Pilates ve Yoga Temelli Egzersizler – Vildan Ulus

Editör

Pilates&Yoga Eğitmeni Sayın Vildan Ulus ile ‘Pilates ve Yoga Temelli Egzersizler’ üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

1.Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Denerim 🙂 CV formatından bağımsız, en alternatif haliyle; doğaya düşkün, hayata ve insan olmaya dair anlamlı sohbetleri seven, iyi gelenin peşinden giden, abartma çoğaltma ve çok konuşma meraklısı, günü kaçırma endişesinden bildim bileli erkenden uyanan, kendi halinde birisiyim.

Her ne yaparsam yapayım, doğamda bunu bir gün öğretmek var. 5 yıl özel bir okulda ingilizce öğretmeni olarak çalıştım ve son 5 yıldır egzersiz eğitmenliği yapıyorum. En nihayetinde tutkum, kendimleştirdiğim haliyle, işim oluyor. ‘Canlı’ şeyleri seviyorum. Postürle çalışmak gibi. 

2. Bu alanda uzmanlaşmaya ve başka insanların hayatına dokunmaya karar vermeniz nasıl oldu? Siz mi seçtiniz yoksa başka birileri mi sizi teşvik etti? Biraz kendi yolculuğunuzdan ve hikayenizden bahseder misiniz?

Bir sabah servis camından dışarı bakarken, işimle alakalı, o günün şartlarında olabileceğim en üst noktayı düşündüm. Her yıl daha çok çalışıyor, birer basamak atlıyordum. Muhtemelen bir gün okul müdürü olurdum.

Bunu düşündüğüm an, kurumsaldaki çabam gözüme oldukça saçma geldi ve ine yapacağımı bilmeden istifa etmeye karar verdim. O zamanlar İstanbulda yaşıyordum. İzmir’e göç ettim. Hiç bilmediğim yerlerde yaşamayı severim. 

Fakat, lise yıllarımda pilatesi keşfetmiştim. Her taşındığım yerde mutlaka spor salonuna gitmişimdir. Evimde her zaman serilmeye hazır bir matım olmuştur. Mat, o günlerde de benim terapi alanımdı. İşsiz kalmıştım ama gergin değildim.

Çocukluk hayalim, bir kitabın üstünde -Çeviren: Vildan Ulus- yazsın istiyordum. Bir arkadaşım vesilesiyle bir kitap çevirdim. Sanırım o günler hayal günlerimdi diyebiliriz. Akşamları koşuyor, sabahları pilates ya da yoga yapıyor, sağlıklı yemekler pişiriyor, kitap çeviriyor, kitaplar okuyordum. Fakat hayatıma dahil ettiğim her şeyde olduğu gibi, bunları da abartıyor ve en ince ayrıntısına kadar araştırıyordum. 

Derken bir gün, kendi aramızda konuşurken, bir arkadaşıma nasıl hareket etmesi gerektiğine dair basitçe anatomik tavsiyeler verirken; kız kardeşim madem bu kadar meraklıyım neden pilates eğitmeni olmuyorum sorusunu ortaya attı. Kız kardeşim kendi alanında oldukça başarılı, disiplinlerarası çalışan bir fizyoterapist. Onun bu anlık çıkışı sayesinde bir okula yazıldım ve yaklaşık bir yıl kadar eğitimlerimi tamamladım.

O esnada, hala çalışmakta olduğum studyoda işe başladım. Hem kendi pratiğimde, hem insanlarla paylaştığım pratikte egzersizin hayatımızdaki önemini her geçen gün daha çok farkediyorum. Benim hikayem, bu haliyle dönüşmeye ve görünür olmaya başladı. 

vildan ulus

3. Uzmanlaştıktan sonra kendi hayatınızda ruhsal zihinsel ve bedensel olarak değişiklikler oldu mu ? Neleri fark ettiniz?

Katman katman, kendimi fark ettim. Farkındalıklı hareket sayesinde, kendi bedenimle yeniden tanıştım. Beden sınırlarım, bana hayat sınırlarımı fark ettirdi. Tüm oryantasyon, meditasyon ve sinir sistemi çalışmaları sayesinde öz düzenleme kapasitem genişledi.

Tanıdığım bir çok insana nazaran, bana ‘yapmak’ kolay gelir. ‘Hadi’ anlarım çoktur ve hemen ayaklanır yapmaya koyulurum. Ben hareket edişimi yavaşlatarak farkındalığı öğrendim. Özeni, hissetmeyi, anlamlandırmayı öğrendim. Bu sonrasında düşünce ve duygularıma da yansıdı. 

Bunların hiçbirisi oldu bitti çalışmalar değil, bir an geliyor dengeleniyorum; sonra bir an var mesela denge şaşmış. Yaşamak böyle bir şey değil mi? Bitmeyen sınav haftası gibi. 

Kendi hizamda olduğumda, hayatın ritmini duyabiliyorum. Uzun yürüyüşler yapıyorum ve bu his genelde bu uzun yürüyüşlerde geliyor. Ne, ne zaman ve nasıl oluyorsa oluyor ve her türlüsünde hikmet var. Olmamasında da. Kendime temas, hayata temas ettiriyor ve bu biyolojik senkronizasyonu yakalayabildiğim için mutlu oluyorum. 

4. Uzman olduğunuz alanda danışanlarınız en çok size hangi sorunlarla geliyorlar?

Öncelikli olarak pilates eğitmenliğim ön planda olduğu için, genelde insanlar omurga sağlığına dair problemlerle bana ulaşır. Postür bozukluğu, boyun ya da bel fıtığı, skolyoz, eklem rahatsızlıkları, sakatlık sonrası rehabilitasyon çalışmaları, hamilelik gibi farklı ihtiyaçlara yönelik egzersiz programları oluşturuyorum.

Fakat pandemi ile birlikte bu fiziksel nedenlerin yanı sıra, farklı ihtiyaçlarımız ön plana çıkmaya başladı. Evden çalışma, hareketsiz yaşam, her şeyin otomatikleşmesi, hızlanmanın takdir görmesi, içeriden çok dışarıya olan odak, bir araya gelişlerimizin azalması; gözlemlediğim kadarıyla, kendimize dair olan farkındalığımızı her geçen gün azaltıyor.

İnsanlar artık pilates ve yoga gibi bütüncül yaklaşımlar aracılığıyla, kendileriyle temas edebiliyorlar. Fiziksel hareketin getirdiği zindelik, hem zihinsel hem ruhsal olarak hissediliyor. 

5. İnsanların farkındalıkları arttıkça hayatlarında yolunda gitmeyen ve kötü giden şeyleri değiştirmek istiyorlar. Bedensel ruhsal ve zihinsel açıdan sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki bırakıyorsunuz?

Başlangıçta hareket etmek için geliyorlar belki ama zaman içerisinde bu sözüm ona sıkıcı mecburiyetten çıkıyor ve keyif almaya başlıyorlar. Onlara, bende çalışan araç gereçlerden bahsediyorum ve hür iradeleriyle seçsinler istiyorum. Birlikte iyi geleni, rahatı, sınırlarımızla burun buruna gelmeyi belki bazen ötesini araştırıyoruz.

Farkındalıklı hareket ediyoruz, evet, egzersiz harika bir şey. Teknik olarak, daha güçlü, daha dayanıklı, daha esnek oluyoruz. Ama ben bir noktadan sonra, artık dikkati egzersizin paha biçilemez yan etkilerine çekmeye çalışıyorum. Hareket ederken yakaladıkları o gücü, hayatta karşılaştıkları zorluklarda da hatırlasınlar istiyorum. Bir pozu tutarkenki sabrını, ben sayı sayarkenki tahammülünü, bittiğindeki rahatlamayı hatırlasınlar istiyorum.

Dikkatimizi nereye çevirirsek, enerjimiz oraya akıyor. Bunu biliyoruz artık. Dikkatini kendine çeviren ve kendine gözlemci olarak bakabilen herkes, elbette değiştirmek isteyeceği şeyler görecektir. O güne kadar işleri sadece zorlaştırmış bazı şeyleri artık değiştirmek gerekir. Bu ihtiyacı fark etmek, bir eksikliği hissetmek bile bulmanın yolu. 

Oliver Jeffers, insanın elindeki en kuvvetli aracın, kendimize ve birbirimize anlattığımız hikayeleri değiştirme kabiliyeti olduğunu söyler. Bugün, buna daha çok ihtiyacımız var. İnsan olma hikayelerimiz. Minderin üstünde oturup meditasyon yapmak, mata çıkıp pratik yapmak değil. Bunlar hep araç. Bu araçları gündelik hayata nasıl katabiliriz?

Daha kendimizde olabilmek, kendi kelimelerimizle kendi hikayemizi yazmak için bu araçlardan faydalanıyoruz. Hepimizin dikkatini farklı araçlar çekiyor. Az yoğun zamanlarımızda yaptığımız tüm pratikler, çok yoğun zamanlarda hayatımızı kurtarıyor. Bir zaman içinde, rutinlerimiz, kendimizle geçirdiğimiz tüm yapısal çalışmalar hepsi kendiliğinden işe yarıyor. 

Ben, böylesine inanarak yaşadığım için sanıyorum en çok bu etkiyi bırakıyorum. 

6. Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu alanda en son gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyorsunuz. Bu konuda son zamanlarda neler yapıyorsunuz, hangi alana odaklanıyorsunuz?

Çalıştığım alan, canlı bir alan. İnsan. Postürümüz de tıpkı psikolojimiz gibi değişken. Bugün ne işle meşgulsem, ne gibi fikirler beni sarmışsa, duygu dünyamda her ne oluyorsa beni mutlaka etkileyecektir.

Dolayısıyla gündemimde neler varsa, ben de o yönde bazı eğitimlere çekiliyorum. Ufukta bir yerde, kendimi gördüğüm bir yer var. Yaşamımdaki pamuk ipliği, büyük hayalim. Ancak oraya doğru olan yolculuğumun nasılını bugün tam olarak bilmiyorum. 

Pilates öğrenerek başlayan yolculuğuma yoga eşlik etti. Felsefe ve farkındalık çalışmaları ile hem kendimi hem verdiğim seansları destekliyorum. Geçtiğimiz yıl, Yin Yoga eğitimi aldım. Uzun zamandır sinir sistemi çalışıyorum.
Kendimde deneyimlemediğim hiç bir şeyi paylaşmıyorum. Bu nedenle beni de pratikte tutan çalışmaların içinde olmaya gayret ediyorum. Yakın bulduğum hocaların açtığı alanlarda kendimi beslemeye devam ediyorum. Ben tam bir bilgi bağımlısıyım.

Basitçe öğrendiklerimi deneyime çevirmeye, bu deneyimi de başkalarıyla paylaşarak kendimde yeni bilgiye yer açtığımı düşünüyorum. Aslında her şey tekrar tekrar hatırlamaktan ve hatırlatmaktan ibaret. 

Beş yıldır en çok bire bir çalışmalar yapıyorum. Son iki yıldır odağımı biraz da birlikteliklerimizden büyüdüğümüz inzivalara çevirdim. Kendi hallerimiz dışında, alternatif grup çalışmaları bir süredir daha çok dikkatimi çekiyor. 

7. Sizin gibi profesyonel olarak bu mesleği yapmak isteyenlere ne tavsiye ediyorsunuz?

Son yıllarda çok popüler olan bu alana öncelikle para için girmeyin derim. Deneyin, deneyimleyin, öğrenmeye devam edin. Unutmayın, alanı açan öncelikli sizsiniz. Ancak, karşınızdakinin de hayalleriyle, hayal kırıklıklarıyla, kendi hikayesinde bir insan olduğunu unutmayın. Bağ kurun. Empati yapın.

Her ne çalışıyorsanız çalışın, kitabına göresinden çok, ona ve size göresine odaklanın. Hepimiz başkayız. Kapıdan giren herkesin ihtiyaçları da bambaşka. Özgün olun, o an orada olun. Bir etki bıraktığınızı ve aynı zamanda etkilendiğinizi de hatırlayın. Ben kendimi şöyle yoklarım bazen. Seans biter ve kendime bakarım. Nasılım? Altında mı kalmışım yaptığımız çalışmanın yoksa hala hafif ve canlı hissediyor muyum?

Karşılıklı ve birlikte yaptığım her ders benim de pratiğim oluyor. Bu noktada tatmin hissetmeyi, salt veren konumunda değil paylaşan olmayı önemsiyorum. Samimi ve hakiki olan çalışmalar amacına ulaşır. 

Benzer

Yorum Yaz