İnsanın İlk Kurtarıcısı Kendisidir – Burcu Sandıkcıoğlu

Editör

Uzman Psikolog Sayın Burcu Sandıkcıoğlu ile ‘İnsanın İlk Kurtarıcısı Kendisidir’ konulu keyifli ve kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhabalar, tabi ki. Uzman Psikolog Burcu Sandıkcıoğlu. 1995 yılında Afyonkarahisar’da doğdum, lise sonuna kadar burada yaşadım. Lisans öğrenimimi İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Psikoloji bölümünde üstün başarı derecesi (3.83) ile, yüksek lisans öğrenimimi de Ege Üniversitesi’nde Psikolog Danışmanlık ve Rehberlik bölümünde onur derecesi ile (4.00 not ortamasıyla) tamamladım.

Mesleğime dair emeklerimden bahsetmek beni gururlandırıyor çünkü çok emek ve yeterlilik isteyen bir meslek grubunda hizmet veriyorum. Şu yıllarda da İzmir’de yaşıyorum.

Ergen, yetişkin, aile ve çift psikolojik danışmanlığı üzerine online ve yüz yüze olarak çalışmalar yürütmekteyim. Aynı zamanda alanım ile ilgili medya kanallarında toplumsal bilinç oluşma ve güçlendirme odaklı programlara katılım sağlamaktayım.

”Psikoloji insanın özünden bir alan. Asla insandan, evrenden, doğadan uzak ve sadece belli bir kitleye hizmet eden bir alan değil.”

Biraz kendi yolculuğunuzdan ve hikayenizden bahseder misiniz?

Bahsetmeyi çok isterim çünkü benim için birdenbire gelişen bir hikaye değil… İlk olarak Uluslararası İlişkiler bölümde bir yıl öğrenim görerek üniversite hayatına başladım, fakat uyum sağlayamadım. Asıl hayalim olan bölümün; psikoloji ve olmak istediğim mesleğin; psikolog olmak olduğunu keşfedince bölümü bıraktım.

Tekrar sınava katıldım, psikoloji bölümünü kazandım ve mesleki serüvenim başladı. Mizacıma ve yeteneklerime çok uygun bir meslek olduğunu düşünüyorum. Başlangıçta

Elbetteki benim için kıymetli insanların teşvikleri oldu. Psikoloji bölümünün bana uygunluğu konusunda farkındalık oluşturan ve beni destekleyen Bünyamin Hocamın desteğini asla unutmam ve buradan da teşekkürlerimi sunuyorum, iyi ki tanışmışım kendisiyle.

Bölümü okurken kıymetli anneciğim türlü zorluğa benimle birlikte göğüs gerdi, fedakarlıkları için teşekkür ederim. Yüksek lisansa başlarken değerli meslektaşım Yağız’ın teşviki kıymetlidir, unutamam ve teşekkür ediyorum buradan.

Medyaya yönelik ilgimi yeteneğimi keşfederek; mesleki bilgi ve deneyimlerimi medya kanalı ile nasıl aktarabileceğim konusunda bana her daim destek olan can yoldaşım değerli eşim Mehmet’in teşviğini asla unutamam, teşekkür ediyorum.

Yani bir şeyi gerçekleştirebilmek için pek çok sebebin ve desteğin de varlığına dikkat çekerek bu soruyu yanıtlamak istiyorum. İyi ki de seçmişim psikolog olmayı. Nice pek çok hocama teşekkür ediyorum. En başta da kendime teşekkürüm. İnandığım ve mücadele ettiğim yol bana nice güzellikler getirdi.

Psikoloji son zamanlarda oldukça popüler oldu, siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Çok olumlu bakıyorum, psikoloji insanın özünden bir alan. Asla insandan, evrenden, doğadan uzak ve sadece belli bir kitleye hizmet eden bir alan değil. Her bireyin de bu alanla ilgilenmesi beni umutlandıran bir mesele oluyor. Daha aydınlık bir gelecek için farkında olmamız gerektiğini düşünüyorum; başta kendimizle, ebeveynlerimize, dünya ile ilişkimiz üzerine…

Danışanlarınız size en çok hangi sorunlarla geliyorlar?

Ben ergen, yetişkin ve aile çift danışmanlığı üzerine çalışıyorum. Pek çok konu ile çalışmak üzere başvuru geliyor. En sık kaygı, duygudurum ve iletişim ve ergenlik problemleri ile hakkında başvurulduğunu gözlemliyorum.

Özellikle odaklandığınız ve danışanlarınızda çözüm bulduğunuz alanlar nelerdir? Varsa düzenlediğiniz eğitimlerin ve çalışmaların içeriğinden bahseder misiniz?

Tabi ki bahsedeyim… Ben bilişsel davranışı terapi ekolü, akılcı duygusal davranışı ekol, kısa süreli çözüm odaklı terapi yöntemi, şema terapi ekolü, kriz ve yas terapisi üzerine odaklanan eğitimler edindim, uzmanlaştım. Başvuran bireylerin kendi yolculuğunun kaptanının kendileri olduğuna odaklanmaya ve iyi bir yol arkadaşı olmaya özen gösteriyorum.

Lisans, yüksek lisans, katıldığım mesleki yeterlilik eğitimlerinde edindiğim bilimsel ve kullanışlı teknik ve bilgilerle de danışanlarımı desteklemeye çalışıyorum.

Bazı insanlar potansiyelleri olmasına rağmen değişim için adım atamıyorlar, bir türlü harekete geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?

Bunun sebebi direnç dediğimiz bir kavramla ifade edilebilir. Her birey fark etmeye, değişmeye, kabullenmeye, anlamaya, yüzleşmeye ve benzeri hallerde kendi ile ilgili meselelerle çalışmaya hazır olmayabiliyor. Buna saygı duymalıyız. Psikolojik Danışmanlık, gönüllü katılımcı olma esasına dayanır.

Başvurma noktasında direnç yaşayan danışan adaylarının kendileri için uygun olan zamanda başvuracaklarına dair bir inançla yaklaşmak istiyorum.

İnsanın ilk kurtarıcısı kendisi, bazen kendimizi kendimizden bile kurtarmamız gerekebilir çünkü bulunduğunuz sıkıntılar, algıladığınız gibi olmayabilir. Diğer bakış açılarına fırsat vermek lazım. Sanırım direnci kırmanın ilk adımı bu olabilir.

”Bireylerin kendi yolculuğunun kaptanının kendileri olduğuna odaklanmaya ve iyi bir yol arkadaşı olmaya özen gösteriyorum.”

Bu alanda hizmet almak isteyenlere ne tavsiye edersiniz? Hizmet alacakları uzmanlarda hangi özelliklerin olup olmadığına dikkat etsinler ve son olarak bu yazıyı okuyanlara bir mesajınız var mı?

Hizmet almak isteyenler lütfen alanında yetkin uzmanlara (Psikolog, psikiyatrist ve psikolojik danışmanlara) başvursunlar. Ruh sağlığı ve psikoloji alanında alan istilası ve bilimdışı uygulamalar ne yazık ki yaygınlaştı ve bu çok tehlikeli.

Ruh sağlığı ve psikolojik destek alanımız riske atılacak bir konu değildir. Başvuracağız uzmanın diplomasını görmek isteme ve alanıyla ilgili bilgi isteme hakkınız var.

Son olarak okuyucularımıza teşekkür ediyorum okudukları için ve daha nice konuya dair sorularını yorumlarını bana iletebileceklerini belirtmek istiyorum. Ulaşılabilir olmak mesleki ilkelerimin en başında geliyor.

Bana siteniz ve instagram hesabım aracılığıyla (@uzm.psk.burcusansikcioglu) ulaşabilirler. Bizi buluşturan Megareform ekibine sevgilerimi iletiyor ve teşekkür ediyorum.

Benzer

Yorum Yaz