Konuşma Terapistlerine Çok İhtiyaç Var – Yasemin Tekin

Editör

Uzman Dil Konuşma Terapisti Yasemin Tekin ile Megareform Dergisi için bir röportaj gerçekleştirdik. Yasemin hanım, ülkemizde otizmli çocukların sayısının her geçen yıl arttığının ve konuşma terapisti sayısının ihtiyacı karşılamayacak düzeyde olduğunun altını çiziyor.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba, ben Yasemin Tekin. 1975 İstanbul, Kartal doğumluyum. Lisans eğitimimi Türkiye’’de, Yüksek lisans eğitimimi ise Sofya üniversitesinde Dil Konuşma Terapisi bölümünde tamamladım. Klinik stajlarımı Türkiye’de Anadolu üniversitesinde yaptım. Hali hazırda Pendik’te özel kliniğimde danışanlarıma hizmet vermekteyim.

Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman fark ettiniz?

Bu alanı ilk olarak otizmli çocukların sayısının arttığı ve konuşma terapisti sayısının ihtiyacı karşılamayacak düzeyde az olduğunu 2011 yılında fark ettim. Bu mesleğin çalışma alanlarını araştırınca mizacıma uygun bir meslek olduğuna karar verdim.

Konuşma terapisi ile ilgilenmeye başladıktan sonra hayatınızda neler değişti?

Konuşma terapisi üzerine Yüksek lisans yaptıktan sonra, iletişimin hayatımızda ne kadar önemli bir unsur olduğunu fark ettim. İletişimi sekteye uğratan unsurların ortadan kaldırılması ile kişilerin yaşam kalitesinin nasıl arttığını gözlemleme şansım oldu.

Uzmanlaştıktan sonra kendi hayatınızda ruhsal zihinsel ve bedensel olarak değişiklikler oldu mu? Neleri fark ettiniz?

Bedensel değişiklik olmadı. Fakat ruhsal anlamda özel çocuklarla çalışmak onların hayata daha sıkı tutunmalarını sağlayacak iletişim zorluklarında yardımcı olmak insanı manen çok mutlu ediyor.

Bu alana uzmanlaşmaya ve başka insanların hayatına dokunmaya karar vermemiz nasıl oldu? Siz mi seçtiniz yoksa başka birileri mi sizi teşvik etti?

Biraz kendi yolculuğunuzdan ve hikayenizden bahseder misiniz? Tamamen kendi gözlemim sonucunda bu alanda uzmanlaşma kararı verdim. Gün geçtikçe de verdiğim bu kararın ne kadar yerinde bir karar olduğunu görüyorum.

Uzmanlaştığınız bu alan son zamanlarda oldukça popüler oldu, siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Arz talep dengesiyle ilgili olduğunu düşünüyorum popüler oluşunu. Bu alanda uzmanİaşmış terapistlere htiyaç çok fazla var. Ne var ki terapist sayısı malesef çok az. Uzman olduğunuz alanda danışanlarınız en çok size hangi sorunlarla geliyorlar? Bozuklukların terapi ile giderilebilip, giderilemeyeceğini soruyorlar. Terapi sürecinin nasıl olduğu ile ilgili sorular soruyorlar.

Özellikle odaklandığınız ve danışanlarınızda çözüm bulduğunuz alanlar nelerdir?

Özellikle, akıcılık bozuklukları, ses bozuklukları, artikülasyon bozuklukları, gecikmiş konuşma ve otizm alanlarında çalışıyorum. Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu alanda en son gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyorsunuz.

Bu konuda son zamanlarda neler yapıyorsunuz, hangi alana odaklanıyorsunuz?

Genellikle çalışma alanımla ilgili seminerlere , eğitimlere katılmaya özen gösteriyorum. Öğrenme sürecenin ömür boyu devam ettiğine inanıyorum. En büyük hayaliniz ve projeleriniz neler? Tüm konuşma bozukluklarını içinde barındırın bir hastane açmayı planlıyorum.

Son yıllarda bu alana ilgi oldukça arttı. Özellikle sosyal medyada çok fazla bir bilgi kirliliği de yaşanıyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Alan mezunu terapistlerin paylaşımlarını doğru buluyorum. Fakat bu konuda hiçbir eğitim almamış kişilerin paylaşımlarını görünce gerçekten çok üzülüyorum. Hatta dayanamayıp bazen uyarıyorum. İnsanların farkındalıkları arttıkça hayatlarında yolunda gitmeyen ve kötü giden şeyleri değiştirmek istiyorlar.

Bedensel ruhsal ve zihinsel açıdan sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki bırakıyorsunuz?

Çalıştığımız alan kişilerin yaşam kalitesini direk etki eden bir alan olduğu için, terapi sonrası onların mutluluğunu görmek bizi de çok mutlu ediyor

Bazı insanlar potansiyelleri olmasına rağmen değişim için adım atamıyorlar, bir türlü harekete geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?

Harekete geçmeyi engelleyen birçok neden olabilir. Kişinin çevresinin etkisinde kalması ve kendisine tam olarak güvenmeyişi gibi sebepler buna neden oluyor olabilir. Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve spritüel bir tarafı olduğu için bazı kişiler bu alana ön yargıyla yaklaşıyor.

Hatta hiç inanmayanlar da var. Bu tarzda bir düşünceye sahip olanları nasıl ikna etmek gerekiyor?

Terapi sonrası fayda görmüş insanların yorumlarını ve görüşlerini referans gösteriyorum. Kendi özel yaşamınızda arkadaşlıklarınızda bu uzmanlığınızı arka planda kullandığınız ve kişiler hakkında analiz yaptığınız durumlar oluyor mu? Neler gözlemliyorsunuz ve neler fark ediyorsunuz? Özellikle konuşma kısmına odaklanıyorum ve insanlarda buna dikkat ediyorum mesleğimden dolayı.

Bu alanda faaliyet gösteren diğer uzmanlardan farklı olarak neler yapıyorsunuz?

Mesleğimizle ilgili daha fazla farkındalık çalışması yaptığımı düşünüyorum.

Hiç unutamadığınız bir danışan hikayeniz var mı?

Size hangi sorunla geldi ve sürecin sonunda ne oldu? Artikülasyon bozukluğu olan 27 yaşında, adı Zeynep olan bir bayan danışanım vardı. Kendisi Z Fonemini üretemiyordu. Bu yüzden adını tam olarak doğru bir şekilde söyleyemiyordu. Hatta bir seferinde bu sebepten ötürü insanlara adını söylemekten kaçındığını söylemişti. Bu beni çok etkilemişti. Terapiler sonrasında Z sesini kazandıktan sonra konuşma anlaşırlılığı artmış ve adını söylemeye başlamıştı. Bu sürecin sonunda onun mutluluğuna şahit olmak benim için muhteşem bir duyguydu.

Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?

Yaptığınız bu çalışmaları siz kendinizde nasıl deneyimliyorsunuz? Dalgalı dönemleri fırsat olarak değerlendiriyorum.

Bu alanda hizmet almak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?

Hizmet alacakları uzmanlarda hangi özelliklerin olup olmadığına dikkat etsinler? Öncelikle gideceği kişinin uzman olup olmadığını, alan mezunu olup olmadığını mutlaka araştırmalarını tavsiye ederim. Alanımız suistimale çok açık çünkü. Mesleğini seven tecrübeli terapistleri tercih etmelerini tavsiye ederim.

Sizin gibi profesyonel olarak bu mesleği yapmak isteyenlere ne tavsiye ediyorsunuz?

Öncelikle bizim meslekte hiç oldum dememek gerekiyor. Her gün yeni gelişmeler çalışmalar yapılıyor. O yüzden sürekli alan ile ilgili eğitimlere katılmalarını ve gündemi yakinen takip ederek sürekli kendilerini geliştirmelerini tavsiye edebilirim.

Son olarak okuyucularımız için bir mesajınız var mı?

Konuşma terapisi ülkemizde yeni bir alan mesleğimiz ve çalışma alanları hakkında sürekli bilgilendirme yapıyorum. Bu bilgilendirme çalışmalarını okuyup bilgi sahibi olmalarını ve ihtiyaç halinde gecikmeden mutlaka ilgili uzmandan destek almalarını tavsiye ediyorum. Her sağlık bozukluğunda olduğu gibi erken müdahale hayat kurtarır. Sevgiler.

Benzer

Yorum Yaz