Sadece Kilo Vermiyor, Kendimizi Sevmeyi de Öğreniyoruz – Dyt. Çağla Duygu Göç

Editör

Diyetisyen Çağla Duygu Göç ile sağlıklı beslenme ve diyetisyen olma sürecine dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Merhaba! Diyetisyen & Personal Trainer Çağla Duygu Göç ben. Beslenme ve Diyetetik bölümü okumaya lise hayatımda karar verdim. Hedefim; diyetisyen olup insanların hayatına dokunmak, hayatlarında güzel bir fark yaratmaktı.

Bunun için önce 2013 yılında Kocaeli Üniversite’sinde Gıda Teknolojisi bölümünü okumaya başladım. Yiyecek-içecek üretimine ve kalite kontrolünün her adımına hakim olarak Gıda Teknikeri olarak mezun oldum.

Ardından 2016 yılında İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nü tam burslu ve %100 İngilizce olarak kazandım. Öğrencilik hayatım boyunca aldığım eğitimlerle Personal Trainer oldum ve diyetisyen olarak mezun olmadan üyelerimin hayatına dokunmaya başladım.

Şimdi Maltepe Ritim İstanbul’daki ofisimde yüz yüze ve online beslenme danışmanlığı vermekteyim. Aynı zamanda Macfit Ritim’de personal trainer olarak özel derslerimi gerçekleştirmekteyim.

Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman fark ettiniz?

Zaten spor hayatımın hep bir parçasıydı. ilk okul yıllarımda profesyonel olarak voleybol ile ilgileniyordum. İlerleyen zamanlarda annemin de okul dönemim boyunca sürekli beslenme çantaları hazırlaması sağlıklı beslenmeye yatkınlığımı oluşturdu.

Ve büyüdükçe, lisedeyken yapacağım meslekte insan hayatına dokunmak, insanların hayatına güzel bir değişim yapabilmek istediğimi farkettim.

Sağlıklı beslenme ve spor alışkanlığını insanlara kazandırabilmek için bu konularda uzmanlaşmaya karar verdim.

Uzmanlaştığınız bu alan son zamanlarda oldukça popüler oldu, siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Bu güzel bir yandan güzel bir durum. Popülerlikle birlikte bilgi kirliliği de açığa çıkabiliyor. Diğer yandan da bilincin arttığını gösteriyor. Fakat sağlıklı beslenme bilimi sürekli değişen ve gelişen bir alan.

Bu yüzden öğrencilik dönemi sonrasında da sürekli kendinizi geliştirmeniz, araştırma halinde olmanız gerek. İnsanları bilgilendirirken doğru bilgiyi aktarmak çok önemli.

Uzman olduğunuz alanda danışanlarınız size en çok hangi sorunlarla geliyorlar?

Bitmeyen tatlı krizleri, yemek yeme atakları, iştah kontrolü problemleri şu sıralar oldukça fazla. Bunun sebebi yoğun hayat koşturmacası ile birlikte gelen fast-food kültürü, abur cubur tüketiminin yaygınlığı ve strese bağlı duygusal açlık olabiliyor.

Aşırı fast-food, abur cubur, karbonhidrat tüketimi insülin salınımında dengesizlik yaratıyor ve sürekli yemek yeme isteğini doğuruyor. Bu uzun süre devam ettiğinde bel çevresinde yağlanma ve insülin direncini tetikliyor.

Bu yüzden öğün saatlerini düzenlemek, bu yemek yeme isteklerini sağlıklı alternatiflerle değerlendirmek çok önemli. Duygusal açlık durumlarında da durup, düşünüp, yemek yediğinizde de hayatınızdaki stres faktörünün değişmeyeceğini kabullenmeniz gerek.

Özellikle odaklandığınız ve danışanlarınızda çözüm bulduğunuz alanlar nelerdir? Varsa düzenlediğiniz eğitimlerin ve çalışmaların içeriğinden bahseder misiniz?

Bir personal trainer ve diyetisyen olarak sporcu beslenmesi ilgi alanım. Spor yapan bir bireyin antrenman öncesi, sonrası ve de gün içerisindeki beslenmesi detaylı bir şekilde planlanması hem antrenman esnasındaki performansı, hem yaptığı antrenmandan sağlayacağı verim, hem de sağlığı açısından çok önemli.

İki mesleğimde bu alanda uzmanlaşmama yardımcı oluyor. Alıştığım spor salonunda bu alanlarda bireysel danışmanlık dışında spor yapan bireylere beslenme eğitimi düzenlediğimiz zamanlar oluyor.

Ayrıca beslenme ve diyetetik öğrencilerine de sporcu beslenme üzerine belirli aralıklarla eğitimler veriyorum.

Son yıllarda bu alana ilgi oldukça arttı. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İlginin artması çok güzel fakat önemli olan doğru bilgiye ulaşıp ulaşmadığınız. Maalesef sosyal medyada sağlıklı beslenme adı altında bir çok yanlış bilgi olabiliyor.

Bu yüzden okuduğunuz bilginin doğruluğunu kontrol etmeniz çok önemli. Ben de yaptığım bütün paylaşımlarda bu konuya çok dikkat ediyorum. Makale taramaları, doğru ve bilimsel kaynağa ulaşmak çok değerli.

Sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki bırakıyorsunuz?

İnsanın kendisi için sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmeyi hedeflemesi, bunun için bir adım atması çok güzel bir şey. Bu farkındalık her insanın hayatında farklı dönemlerde ve farklı nedenlerle oluyor.

Neden bir danışanımın sağlıklı beslenmek istediği çok önemli. Burada beden algısı ve ruh hali devreye giriyor. Örneğin kilo vermek ya da kilo almak isteyen bir birey kilolu haliyle kendini sevemeyebiliyor.

Bu noktada kişinin sağlık durumuna göre kilo alma veya kilo verme hedefinin sağlığı açısından olumlu etkilerine odaklanması, kendini her haliyle sevmesi gerektiğini bilmesi çok önemli. Yani öz sevgi.

Biz bu süreçte sadece kilo alma-verme hedefimize odaklanmıyoruz, kendimizi sevmeyi de öğreniyoruz. Aynı zamanda yasaklı bir şekilde ilerlemek yerine doğru yiyeceklerle, porsiyon kontrolünü öğrenerek ilerlemek psikolojimiz açısından çok önemli.

Bunların hepsi birleşince hedefimiz sadece kilo değişimini sağlamak değil, kişisel gelişimimize bir nebze de olsa katkı sağlamak oluyor.

Benzer

Yorum Yaz