Her Sunulan Bilgi, Doğru Bile Olsa Anlık Olarak Bize İyi Gelmeyebilir – Gülsün Aya

Editör

Fonksiyonel Tıp Sağlık&Yaşam Koçu Gülsün Aya, “Danışanlarımla öncelikle kendi ruh ve zihin dengemizi sağlamak adına hem motivasyonel, hem de öz-şefkat temelli bir rehberlikle yol göstericiliği yapıyorum.” diyor.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar, ismim Gülsün Aya. 1992 doğumluyum. Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşıyorum. Yüksek öğrenimimi Ege Üniversitesinde Gıda Mühendisi olarak yaptım. Çalışma hayatım devam ederken pandemi döneminde yolum Fonksiyonel Tıp ve Beslenme ile kesişti.

İlgimi çeken bu alana yönelme kararı ile Fonksiyonel Tıp Akademisi’nden Fonksiyonel Tıp Sağlık Koçluğu eğitimimi alıp kurumsal hayat ile olan yolarımı ayırdım. Fonksiyonel Tıp için aslında yaşamımıza bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşmak da diyebiliriz.

Şu anda Fonksiyonel Tıp bilgileri ışığında kişiye özel hücresel ve mitokondriyal temelli beslenme, egzersiz, uyku düzeni ve stres yönetimini de içine alan motivasyonumuza dayalı holistik bir danışmanlık hizmeti vermekteyim. Bununla beraber hali hazırda temel yoga ve hamile yogası eğitimi almaktayım.

Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman fark ettiniz?

Bu alana ilgim aslında hep küçüklükten beri vardı. Kronik hastalıkların, mod bozukluklarının beslenme ve yaşam kalitesi ile ilgili olduğunun farkındaydım. Buna dair pek çok yol gösterici kitap ve video ile kendimi de geliştirmeye devam ederken bir yandan da içimde bu bilgileri paylaşma ve bu alanda yaşam düzenimi oluşturma isteği ve hayali ile yaşıyordum.

Resmi olarak ise kurumsal yaşamda yaşadığım kronik stres ve buna bağlı geçirdiğim rahatsızlıkları tedavi beni Fonksiyonel Tıbbın iyileştirici yoluyla buluşturdu.

Bu alanla ilgilenmeye başladıktan sonra sizin hayatınızda neler değişti, hangi alanlarda açılım oldu?

Ben bu yola aslında kendimi iyileştirmek ve şifalanmak amacıyla girdim. Ne zaman ki bu bilgileri kendi yaşamıma kattım; kronik ağrılarım kayboldu, fonksiyonel beslenme düzenimle hücrelerimi besledikçe, bağırsak mikrobiyotamı onardıkça kendimi iyi hissetme halim ve enerjim arttı. Haliyle bu durum etrafıma da olumlu anlamda yansıdı.

Uzmanlaştıktan sonra hayatınızda ne tarz değişiklikler oldu?

Uzmanlaştıktan sonra yapmakta olduğum şeyin ne kadar kıymetli ve yaşamlarımız için anlamlı olduğu daha çok fark ettim. Çünkü bir kere bedensel olarak zindelik ve aktiflik ile hem görünüş hem de özgüven olarak beni de inanılmaz iyi hissettirdi. Daha iyi bir ruh hali ve mod durumu ile birlikte zihnimi daha iyi yönlendirebilme, olaylara daha objektif ve esnek bakabilme yetimi arttırdı.

Çünkü beslenme dediğimiz olgu aslında bağırsak sağlığımız için çok önemli. Çünkü yaşam boyunca vücudumuzda salgılanan başta dopamin, serotonin gibi bütün hormonlar aslında bağırsaklarımızdan üretiliyor ve yine tüm rahatsızlıklar bozulmuş bağırsak yapısından kaynaklanıyor.

Dolayısıyla bağırsak sağlığı temelli beslenmeye başladığımdan bu yana, zihinsel fiziksel ve ruhsal dediğimiz bütüncül sağlığı da yaşamımda deneyimlemeye, kendime daha çok şey katacak enerji ve istek bulmaya başladım.

Bu alana uzmanlaşmaya ve başka insanların hayatına dokunmaya karar vermemiz nasıl oldu? Biraz kendi yolculuğunuzdan ve hikayenizden bahseder misiniz?

Bu alan ve bu mesleği yapabilmek benim aslında çocukluk hayalimdi; ancak o zamanlar böyle bir mesleğin var olduğunu bile bilmiyordum. Kurumsal yaşamda yaşadığım kronik stres ve buna bağlı geçirdiğim rahatsızlıkların tedavi süreci beni Fonksiyonel Tıp iyileştirici yoluyla buluşturdu. O dönemde bitmeyen boyun, baş ve sırt ağrılarım ile hormonal bozukluklarım mevcuttu.

Bunların her birinin iyileşmesi bedensel, zihinsel ve ruhsal sağlık faktörleri ile çok şükür mümkün oldu. Kendi iyileşme yolculuğumda deneyimlediğim şifayı ve güzelliği isteyen herkese katabilme arzusuyla 2020 yılında Fonksiyonel Tıp Akademisi’nden; başta Dr. Mustafa Atasoy Hocam olmak üzere bu alanda kendini geliştirmiş kıymetli hocalarımdan oluşan bir kadrodan eğitim aldım.

Şu anda bu kapsamda kendime de yol boyunca kattığım bilgi ve deneyimlerle, danışmanlık vermekte, yol göstericiliği yapmaktayım.

Bu alan son zamanlarda oldukça popüler oldu, siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Evet, özellikle pandemi süreci ve sonrasında.. Çünkü ne zaman ki evlere kapandık; bedensel sağlığımızla birlikte ruhumuza da bakmaya, onu da gözetip

kollamaya ve aslında bunun ne derece önemli olduğunu kavramaya başladık; fonksiyonel sağlığa olan ilgi de daha da yoğunlaştı. Her ne kadar göz ardı etsek de aslında sağlık bir bütün ve şifa dediğimiz şey içten dışa ve dıştan da içe gerçekleşen bir şey…

Bedenimize iyi baktıkça hücrelerimiz, ruhumuz aydınlanıyor ruhumuza iyi baktıkça, onun ihtiyaçlarını gözettikçe, içimizde bedenimize de iyi bakma isteği uyanıyor. Dolayısıyla gün geçtikçe bu alana ilginin artması çok doğal ki zaten daha da yaygınlaşmalı diye düşünüyorum.

Danışanlarınız en çok size hangi sorunlarla geliyorlar?

Genellikle Stres Yönetimi ve Yaşam Planlanması konusunda. Beslenme ve

sporu az ya da çok nasıl yapmamız gerektiği konusunda genellikle fikrimiz olabiliyor. Ancak günümüz koşullarında ne yazık ki çok olağan bir konu olarak karşılaşılan stresi nasıl yöneteceğimizi ve nasıl ilerlememiz gerektiğini pek başaramıyoruz.

Durum böyle iken yapılan spor ve beslenme de ya sekteye uğruyor ya da yüksek verim gösterilemiyor. İşte bu noktada da devreye sağlık ve yaşam koçları olarak biz devreye giriyoruz. Süreçte fonksiyonel tıp bilgileri ve beslenme desteği ile kişi hücresel boyutta iyileşmeye başladığı için yaşamında tamir olunması gereken pek çok alan yavaş yavaş şifalanmaya başlıyor.

Özellikle odaklandığınız ve danışanlarınızda çözüm bulduğunuz alanlar nelerdir?

Üzerinde yoğunlaştığım alan genellikle stres yönetimi ve yaşam planı oluyor. Tabi bunun yanında doğru diye dikte edilen beslenme alışkanlıkları da var. Dolayısıyla danışanlarıma hem beslenme hem stres yönetimini regüle edici, motivasyon ve hedef odaklı bir sağlıklı yaşam şekli oluşturuyor onlara yol gösteriyorum.

Bu kapsamda kendi oluşturduğum sağlıklı yaşam planımda;gücünü sağlıklı beslenme ve yaşam rutinlerimden alan bir sistem ile bireysel ve grup halinde en 1 aylık olacak şekilde yaşam ve sağlık koçluğu yapmaktayım. En az 1 ay olarak öngörüyorum çünkü bir defa beynimizdeki bir nöronla diğerinin bağlantıya geçip bir alışkanlığımızın oluşabilmesi için geçmesi gereken minimum süre 21 gün…

Bu nedenle sahip olduğumuz ve bize iyi gelmeyen alışkanlıkları bırakıp yerine sağlıklı olanı inşa etmek için danışanlarıma en az 1 ay ve sonrası olarak yol haritası oluşturuyorum.

Bunun dışında nefes ve yoga üzerine minik atölyeler düzenlemekteyim.

Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu alanda en son gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyorsunuz. Bu konuda son zamanlarda neler yapıyorsunuz, hangi alana odaklanıyorsunuz?

Kendimi geliştirmek adına olabildiğince eğitim aldığım hocalarımı ve önerdikleri kitapları okumaya, yayınları takip etmeye çalışıyorum.

Uzmanlık alanınızda gerçekleştirmek istediğiniz en büyük hayaliniz ve projeleriniz neler?

Gerçekten olabildiğince herkese sağlıklı yaşamı farklı platformlarda anlatmak ve doğayla iç içe yoga, spor, meditasyon ve sağlıklı beslenmeden oluşan bir program ile kendi doğamızda olmanın normalliğini ve güzelliğini aktardığım sağlıklı yaşam kampları oluşturmak.

Son yıllarda bu alana ilgi oldukça arttı. Özellikle sosyal medyada çok fazla bir bilgi kirliliği de yaşanıyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kesinlikle katılıyorum ve ne yazık ki çoğu zaman bu bilgi kirliliğinde aktarılanı kendi zihin süzgecimizden geçirmeden ve doğru olup olmadığını araştırıp emin olmadan yaşamımızda uygulamaya çalışıyoruz.

Aslında öncelikle idrak etmemiz gereken her bilginin doğru olmadığı ve her sunulan bilgi doğru bile olsa anlık olarak bize ve yaşamımıza iyi gelmeyeceği. Bu bakış açısıyla ilerlersek; yaşamda daha emin ve daha kararlı adım atacağımıza inanıyorum.

Bedensel ruhsal ve zihinsel açıdan sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki bırakıyorsunuz?

Örnek verecek olursam; sağlıklı bir forma her yönden kavuşmak diyelim…Öncelikle olan duruma bakabilme cesaretinde bulunuyoruz. Çünkü en başında yapmamız gereken; yaşadığımız olaya bakmak, analiz etmek ve kabullenmek. Şu anki beden formum, hissettiklerim, kendimle ve yaşamla ilgili düşündüklerim..

Ardından bu olayı değiştirmek için şu an elimizde nelerimiz, hangi yetilerimiz, nicelik ve niteliklerimiz var bunları netleştirdikten sonra sağlıklı beslenme, kişiye özgü egzersiz önerisi, uyku saatlerini güncelleme ve stresi yönetimini regüle edebilmesi için nefes çalışmaları ile kendi yaşamında şu an rahatsız olduğu kendi sıkışıklığına veya blokajına yönelik bilinçaltı çalışmasıyla bir eylem planı ve yol haritası oluşturuyoruz.

Aslında başlangıç olarak şeffaflıkla ve öz şefkat ile olaya bakmakla zihnimizi ve ruhumuzu dengeliyoruz, ardından eylem haline geçerek minik adımlarla bile olsa değişimi başlatmış oluruz. Hedeflerimize ilerledikçe zaten bedensel olarak bir fitlik, daha iyi düşünebilme yetisi ve daha iyi bir ruh hali ile yaşamdaki duruşumuz motivasyonumuz yaşam sevincimiz yeniden canlanıyor ve yaşamla ve dolayısıyla kendimizle olan ilişkimiz pozitif anlamda pekişmeye başlıyor.

Bazı insanlar potansiyelleri olmasına rağmen değişim için adım atamıyorlar. Bunun sebebi nedir?

Bunu önceden kendimde deneyimlediğim için nedenlerini tahmin edip anlayış gösterebiliyorum. Birincisi maalesef konfor alanlarımız… Onları terk etme düşüncesi ve sonrasının ne olacağı ile ilgili bilinmezlik bizi korkuya sürükleyebiliyor. İkincisi etrafında yaşadığımız çevremiz, ailemiz ve alışkanlıkları.

Daha öncesinde böyle bir deneyimden geçmeyen, bunu daha önce görmeyen bir toplumda bulunmak ve belki de bu değişimi gerçekleştirirse alacağı eleştiriden çekinmek kişiyi çoğu zaman kendi potansiyelini yaşamaktan mahrum bırakıyor.

Sağlıklı beslenme ve yaşam şeklimizde de; konfor alanlarımız, alışkanlıklarımız, çevrenin yapacağı yorumlardan çekinme vb. pek çok zihinsel kalıplar nedeniyle kendi yaşam ritmimizi ve bedensel olarak da kendi en iyi potansiyelimizi yaşamaktan kendimizi mahrum bırakıyoruz.

İşte bu nedenle danışanlarımla öncelikle kendi ruh ve zihin dengemizi sağlamak adına hem motivasyonel hem de öz-şefkat temelli bir rehberlikle yol göstericiliği yapıyorum.

Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve spritüel bir tarafı olduğu için bazı kişiler bu alana ön yargıyla yaklaşıyor. Bu tarz düşünceye sahip olanları nasıl ikna etmek gerekiyor?

Aslında ikna etmeye çalışmıyorum. Herkes kendi bedeninden ve yaşamından sorumlu. Ben sadece yolumda bana iyi gelenlerle ilerleme gayesindeyim ve bunu yaşayan, deneyimleyen kişilerden gelen yorumlar da bu alanda olmamın en büyük şükrü.

İnanmayan veya şifa bulmayacağını düşünen bir kişiye ise zorla bu sistemi iyi geleceğini düşünsem bile aşılayamam. Kişinin bu bağlamda kendi iyileşme isteği ve yaşamla yeniden bağlantıya geçme arzusu olmalı ki ardından ben devreye girebileyim.

Kendi özel yaşamınızda bu uzmanlığınızı arka planda kullandığınız ve kişiler hakkında analiz yaptığınız durumlar oluyor mu?

Olmaz olur mu hem de pek çok kez. Ancak bunu analiz ve eleştiri olarak kullanmaktan ziyade eğer arkadaşlarım kendi deneyimlerinden yola çıkarak yardım istiyorlarsa ya da kendilerini yaşamakta olduğu beslenme, egzersiz, günlük yaşamda deneyimlediği herhangi bir alanda sıkışmış hissediyorsa sadece kendisini sorgulamasına ve çözüm yolunu birlikte bulmasına teşvik ediyorum. Bu da gözlemlediğim kadarıyla güzel dönüşümlere yol açıyor.

Bu alanda faaliyet gösteren diğer uzmanlardan farklı olarak neler yapıyorsunuz?

Aldığım ve almakta olduğum aromaterapi, bilinçaltı, yoga ve nefes eğitimleri ile birlikte kişinin kendisiyle bağlantıya geçmesini ruhuna önem ve özen göstererek kendi hakiki ihtiyaçlarını fark etmesini sağlıyorum.

Çünkü aksi halde yalan ihtiyaçlarla ve kaçarak kendimizi bilinçli olmayan yeme ve davranışsal pek çok eyleme maruz bırakıyoruz. Yaşamımızdaki denge ve sağlıklı iletişim için öncelikle ruhumuzla ve kalbimizde sağlıklı bir bağlantıya geçip ardından sağlıklı tabaklarla kendimizle ve yaşamla olan etkileşimimizi yeniden inşa etmek.. Kısaca yaptığım bu.

Hiç unutamadığınız bir danışan hikayeniz var mı? Size hangi sorunla geldi ve sürecin sonunda ne oldu?

Uyku düzeni tamamen kaymış, insülin direnci olan, hareket etmekte zorlanan bir danışanımın süreç sonunda yaşadığı bu sorunlarla birlikte kronik rahatsızlıkları şifalandı.

Bunda etkinin bağırsak sağlığına yönelik beslenme, zihninin kendine ördüğü baskılayıcı düşünceleri fark edip yeniden yapılandırması, kendiyle olan ilişkisini kabullenip elindekiyle kendini nasıl ileriye taşıyacağını fark etmesi sağladı diyebilirim.

Bu dönüşüm zihninde meydana gelirken içinde hareket etme isteği canlandı, daha erken uyuyup daha erken uyanmaya vücudunu olması gereken sirkadiyen sisteme uyumlandırmaya başladı.

Sürecin bu kadar olumlu bir dönüşümle bitmesi beni inanılmaz mutlu ve hayattaki anlamım üzerinde iyi hissettirdi.

Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?

Herkes gibi ben de elbette dalgalı dönemler geçiriyorum. Ancak eskiye nazaran bu dönemlerde kendimle kurduğum bağ, kendime olan yaklaşımım ve anlayışım değişti. Şimdilerde bu tip dönemlerde genellikle içsel sessizliğimde kalarak hayatın bana anlatmak istediği şeyi kavramaya çalışıyorum.

Çünkü yaşadığımız her bir olay her bir deneyim hayatın bizimle bağ kurma şekli. Gözden kaçırdığımız ya da bakmak istemeyip halı arkasına itiştirdiğimiz duygu ve olaylar karşısında bence dalgalı dönemler yaşıyoruz.

Böyle zamanlarda meditasyon, farkındalıklı nefes çalışmaları, aromaterapi yağlarından destek alarak anda kalmak, doğada zaman geçirerek duygularımı ve düşüncelerimi olayları içinde kaybolmadan gözlemlemek gibi o an ihtiyacım olan ne ise onu yapıyorum.

Böylelikle daha dingin, gözlemci yeteneğim ön planda olarak yapmam gereken eylemsel ve bilişsel aktivitemi belirliyorum Bu yöntemler kimileri için basit veya önemsiz gelebilir ancak yaptıkça güzel ve dönüştürücü etkisini kendi hayatlarında deneyimleyeceklerdir.

Bu alanda hizmet almak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?

Öncelikle konunun kilo vermek veya kilo almak olmadığını belirtmek isterim. Kendilerine sağlıklı bir bedenin tanımını yapmalarını ve bu bedenden fiziksel, duygusal, zihinsel olarak ve yaşamlarında ilerlerken nasıl yol almak istediklerini sormalarını tavsiye ederim.

Bu noktada her bir bireyin biricik ve özel bir yaşam potansiyeli olduğunu unutmamak gerek. Bunu belirledikten sonra zaten istedikleri forma koçları sayesinde kolaylıkla ulaşabilecekler.

Bu alanda Sağlık ve Yaşam Koçlarından destek alırken dikkat edilmesi gereken nokta; kişinin işindeki yetkinliği, danışan ile olan iletişimi, bedensel, zihinsel, ruhsal dönüşümü için gerçek ihtiyacını gözlemleyecek kadar sezgileri ve tecrübesi olup olmadığı.

Sizin gibi profesyonel olarak bu mesleği yapmak isteyenlere ne yapmalarını önerirsiniz?

Naçizane tavsiyem; mesleği yapacak olmak için değil, öncelikle kendi hayatlarına bu deneyimi ve şifayı adapte etmek niyetiyle eğitim almaları ve bu yolda ilerlemelerini isterim.

Bunu yaşayıp deneyimlemeye başlayıp; kendileriyle holistik bir bütünlük ve şifa ile buluştukları zaman zaten onlar isteseler de istemeseler de kendilerindeki artan bu canlılık, sağlık ve yaşam enerjisiyle hizmet almaya niyetli kişiler kendiliğinden gelecek. Benim için de süreç bu şekilde olmuştu.

Son olarak okuyucularımız için bir mesajınız var mı?

Hangi mesleği yaparsanız yapın, ne ile uğraşıyor olursanız olun muhakkak yaşamlarınıza sağlıklı beslenme ile sağlıklı yaşam alışkanlıklarını adapte edin. Çünkü şimdiki anımızı dolu dolu yaşamamızı, yaşamın her bir güzelliğini deneyimlememizi sağlayan şeylerin başında sağlıklı ve mitokondriyal beslenme gelmekte.

Çünkü iyi beslendikçe hücrelerimiz iyileşiyor, bağırsak floramız sağlığına kavuşuyor, hormonal salgılar olması gereken zaman ve düzeyde salgılanmaya başlıyor ve böylelikle daha iyi bir ruh hali, daha etkili ve verimli düşünebilme kapasitemiz oluşuyor. Aslında hepsi bir domino taşı gibi birbirini etkiliyor. Dolayısıyla iyi yaşam da buradan başlıyor.

Ve şunu da unutmayalım; belki şu anda hastalanma ihtimalimize karşı sağlık sigortalarına bir sürü yatırım yapıyoruz ama şu anda iyi olma halimize yatırım yapmayı denesek belki o sürece hiç ihtiyacımız kalmayacak.

O nedenle; bize verilen bu yaşam hediyesini en güzel şekilde kullanmak; sevdiklerimizle, ailemizle sağlıklı ve güzel zamanlar geçirmek ve isteklerimizi, hayallerimizi yüksek bir canlılıkla yürütebilmek için sağlıklı yaşam alışkanlıklarını her daim devam ettirmenizi can-ı gönülden diliyorum

Yaşamlarımızda sağlık, şifa, huzur, neşe ve canlılıkla ilerleme niyetiyle… Sevgiler

Benzer

Yorum Yaz