Beklentili Olmak – Anet Mankeoğlu

Anet Mankeoglu

Psikolojik Astroloji Danışmanı Anet Mankeoğlu, neden bazı uzmanların ‘Çok beklentili olmayın’ demesini değerlendirdi? Acaba hayal kırıklıklarını önlemek için mi?

Yeni bir yıla girmişken herkese beklediği her şeyin karşılandığı bir yıl olmasını dileyerek başlayayım yazıma. Beklemek, ‘beklentili olmak’ denilen olgu günümüzde oldukça yaygın. Yaygınlığı terminoloji açısından elbette. Çünkü kişisel gelişim uzmanları ve konuları çoğaldıkça bazı terimler de yaygın halde kullanılmaya başlandı. Ancak ‘beklenti’ hayatımızda her daim vardı.

Uzun süre birlikte olan çiftlerin evlenmesi, yeni evlenen çiftlerin çocuk sahibi olması toplum tarafından ‘beklenen’ en önemli konular arasında oldu hep. Çalışan kesimin maaş zammı beklentisi, takdir edilme beklentisi, yükselme beklentisi ve buna benzer birçok konu sayabiliriz ‘beklenti’ söz konusu olduğunda.

Peki neden bazı uzmanlar ‘beklentili olmayın’ diyor? Hayal kırıklığını önlemek için mi?

Bir evlat sahibiyseniz onun iyi bir birey olmasını beklemeyi durdurabilir misiniz? Birini çılgınca seviyorsanız onun sevginize karşılık vermesini beklemeyi nasıl engellersiniz? Bir spor salonuna yazıldıysanız ve kas yapmayı hedefliyorsanız bedeninizde değişiklik gözlemlemeyi ummanız doğal değil mi? Veya uyguladığınız diyetin size kilo verdirmesini. Ya da yeni kurduğunuz Instagram hesabınızda takipçi sayısının çoğalmasını. Satırlarca örneklendirme yapabilirim.

İnsanoğlu öleceğini bilerek yaşayan tek varlık. Bunun bilincinde olarak yaşamak, yaşamaktan zevk almak çok zor değil mi? Beklemek umut etmektir. Yarını beklemenin, yarını garanti etmenin bir yolu belki. Umut olmadan zaten yitireceğimiz bir hayatın içinde olmak durumu daha da trajik yapar diye düşünüyorum. Burada vurgulanan şey daha çok ‘koşulsuz verme’ yetisine sahip olmak.

İçimizden geldiğince, karşı tarafın ne düşüneceği, ne hissedeceği, nasıl karşılık vereceğinden bağımsız ‘kendimizi yaşamak’. Bence öğrenmemiz gereken bu. Bu meşhur ‘beklentisiz olmak’ mevzusu hiç bir karşılık almamayı göze alarak

kendi duygusunu yaşamak, kendi duygusuna sahip çıkmak demekse sonuna kadar katılıyorum. Ama hayattan bir şeyler beklemek de bir o kadar doğal geliyor bana. Alma-verme dengesini koruyabilmek, bizi istismar eden kişilere karşı sınır koyabilmek, kişisel sınırlarımızı koruyarak sevildiğimizi hissettiğimiz ve sevdiğimiz kişilerle paylaşmaya devam etmek, duygularımızı sonuna dek yaşamak ve düşüncelerimizi doğru şekilde ifade edebilmek burada gösterilen hedefler.

Takdir edilmek için çalışmayıp, kendimizi takdir edebildiğimiz bir işi yapmak, birine yatırım yapmak üzere vermek değil içimizden geldiği için, bizim sevgi ifademiz olduğu için vermek -elbette kime ve ne kadar vereceğimiz burada önem kazanıyor. Konu çocuklarımız bile olsa onların bizden bağımsız birer birey olduğunu unutmadan, onları hiç bir şeyi ‘dayatmadan’ özgürce doyasıya sevmek, sevgiyi de bu şekilde onlara öğretmek, yargılanmaktan korkmadan ruhumuza iyi gelen, bizi biz yapan konuları paylaşmak, dostlarla iletişimde olmak…..

Ve kendimizle dost olmayı, içimizdeki çocukla iletişimde, ihtiyaçlarımıza duyarlı kalmayı unutmamak. Mutlu olmayı dilemenin, anlaşılmayı beklemenin, sevilmeyi istemenin doğal olduğunu bilerek doğal halimizle yaşamak.

Yapabildiklerimiz, yapamadıklarımızla. Kendi doğamıza saygı duyarak, kapasitemizde olmayan bir şeyi hedef koyup o konuda başarılı olmamızı beklemeyeceğimiz gibi karşımızdaki kişilerin de kapasite ve yetilerinin farkında olup ona göre ‘beklenti ayarı yapmak’ gerekiyor belki de. Sevme kapasitesi olmayan birinin bizi sevmesini beklemek, bize net bir şekilde ‘hayır’ denmiş bir konunun üzerine gitmek, biten birşeyleri yeniden oldurtmaya çalışmak, direnmek, olmayacak hayallerin peşinden gidip gerçek hayatı kaçırmak ayarlarını kapatmamız gereken tarafta olmalı örneğin.

Doludizgin yaşamak, anın keyfini çıkartmak, doğru insanları hayatımızda tutup, zehirli olanları çıkarmak, bunlar da ayarların en üst seviyesinde olması gerekenler. Onların bizden bağımsız birer birey olduğunu unutmadan, onları hiç bir şeyi ‘dayatmadan’ özgürce doyasıya sevmek, sevgiyi de bu şekilde onlara öğretmek, yargılanmaktan korkmadan ruhumuza iyi gelen, bizi biz yapan konuları paylaşmak, dostlarla iletişimde olmak…..

Yeni yılın ülkemize barış, huzur, daha çok farkındalık, daha çok eşitlik, kardeşlik, birlik duygusu ve ekonomik ferahlık getirmesini beklediğimi söyleyerek de yazımı sonlandırıyorum. Bireysel dileklerimi ve beklentilerimi de ayrıca evrene gönderdim. 2024 yılının sizlerin de tüm dilek ve beklentilerinizin karşılandığı bir yıl olmasını diliyorum. Sevgiyle, sağlıkla, dostluk ve farkındalıkla…

Benzer

Yorum Yaz