu bir etki bıraktığım söylenebilir.

4. Bazı insanlar potansiyelleri olmasına rağmen değişim için adım atamıyorlar, bir türlü harekete geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?

Bu nokta benim, bu mesleğe geçiş sebeplerimin arasında liste başı. Üst düzey yöneticilik yaptığım yıllarda çalıştığım ekip arkadaşlarım arasında çok bilgili, zeki ve yetenekli insanların adım atmakta zorlandıklarına çokca şahit oldum. O yıllarda bir çok şeyi bilmelerine rağmen neden adım atamadıklarına anlam veremiyordum. 

Ancak hayatımın ikinci baharı dediğim şuanki mesleğim artık bana tüm bu soruların cevaplarını altın bir tepside sunuyor. Peki neler oluyor ? Neden mi adım atamıyorlar ?  Kökleri  buna izin vermiyor.  Kök dediğim yer neresi sizce ? Kişinin geçmişi … Doğduğu ev, aile, ülke (bizim seçmediklerimiz), oralarda temas ettiği herşey ve herkes. Başarısız olduğu deneyimler, başaramayacağını düşünen, denemesine bile izin vermeyen zihniyetler ve tüm bunların etkisi altında kalan bir benlik.

Zihin bir kayıt cihazıdır. Her yeni doğan günle, gözlerinizi açtığınız an kayıt etmeye başlar. Milyonlarca bilgiye gün içinde ev sahipliği yapar, bir kısmı kısa süreli beleğe uğrar ve hemen ayrılır. Bir kısmı ise uzun süreli belleğe yerleşir ve kalır. İşte tüm bunlar algılarımızı şekillendirir ve düşünce şeklimizi ortaya çıkarır. Tüm bunlar ne demek ? Dünyaya bakış acımız demek. Her kimsek bugün olmadık! Kocaman bir tarihi taşıyoruz sırtımızda…

Ancak ne tarihimiz, talihimizdir, ne de genlerimiz ve geçmişimiz kaderimizdir. Tüm bunları anlamak, farketmekle başlıyor değişim. Aksi halde değil adım atmak, durduğumuz yerde bile kendimize hayrımız olmaz !

5. Bu alanda hizmet almak isteyenlere ne tavsiye edersiniz? Hizmet alacakları uzmanlarda hangi özelliklerin olup olmadığına dikkat etsinler?

Öncellikle bu harika soru için minnetarım. Benim için her birey çok kıymetlidir ve bu kıymete değer bir hizmet almalarını sağlamakta ben ve benim gibi kişisel gelişim ve ruh sağlığı alanında çalışanların başlıca görevidir.

Peki danışan profesyonel bir hizmeti diğerlerinden nasıl ayırt edecek? Yetkin, etkin ve etikolup olmadığımızı nasıl anlaycak ? Öncellikle profesyonel olabilmek için bir merkez, klinik, ofis ortamının olması elzemdir. Ayrıca danışman, koç, psikolog olarak aldığımız eğitimler, meslekte geçirdiğimiz yıllar, hayat tarzımız, başarılarımız, projelerimiz, kendimizi geliştirmek için attığımız adımlar, içinde bulunduğumuz topluluklar v.s bunlar ne durumda bakılmalıdır.

Ulaştığımız hedefler, toplumdaki yerimiz, ilişkilerimiz, topluma, bütüne sağlamaya çalıştığımız faydalar (sosyal sorumluluk projeleri v.s) varmı? Bireyler bu alanda hizmet almadan mutlaka çalışmayı düşündükleri uzman hakkında bilgi edinmelidirler.

Aksi halde bu alanı suistimal eden çokça insana rastlamak ne yazık ki mümkündür. Yanlış bir seçim, bireylerin hayatlarını olumsuz etkileyeceği gibi alan karşı olumsuz bir yargı ve güvensizlik oluşturacaktır.

6. Sizin gibi profesyonel olarak bu mesleği yapmak isteyenlere ne tavsiye ediyorsunuz?

Çokça okuyun,  bilimsel olarak yapılan çalışmalar neler gündemi takip edin. İnsanlara yarayan yöntemler neler en doğru kaynaklardan öğrenin. Aldığınız eğitimleri ve eğitimcileri iyice araştırın . Kısa yollar seçmeyin, başarı yolculuğunuz da kısa olur. Uzun yollarda emin adımlarla ilerleyin .

Kendi markanızı oluşturun ve fark yaratın . Varlığınızla nasıl bir fayda sağlayacağınızı sorun kendinize. Her insan bir öyküdür, bir roman, bir hikaye , bir dünya onların yaşamlarına dokunmak gönül işidir. Aşkla isteyin , inanın, adanın gerisi su gibi akıp gelecektir zaten .

7. Son olarak sizi dinleyenlere/bu yazıyı okuyanlara bir mesajınız var mı?

Biraz klasik olacak ama yaşam gerçekten sandığımızdan daha kısa ve herşey zamanla geçip gidiyor.  Bitmez dediklerimiz bitiyor, unutulmaz dediklerimiz unutuluyor, sürmez dediklerimiz sürüyor. Biz dursak da durmuyor zaman. Beden yaşlanıyor, evler, arabalar, giysiler eskiyor.

Her neyi tutuyorsanız benliğinizde ne kadar acı versede bilinki o da geçip gidecek . Geçmiş telafisiz bitendir , gelecek gelir mi gelmez mi belli değil . En gerçek zaman “AN” ne geçmişe takılıp dertlerinizde kaybolun nede gelecekte ne olacağına tasalanın.

Bakın şimdi şuanda neler oluyor? İyimisiniz? Değilseniz! Daha iyi hisetmeniz için neye ihtiyacınız var? Sorun kendinize , elinizden gelenin iyisini yapmaya çalışın . Elinizden bir şey gelmiyorsa lütfen destek alın . Hayat kendinizi erteleyemeyecek kadar kısa …

Yarın olmayacağınızı bilseniz bugünü nasıl yaşardınız? sorun kendinize

Benzer

Yorum Yaz