Hiçbir Besin Tek Başına Mucizevi Etki Yaratmaz – Sanem Apa Doğan

Editör

Diyetisyen Sanem Apa Doğan ile Megareform dergisi için gerçekleştirdiğimiz röportajda, beslenme konusundaki yanlış anlamaları ve popüler inanışları ele aldık. Sanem Apa Doğan, “Hiçbir besin tek başına mucizevi etki yaratmaz” diyerek dengeli ve çeşitli beslenmenin önemini vurguladı.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ben diyetisyen Sanem Apa Doğan 2005 yılında Hacettepe Üniversitesi beslenme ve diyetetik bölümünden mezun olduktan sonraki burada çok şanslıydım cumartesi mezun oldum pazartesi günü itibariyle işe başladım o günden bugüne beslenme ile ilgili binlerce danışanım ile keyifli bir yolculukta beraber olduk. Şu anda halen Shell, Turkcell, Turkcell Global Bilgi, Media Markt, Hipp ve Sabancı Holding’in kurumsal beslenme danışmanlığını ve marka temsilciliğini yürütüyorum.

Aynı zamanda Self Slim markam ile vakumlu yürüyüş bandı, roll shape, emfit ve andulasyon gibi yeni nesil zayıflama cihazlarını da kullanarak ofisimde de danışanlarıma destek oluyorum.

Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman fark ettiniz?

Lise 1. sınıftayken annem bir diyetisyene gitmişti, o dönem annem sağlığı ile ilgili olumlu yönde çok büyük bir değişikliğe uğramıştı ve bu diyetisyenin iletişimi çok kuvvetliydi.

Bende o dönem Nişantaşı Anadolu lisesindeyim farklı bir iş yapmak istiyorum sağlıkla İlgilenmek istiyorum ama ne yapacağımı tam bilmiyordum. Annemin bu değişiminden sonra hem kişilerle iletişim halinde kalabileceğim hem onların hayatlarında değişimler yaratabileceğimi gözlemleyebileceğim bir alan olduğu için beslenme ve diyetetik bölümünü tercih ettim ve bir gün dahi pişman olmadım.

19 yılı aşkın süredir de ilk gün duyduğum heyecanla diyetisyenlik yapıyorum.

Bu alanla ilgilenmeye başladıktan sonra sizin hayatınızda neler değişti, hangi alanlarda açılım oldu?

Diyetisyen olduktan sonra insanlarla olan iletişimim zaten kuvvetliydi ama empati duygum da daha fazla gelişti. Bu sayede onların hayatlarına dokunmaktan daha büyük keyif aldım ve tek taraflı “Sadece bu diyeti uygulayın!” tarzında bir diyetisyen olmak yerine sürdürülebilir beslenme konusunda da onlara daha fazla destek oldum.

Tabii bu sayede kendimi de gelişime açık hale getirdim. Örneğin kurumsal beslenme alanı bizim mesleğimizde çok fazla bilinmeyen bir koldu. Bu noktada Türkiye’de öncü şirketlerde görev alarak Kurumsal Beslenme alanında diyetisyenin rolünü daha çok kişiye anlatma fırsatı yakaladım. Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek sertifika programlarına katıldım, mesleğime ve bu sayede danışanlarıma nasıl fayda sağlayabilecek konusunda da kendimi geliştirdim ve hala geliştiriyorum.

Uzmanlaştıktan sonra kendi hayatınızda değişiklikler oldu mu?

Mutlaka oldu. Çünkü sevdiğiniz bir işi yaparken size iyi gelmemesi, sizi ruhsal olarak da doyurmaması mümkün değil. Olumlu görmeyi, olumluyu istemeyi adet edindim.

Uzmanlaştığınız bu alan son zamanlarda oldukça popüler oldu, siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Sosyal medyanın etkisi inanılmaz önemli. Ancak beni biraz da korkutuyor sosyal medya ile gelen bu yükseliş. Çünkü insanların kafasında diyetisyenin rolü sadece kilo verdiren kişi olarak anılmaya başladı.

Öyle ki diyetisyen ile bir görüşme yapacaksanız bu sadece kilo verme odaklı olabilir gibi bir inanışa döndü. Halbuki bir bebeğin anne karnına düşmeden önceki sürecinden itibaren hem anne hem baba için, bebeklerin gelişimi için, çocukların sağlıklı ve doğru gelişimini sağlayabilmesi için, daha yetişkin kişiler de olan veya oluşabilecek olan sağlık problemlerinin önlenmesi ve/veya kontrole altına alınabilmesi için, yaşlıların yaşam kalitelerinin doğru şekilde sağlanabilmesi için, çok sayıda hastalığı tedavi edebilmek için bir diyetisyene ihtiyaç vardır.

Diyetisyenler sadece kilo verdiren kişi değildir. Diyetisyen bu işi yaparken sürdürülebilir beslenme ile kişilerin yaşam tarzı değişikliğine katkıda bulunan kişidir. Bu noktada kişilerin mutlaka bir diyetisyen arayışındaysa doğru, etik değerlere sahip çıkarak çalışıyor olup olmadığını kontrol ederek arayışlarına devam etmelerini rica ediyorum.

Danışanlarınız en çok size hangi sorunlarla geliyorlar?

Kilo yönetimi ve fiziksel aktivite yetersizliği noktasında yoğunlukla danışanlarıma destek oluyorum. Ayrıca Karaciğer yağlanması ve ürik asit yüksekliği konusu da son zamanlarda en çok destek olduğum sağlık problemleri arasında. Bunlar haricinde gebelikte sağlıklı kilo alımı ve gebelik şekerinin kontrol altına alınması da yine danışanlarıma destek olduğum durumlar arasında. Dolaylı olarak ise bariatrik cerrahi yani mide küçültme operasyonu geçirmiş kişilerin beslenmelerinde de destek olmaya çalışıyorum.

Özellikle odaklandığınız ve danışanlarınızda çözüm bulduğunuz alanlar nelerdir?

Biz diyetisyen olarak danışanlarıma en çok diyetin bir eziyet olmadığı konusunda fikir vermeye çalışıyorum. Bu nedenle de yazdığım diyetler son derece Türk beslenmesine uygun şekilde oluyor bu sayede de kişiler kendi yaşam tarzları içerisinde kolaylıkla diyetlerini uygulayabiliyorlar yani şöyle özetlemek gerekirse 2005 yılından beri söylediğim gibi: “Diyetiniz mi size uyumalı yoksa, siz mi diyetinize uyumalısınız?” noktasında çalışıyorum.

Bunun haricinde çalıştığım kurumlarda haftalık veya aylık olarak belirlediğimiz konularda beslenme hakkında sunumlar yapıyorum öğrenci diyetisyen adaylarına ise yine belirlediğimiz konularda eğitimler vermeye devam ediyorum. Beslenme hayatımızın her anında var. Bu nedenle de beslenme eğitimi de her an olmalı kişiler doğru bilgiye ulaşmalı.

Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu alanda en son gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyorsunuz. Son zamanlarda neler yapıyorsunuz?

Çok teşekkür ediyorum elimden geldiğince güncel bilgileri yakalama konusunda çaba sarf ediyorum. Şöyle ki her gün mutlaka beslenme ile ilgili bir yazı veya bir makale veya bir röportaj okumaya çalışıyorum. Bu gerçekten bakış açıma çok faydalı oluyor, çok geliştiriyor. Senede en az bir kez kongrelere katılmaya çalışıyorum Bu kongrelerin içeriklerinin gelişimime de uygun olmasına dikkat ediyorum.

Son bir yıl içerisinde ise güzellik merkezlerinde bu işin eğitimini tam manasıyla almamış kişilerin zayıflama konusunda kişilere yanlış uygulamalar yaptıklarını gördüğüm için kendi ofisimde profesyonel olarak 2 diyetisyen meslektaşım ile yeni nesil zayıflama cihazlarını da kullanarak danışanlarımıza destek olmaya çalışıyoruz. Eline attığın her işte en iyi olmayı hedeflemek ve bunu yaparken de doğruluktan ayrılmadan devam etmek gelişerek ilerlemek çok önemli.

Uzmanlık alanınızda gerçekleştirmek istediğiniz en büyük hayaliniz ve projeleriniz neler?

Sanırım diyetisyenlerin en güncel konusu olan zayıflama konusunda bu işi sadece ve sadece diyetisyenlerin yapabileceği bir platform oluşturmak ve mesleki birlikteliği sağlamak en önemli hayalim. Diğer bir projem hatta hedefim ise diyetisyen arkadaşlarım ile beraber SELF SLİM markasını yayabilmek ve daha fazla kişiye profesyonel destek olabilmeyi sağlamak.

Son yıllarda bu alana ilgi oldukça arttı. Özellikle sosyal medyada çok fazla bir bilgi kirliliği de yaşanıyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu konuda bilgi kirliliği konusu en çok bizleri zarara uğratan. Çünkü bir iki saatlik aldıkları eğitimlerle beslenme koçu zayıflama koçu gibi tamlamalarla bu işi yapmaya çalışan yeterli bilgi düzeyine sahip olmayan kişiler var ne yazık ki işte burada diyetisyen hizmeti almak isteyen kişinin karşısındaki kişinin kim olduğunu değerlendiriyor olması.

Sözde vaatlere kanmaması ve sağlıkları ile ilgili yaptıkları her türlü değişimin onlara olumlu veya yanlış uygulamalar ile olumsuz bir şekilde döneceğini bilmeleri gerekiyor. Çok sevdiğim, çok değer verdiğim Murat Hocam “Eleğin üzerinde kalın, doğru işler yaptığınız sürece siz her zaman eleğin üzerinde kalırsınız.” demişti. Bu senelerdir kulağıma küpedir. Bana yanlış gelen hiçbir şeyi danışanlarımda uygulamam. Onların da uygulamasına asla izin vermem.

Bedensel ruhsal ve zihinsel açıdan sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki bırakıyorsunuz?

Size bu sorunun cevabını keşke danışanlarımla sizleri de bir araya getirerek vermem mümkün olsaydı 🙂 Çünkü benim danışanlarımla ilişkim bir noktadan sonra dostluğa dönüşüyor. Aileden biri gibi oluyorum onlar için her türlü iyi ya da kötü günlerinde yanlarında olmaya gayret ediyorum.

Yani diyet süresince olan bir birliktelik değil daha uzun yıllar birbirimizle paylaşabileceğimiz anlar şeklinde ilişkimize devam ediyoruz. Bu nedenledir ki 19 sene önceki ilk danışanlarımla hala görüşüyoruz.

Bazı insanlar potansiyelleri olmasına rağmen değişim için adım atamıyorlar, bir türlü harekete geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?

Potansiyel vardır belki ama doğru zaman değildir. Doğru zaman geldiğinde İnanın ki o değişimde beraberinde geliyor. Kişilere “Hadi” demektense, kişinin kendine “hadi” demesi ve ilk adımı atması çok daha kıymetli. Böyle bir durumda ben de karşı taraftan bekliyorum ama kendimi de aralıklarla hatırlatıyorum orada onu beklediğimi bir şekilde onlara da hissettiriyorum.

Kendi özel yaşamınızda arkadaşlıklarınızda bu uzmanlığınızı arka planda kullandığınız ve kişiler hakkında analiz yaptığınız durumlar oluyor mu? Neler gözlemliyorsunuz ve neler fark ediyorsunuz?

Aslında size şunu söyleyebilirim herkesin O son 5 kilosu her zaman var. O yüzden bir ortama girdiğimde de hemen konu mutlaka diyete ve o son kalan 5 kiloya geliyor. Belki de sosyal medyanın da etkisiyle kişilerde çok fazla ince kalmanın baskısı oluştu, bu durum beni en çok çocuklarda tedirgin ediyor. Çünkü okullardaki akran zorbalığı ile çok ciddi bir şekilde çocuklarda ya da ergenlerde yeme bozukluğu ile karşı karşıya kalabiliyoruz.

Bu alanda faaliyet gösteren diğer uzmanlardan farklı olarak neler yapıyorsunuz?

Aslında meslektaşlarımdan özellikle etik çalışan meslektaşlarımdan çok farklı bir şey yapmıyor gibi gözüksem de kurumsal beslenme alanında ve kendi markam Self Slim’de kullandığımız yeni nesil zayıflama cihazları konusunda sektörde farklı bir yapı oluşturduğunu düşünüyorum.

Hiç unutamadığınız bir danışan hikayeniz var mı? Size hangi sorunla geldi ve sürecin sonunda ne oldu?

Çooook danışan anısı var seneler içerisinde 🙏🏻 Kısaca bir tanesinden bahsetmek gerekirse şeker seviyesi kontrolsüz, insüline bağımlı Tip 2 diyabet hastası bir danışanım vardı. Çok mutsuz, çok keyifsiz kendi başına birçok şeyi yapma becerisinden ne yazık ki yoksundu.

Hatta ve hatta bana gelirken dışarıya çıkmada bile zorlanıyordu. Ancak doğru diyet tedavisi ile beraber doktoruyla da temasta kalarak öncelikle Kan şekerinin düzenini sağladık, sonrasında insülin dozlarını ayarladık ve kilo vermesini sağladım ve en son olarak insülini bıraktık, kilo vermesini zaten artık yönetmeyi öğrendiği için de kendi kişisel beslenme planını son derece başarılı bir şekilde uygulamaya devam etti.

Yaş aldı ancak yeniden insülin tedavisi almadı. meslek hayatımda beni en çok mutlu eden değişimlerden birisi o danışanımın kendi başına daha aktif hale gelmiş olduğunu görmek ve yeniden doğuşuna tanıklık etmekti…

Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?

Diyetisyenim ama insanım noktasında harika bir aileye, şahane arkadaşlara sahip olduğum için kolay yönetebiliyorum. Ani iniş çıkışlarım olmuyor.

Bu alanda hizmet almak isteyenlere ne tavsiye edersiniz? Hangi özelliklere dikkat etsinler?

Hızlı kilo vermeyi hedefleyen, doğru eğitimi almamış, kendisine katkıda bulunmayan, bunun bir yaşam tarzı haline geleceğini anlatmayan, kısıtlı diyetlerle ya da popüler diyetler ile kilo verdirmeyi hedefleyen kişilerden uzak durmanızı ve bedeninizin size emanet olduğunu hiç unutmayıp ona iyi bakmanızı rica ediyorum.

Sizin gibi profesyonel olarak bu mesleği yapmak isteyenlere ne tavsiye ediyorsunuz?

Lütfen okuyun, çok okuyun çok araştırın. Bir kişinin yarasına merhem olabileceğinizi unutmadan, çok sayıda kişinin hayatına dokunacağınızı bilerek her gün aynı heyecanla mesleğinizi icra etmenizi rica ediyorum.

Son olarak okuyucularımız için bir mesajınız var mı?

Hiçbir besin tek başına mucizevi etki yaratmaz, hiçbir besin de tek başına suçlu olamaz. Bu bilinçle beslenmenizin düzenlenmenizi isterim. Gerisini ise siz gülümseyin ben ve ekibim hallederiz.

Benzer

Yorum Yaz