Diyetisyen Sayın Tuğçe Kapıcı ile Sağlıklı Beslenme üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
1.Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Herkese merhaba ben diyetisyen Tuğçe KAPICI. Fatsa doğumluyum, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Diyaliz Teknikerliği önlisans programı bitirdim.
İki yıllık hemşirelik deneyimimin ardından Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Beslenme Ve Diyetetik Bölümünde lisansımı tamamladım. Şu an Ordu’da ‘Fizyotrain’ adlı klinikte Beslenme Danışmanlığı yaparak diyetisyen olarak kariyerime devam ediyorum.
2.Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman fark ettiniz?
Sağlıklı beslenmeyi çocukluğumdan beri çok seviyorum. Sağlıksız besinlerle yıldızım hiç barışmadı bu yüzden diyetisyenlik aslında hep hayalimdi.
3.Bu alana uzmanlaşmaya ve başka insanların hayatına dokunmaya karar vermemiz nasıl oldu? Siz mi seçtiniz yoksa başka birileri mi sizi teşvik etti? Biraz kendi yolculuğunuzdan ve hikayenizden bahseder misiniz?
Hemşirelik yaptığım dönemde 21 yaşındaydım. Özel Diyaliz Merkezi’nde çalışıyordum ve tempolu bir çalışma hayatım vardı. O mesleği de çok seviyordum aslında ama çalışma şartları beni fazlasıyla yormuştu.
Bir gün kliniğe diyetisyen geldi ve vizit gezerken kendimi onun yerinde hayal ettim, zaten dediğim gibi sağlıklı beslenmeye de hep bir ilgim vardı. Sonra neden olmasın ki diye düşünüp istifa edip yeniden okula gidip, lisansımı diyetisyen olarak tamamladım ve o hayalini kurduğum yerde 4 sene sonra be nde vizit gezdim, böyle de bir yolculuk işte.

4.Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu alanda en son gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyorsunuz. Bu konuda son zamanlarda neler yapıyorsunuz, hangi alana odaklanıyorsunuz?
Evet kendimi geliştirmeyi, yeni bilgiler öğrenmeyi çok seviyorum. Tıp zaten kendini sürekli yenileyen bir bölüm. Bu yüzden de makaleleri takip etmek, güncel bilgilere bakmak bizler için çok önemli.
Ben son zamanlarda sporcu beslenmesi ile ilgileniyorum çünkü spor ve beslenmenin kesinlikle bir bütün olduğunu düşünenlerdenim.
5.İnsanların farkındalıkları arttıkça hayatlarında yolunda gitmeyen ve kötü giden şeyleri değiştirmek istiyorlar. Bedensel ruhsal ve zihinsel açıdan sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki bırakıyorsunuz?
Hiçbir zaman danışanlarıma motivasyon bozucu ve diretici listeler yazmadım. Ben her zaman empati yoluyla ilerlemeyi tercih ediyorum, bu nedenle de başarıya ulaştığımı düşünüyorum.
Özellikle kadın danışanlarımın özgüvenini yerine getirmeye, kendilerini sevmelerini sağlamaya çalışıyorum. Çoğu kez de amacıma ulaştığımı düşünüyorum.
6.Bazı insanlar potansiyelleri olmasına rağmen değişim için adım atamıyorlar, bir türlü harekete geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?
Çünkü kendilerine inanmıyorlar. Zayıflama sürecini gözlerinde büyütüp, aç kalacaklarını düşünüp adım atmıyorlar. Kendinize inanın. Doğru yönlendirme ile yapılamayacak bir şey yoktur bu hayatta.
7.Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve spiritüel bir tarafı olduğu için bazı kişiler bu alana ön yargıyla yaklaşıyor. Hatta hiç inanmayanlar da var. Bu tarzda bir düşünceye sahip olanları nasıl ikna etmek gerekiyor?
Unutamadığım danışanım, canım Nurdan ablacığım. İlk karşılaştığımızda diyetten ve diyetisyenden gerçekten hiç hoşlanmıyordu. ”Yıllardır diyet yapıyorum ama kilo veremiyorum, insülin direncim beni çok zorluyor.” dedi. İlk olarak diyete değil de inanmaya ihtiyacımız olduğunu anladım ve üzerindeki o stresi atarak birlikte güzel bir zayıflama programı hazırladık ve sonuç başarılı da olduk, istediği kiloya ulaştı.
8.Son olarak bu yazıyı okuyanlara bir mesajınız var mı?
Diyette en önemli konulardan biri de yol arkadaşıdır aslında.
Ağladığınız omuz, sevincinizi paylaştığınız arkadaşınız, sırdaşınız olmayı seviyorum. Hayatlara dokunmayı seviyorum.
Sağlıklı kalın.