Aradığınız Sihirli Değnek Sizsiniz – Özlem Durak

Editör

Nefes koçu Özlem Durak ile Nefes üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Özlem Hanım diyor ki “Aradığınız sihirli değnek aslında sizin içinizde yatan potansiyele ve eylemlerinize dayanıyor olabilir. Değişim ve başarı, kendi iç kaynaklarınızı keşfetme ve harekete geçme sürecinde yatar.”

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba. Özlem Durak ben. Endüstri Mühendisliği okudum ve MBA yüksek lisansı yaptım. Yaklaşık 20 yıl müşteri ilişkileri ve satış pazarlama ile ilgilendim. İş Güvenliği Sektörü’nde 16 yıl yönetici olarak çalıştım. 4 yıl önce hayatıma nefes girdi. Pandemide de Access Consciousness sistemi ile tanıştım. 1 yıl kadar önce Satış&Pazarlama Müdürü olarak görev yaptığım işimden ayrıldım. O tarihten itibaren de kariyerime Nefes Koçu ve Access Sistemi içindeki pozisyonlarımla devam ediyorum.

Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman fark ettiniz?

Kişisel gelişimin her türü ile hep ilgili oldum. Meraklı bir çocuktum. Büyüdükçe de bu değişmedi. Her zaman soran, sorgulayan biri oldum. Yaşadığımız ve adına hayat dediğimiz ilüzyonun ötesinde bir gerçeklik var mıydı? Buna hep merak duydum.

Bununla birlikte şüphe de duydum tabii ki. 2005 yılında annem vefat etti. Yaşamla bir kavgam zaten vardı. Bu kavga daha da arttı. Her şeye öfkeliydim. Migren ataklarım vardı. Haftada 3-4 kereden her gün atakla yaşamaya dek varmıştı boyutu. Sağ bacağımda his kaybı vardı ve doktorlar sebebini bulamıyordu.

Neredeyse her kokuya alerjiktim. Görünüşte neşeli biriydim. Oysaki içten içe biliyordum ki günleri sayarak yaşıyorum. Sürükleniyordum adeta. Bu süreçte bir can dostum bana meditasyon önerdi. Denedim ve çok iyi geldi. Benim gibi mantıktan işlevsel ve sadece gözle gördüğüne inanan biri için etkileyici deneyimler yaşadım.

Evet belki de her şey maddeden ibaret değildi. İlk acaba diye soruşum bu oldu. Hayatımda bir şeyleri değiştirmenin vakti gelmişti. Evimi değiştirdim. Ev sahibim de beni nefesle tanıştırdı. Önce nefes seminerine gittim ve kendimle yüzleştim. Hayatımda ne eksik diyerek gittiğim seminerden hayatımda ben yokmuşum farkındalığı ile döndüm.

Ünvanlarım, sıfatlarım vardı evet. Bununla birlikte Özlem yoktu. Kendim dahil kimseye sevgi yoktu kalbimde. Bir sisin ardından güneş doğmuş gibiydi döndüğümde. Ayaklarım yere basmıyordu adeta. Mutluluktan havalarda uçuyordum. Bu kadar iyi gelen bir şeyin daha fazlası nasıl olur diye merak etmeye başladım ve aynı yıl nefes koçu oldum.

Bu alanla ilgilenmeye başladıktan sonra hayatınızda neler değişti?

Öncelikle sağlığım tabii ki. Migren ataklarım çok azaldı. Senede bir iki kez uğrayıp selam veren tatlı bir misafire dönüştü migren. Sağ bacağımdaki his kaybı geçti. Sarılmayı öğrendim.

Bu benim için mucizevidir. İnsanlarla o kadar arama mesafe koyuyordum ki, sarılmam da mesafeliydi. Çünkü benimle neden birlikte olmak istediklerine anlam veremiyordum. Kendimi keşfettikçe, ilişkilerimin doğası değişti. Kendime ve hayata güvenmeye başladım.

Bu güven, ben gerçekten ne istiyorum ve bunun için hangi kaynaklara sahibim diye sormama vesile oldu. Kaynak benim. Ben ne seçersem o olur özgüveni; hayatımı, işim dahil toptan değiştirmeme alan açtı.

Uzmanlaştıktan sonra hayatınızda ruhsal zihinsel ve bedensel açıdan neler fark ettiniz?

Artık biliyoruz ki beden hasta olmuyor. Onu bıraksak o müthiş bir kendini yenileme kapasitesine sahip. Biz onu hasta ediyoruz. Zihnimizle. Ruhsa, bedenin sürücüsü. Biz sanıyoruz ki zihin, sürücü. Kendine sürekli anlatıp durduğun hikayelerinden özgürleştiğinde ve yaşam sorumluluğunu aldığında her şey yerli yerine oturuyor.

Asıl sürücü, koltuğuna geçince her şey mümkün. Bunun için de nefes, harika bir yol. Nefesi almadığımızda yaşam durur öyle değil mi? Bununla birlikte nefesimizin ne kadar farkındayız? Sizce de onu biraz ihmal etmiyor muyuz? İşte nefesimizi hatırladıkça ve üzerinde çalıştıkça ruh-beden-zihin bütünleşiyor.

Nefesimiz bizi bize anlatıyor. Limitli nefes, limitli hayat demek. Açık nefesse, farkında ve etken olduğun bir yaşam demek. Bende de öyle oldu. Yaşamımın efendisi oldum. Dediğim gibi, sağlığım düzeldi. Sevdiğim işi yapmaya cüret ettim. Cüret ettim diyorum çünkü nefesten önce bu ihtimal dahilinde bile değildi. Hayatı gerekliliklerle yaşıyordum. Şimdi ise, yaşamın ve işimin neşesindeyim.

Bu alana uzmanlaşmaya ve başka insanların hayatına dokunmaya karar vermemiz nasıl oldu? Siz mi seçtiniz yoksa başka birileri mi sizi teşvik etti? Biraz kendi yolculuğunuzdan ve hikayenizden bahseder misiniz?

Bana o kadar iyi geldi ki nefes, herkesle paylaşmak istedim. İşten ayrılmayı nefes seminerinde seçmiştim. Tarihi bile belliydi. 2023. Nasıl olacağını bilmiyordum sadece. İş yerimde bir şeyler değişti beklemediğim şekilde ve 2023’e 2 gün kala bu seçimim netleşti. Teşvik var evet. Ben bir seçim yaptım ve evren, kaynak, Tanrı adına her ne derseniz deyin O bana ‘haydi’ dedi.

Yani şartlar öyle bir oluştu ki neredeyse hiçbir şey yapmadan tam da seçtiğim zamanda beni mutlu eden, besleyen nefes koçluğunu yapmak için müdürlüğü bıraktım.

Uzmanlaştığınız bu alan son zamanlarda oldukça popüler oldu, siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

mutlu olmak isteyen büyük bir çoğunluk var, ne var ki bunun için ne yapacaklarını bilmiyorlar. Çoğumuz hayatlarımızı çaba ile kavga ile yaşıyoruz ve içte bir yerde biliyoruz ki ‘Bu böyle gitmez.’

Tüm bu arayış, nasıl mutlu olacağımızı bulmak için. Ayrıca frekansını yükselten her insan aslında evrenin de bilincine katkı oluyor. Birden bütüne genişliyoruz. Ne kadar ayrı olduğumuzu zannetsek de değiliz. Hepimiz enerjiden var olmuşuz. Birbirimizi etkiliyoruz.

Danışanlarınız en çok size hangi sorunlarla geliyorlar?

Sorun demeyelim de konu diyelim. Çünkü benim ve tüm nefes koçlarının yaptığı şey, danışanı tüm cevapların zaten kendisinde olduğunu fark etmesi için desteklemek. Konular çok çeşitli olabiliyor. Bana en çok hayatın zor ve mücadele edilmesi gereken bir yer olduğuna inananlar geliyor diyebilirim özetle.

Özellikle odaklandığınız ve danışanlarınızda çözüm bulduğunuz alanlar nelerdir?

Hiçbir koç, çözüm önermez. Danışan desek de müşterilerimize aslında bize danıştıkları bir şey yok. Sadece biz onlara yolculuklarında eşlik ediyoruz. Bizler de yolcuyuz. Sadece daha önce yola çıkmış olanlarız. Nefes, açıyor o çözüm alanını. Bir bebek nasıl nefes alır? Duraklama var mıdır nefes alış ve verişleri arasında?

Bir endişesi, kaygısı, utancı var mıdır? Acabaları keşkeleri var mıdır? İşte nefes seansları ile varmaya çalıştığımız nokta da bu. Nefesiniz açık ve tam kapasite oldukça, limitli bir hayattan seçip yarattığınız bir hayata geçiyorsunuz. Bunu SİZ yapıyorsunuz. Kendi nefesinizle.

Ben, koç olarak nefes seansları ile destek oluyorum. Bir nefes seansı 3 aşamadan oluşuyor.

1.Niyet Belirleme Çalışması: Bu aşamada yaşam koçluğu sorularıyla danışanın çalışmayı seçtiği konu ile ilgili zihinsel koçluk yapılır. Konusu her ne ise altında yatan düşünceye ulaşmak için izlenen bir yoldur bu. Ayrıca, nefes seansı esnasında frekans yükselip yaratım alanına geçildiğinden niyeti her ne ise onu yaratması da kolaylaşacaktır. Bunun için de bir ön çalışmadır.

2.Nefes Seansı: Bir mat üzerinde ve bir müzik eşliğinde yaklaşık 30 dakika sürer. Ağızdan alınıp ağızdan verilen ve birbirini izleyen nefeslerle gerçekleştirilir. Bedensel koçluk da denebilir buna. Düşünceler nereye kodlanır. Bedene. Zihin ürettiği düşünceleri bedene kodlar. Bu kodlar sebebiyle de nefes belli noktalarda rahatça dolaşamaz. Koçun eliyle uyguladığı baskı yardımıyla kişi nefesiyle o blokajları aşar. Blokajlar aşıldıkça yani nefes tüm bedende dolaştıkça o konularda hayatında da dönüşüm gerçekleşir.

3. Meditasyon: Bence işin kaymağı bu kısım. 10-15 dakika kişinin dinlendiği, koçun izlemede kaldığı bölümdür. Burası da ruhsal manevi kısmı. Kişinin konusuyla ilgili cevapları aldığı bölümdür. Bu 3 aşamalı koçluk çalışmasının hayata yansımaları da yine 3 seviyede olur ve hepsi birbiriyle bağlantılıdır. Daha önce de bahsettiğim gibi hasta olan zihindir aslında beden hasta olmaz. Beden müthiş bir kendini yenileme kapasitesine sahiptir.

Biz onu özümüzü redderek, düşüncelerle hasta ederiz. Nefes seanslarında özümüzü yeniden hatırladıkça, yaratan yanımızla bağlantıya geçtikçe aslında tüm cevapların bizde var olduğunun, kaynağın biz olduğumuzun bilinciyle yaşamaya başlarız. Kendimize sürekli anlatıp durduğumuz hikayelerimiz son bulur.

Yaşam, bir maraton olmaktan çıkar. Benim masalımdan yola çıkarsak öfke, korku ve saklanma ihtiyacı yerini kendine güvene ve bilinçle yaratmaya bırakır. “Yaşamımın sahibi benim ve ben neseçersem onu yaşıyorum. Şikayet ettiğim her şeyi nasıl ben yarattıysam öyle de dönüştürürüm. Öyle de güçlüyüm. Bilişim ve nefesim bana yol gösterir.” bakış açısı muazzam alan açar. Zihin rahatladıkça odaklanma artar.

Öfke, stres ve anksiyeteden özgürleşme sağlanır. Travmalar çözülür. Hücrelere daha çok oksijen gider. Toksinler atılır, bağışıklık sistemi güçlenir. Beden canlı, dengeli, güçlü hale gelir. Diyafram kası esnekliğini kazandıkça, bel boyun sırt ağrıları da azalır. Size bir de tüyo.

Kilo vermek için de nefes en etkili yollardan biridir. Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu alanda en son gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyorsunuz.

Bu konuda son zamanlarda neler yapıyorsunuz, hangi alana odaklanıyorsunuz?

Nefes tarih boyunca tüm kadim metinlerde yer almış. Budistler, rahipler, savaşçılar hep kullanmışlar. Hala da kullanılıyor. Kadim metinlerle modern bilimin çakıştığı noktaları araştırıyorum bir süredir.

Bu beni çok heyecanlandırıyor. Ayrıca çalışmalarımı da besliyor. Farklı teknikleri bir arada kullanmayı seviyorum. Nefesi online olarak nasıl yapabilirim? Uzun süre üzerinde düşündüğüm konulardan biriydi. Ben, bedene aşığım diyebilirim. Bu nedenle beden seansını tercih ederim.

Online çalışmalar ise pandemi ile başlayan süreçte hayatımıza daha çok girdi. Kolay ve pratik de. bir süredir ağız ve burun nefeslerinin bir kombinasyonunu online çalışmalarda da uyguluyorum.

Uzmanlık alanınızda gerçekleştirmek istediğiniz en büyük hayaliniz ve projeleriniz neler?

Türkiye’nin ve dünyanın her yerinde seanslar yapmak en büyük hayalim. Hem nefes alanında hem diğer uzmanlık alanlarımda. Son yıllarda bu alana ilgi oldukça arttı.

Özellikle sosyal medyada çok fazla bir bilgi kirliliği de yaşanıyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Burada kişinin seçimi devreye giriyor. Kime gitmeyi nasıl seçiyorsunuz? Ben kendi adıma enerjiyi izlerim daha çok. Şimdiye dek de yanılmadım.

İnsanların farkındalıkları arttıkça hayatlarında yolunda gitmeyen ve kötü giden şeyleri değiştirmek istiyorlar. Sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki bırakıyorsunuz?

Yolunda gitmediğini düşündüğünüz şey, ya sizin kudretinizi açığa çıkarmanız için bir hediye ise? Ya sizde bir yanlışlık yoksa? Buradan başlamayı seviyorum. “Her insan doğuştan tam, bütün ve yeterlidir.” Koçluk ilkelerinden birisi bu. Benim de favorilerimdendir. Ben kimseye bir şey öğretmiyorum.

Sadece hatırlatıcıyım. Bizler muazzam kapasiteli varlıklarız. Sadece zaman içinde unuttuk bunu. Bana birileri hatırlattı ben de birilerine hatırlatıyorum. Yola da yolcuya da şükür.

Bazı insanlar potansiyelleri olmasına rağmen değişim için adım atamıyorlar, bir türlü harekete geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?

Bunun da nefeste bir karşılığı var. Eğer nefesiniz sadece yaşamda kalmaya yetecek denli ise, yeni nefesi almadan önce bekliyor iseniz hayatta adım atmakta zorlanırsınız. Yaşam enerjimizin de yaklaşık %80’i nefesten gelir.

Nefesinizin kapasitesi 10 birim diyelim 8 birimdir enerjiniz; nefes kapasiteniz 5 birimse enerjiniz 4’e düşer. Nefes seansları ile nefesiniz açık nefese doğru evrildikçe kolaylıkla adım atabilir bir hale gelirsiniz. Birilerini ya da bir şeyleri beklemezsiniz. Kurtarıcı, kendiniz olursunuz.

Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve spritüel bir tarafı olduğu için bazı kişiler bu alana ön yargıyla yaklaşıyor. Hatta hiç inanmayanlar da var. Bu tarz düşünceye sahip olanları nasıl ikna etmek gerekiyor?

İkna etmemeyi seçerek. Herkes hazır olduğu farkındalığı deneyimlediği için pnları ikna etmeye çalışmamak gerekir.

Kendi özel yaşamınızda arkadaşlıklarınızda uzmanlığınızı kullandığınız ve kişiler hakkında analiz yaptığınız durumlar oluyor mu? Neler gözlemliyorsunuz ?

Nefes koçluğu seçene yapılır. Nötr bir alanda yapılır. Kimseye talep gelmeden koçluk yapmamayı zaman içinde öğrendim. Bana yapıldığında da nezaketle istemediğimi belirtiyorum.

Bu alanda faaliyet gösteren diğer uzmanlardan farklı olarak neler yapıyorsunuz?

Birebir aynı işi yapsak da herkes her işi kendince yapar. Nasıl ki her kişinin nefesi parmak izi gibi kendine özgü, iş yapış şekli de öyledir. Yani hepimiz baştan farklıyız zaten. Spesifik olarak farklı yaptığım şey, yakın zamanda nefesi online çalışmalarıma da taşımak oldu. Ağız nefesi ve burun nefeslerini harmanlayarak demo seanslar yaptırıyorum.

Ayrıca Access Sistemi, beni çarpıcı sorular sorabilme konusunda çok besledi. Çoğu danışanım, senin soruların çok vurucu diye gelir mesela. Onurlandırmalarına şükran.

Hiç unutamadığınız bir danışan hikayeniz var mı? Hangi sorunla geldi ve sürecin sonunda ne oldu?

Danışan hikayelerini anlatmayı uygun bulmuyorum. Nadiren anlattığımda da kendilerinden onay alıyorum. Bu anekdot da bunlardan biri. Bu işlere ilk başladığımda bir arkadaşım seansa gelmişti. Zihni hiç durmayan, bir iş yaparken başka bir işin planını yapan, hatta elinde telefon, sizinle konuşurken aynı anda telefondakine de cevap veren biridir. Çoklu iş yapabilme kapasitesi muazzamdır. Bununla birlikte rahatlamayı hiç bilmiyordu.

Seans yaptıktan sonra ertesi gün beni aradı. Dedi ki: “Ne oldu biliyor musun?

Bugün yataktan kalkmadan önce 5 dakika hiçbir şey planlamadan yatabildim. Keyif yaptım. Oysa gözümü açar açmaz plan yapardım.” O kadar şaşkın ve bir o kadar da mutluydu ki… Benim için de şükür anıydı. Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri nasıl atlatıyorsunuz? İzin vererek. “OL’an ne? Bu OL’an da bana olan ne?” sorularını sorarak. Tekrar tekrar nefesime dönerek. Destek almayı hatırlayarak.

Bu alanda hizmet almak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?

Bir tavsiye vermek yerine kendi deneyimimi paylaşmayı tercih ederim. Ben limitli bir hayat yaşadığımı fark ettiğim için çıktım bu yola. Yolda fark ettim ki bazen bir guru, bir eğitici, bir koç ya da kolaylaştırıcı sizin limitiniz oluyor. Size şunu yap, bunu yapma diyebiliyor. Siz, eski alışkanlıklarınızı bıraktım sanarken bir de bakıyorsunuz ki, boyut değiştirmiş o alışkanlık.

Kendi bilişinize güvenmek yerine bu işi yine bir başkasına vermişsiniz. Şahane eğitmenlerim oldu. Hepsine şükran doluyum. Bununla birlikte biliyorum ki; bilişim ve nefesimden başka, izleyeceğim bir yol ve lider yok. Bunu empoze eden her sistemden ve eğitmenden uzaklaşıyorum.

Sizin gibi profesyonel olarak bu mesleği yapmak isteyenlere ne tavsiye ediyorsunuz?

Nefes seminerine gitmeden evvel, kalp sesi dediklerinde hiddetlenirdim. Saçmalık olduğunu düşünürdüm. Ta ki bir gün içimde çığlık atan o sesi duyana dek. Eğer bu sesi duyuyorlarsa artık zamanıdır. O sesi takip etsinler.

Yol görünecek emin olsunlar. Bir arkadaşım bu işleri profesyonel olarak yapmaya başlamadan önce bana şöyle bir soru sormuştu. Saatlerin geçtiğini bile anlamadan yapmaktan hoşlandığın şey ne? Bence bu, her tür iş için çok güzel bir soru. Kendilerine belki bu soruyu sorarak başlayabilir ve o iş her ne ise, hayatlarında ona biraz alan açabilirler.

Son olarak okuyucularımız için bir mesajınız var mı?

Herkesin bir sihirli değnek aradığını fark ediyorum epeydir. O sihirli değneğin başka birisi, bir teknik ya da başka bir şey olmadığını hatırlatmak isterim. O sihirli değnek, sizsiniz. Üzerinizdeki o sis dağılana dek yol, sizi belki biraz zorlayabilir.

Zaman, sizin düşündüğünüzden farklı akabilir. Bununla birlikte sisin ardında, gökkuşağının binbir rengi bekliyor sizi. Her biriniz her renginizle muhteşem ve çok güzelsiniz. Bugün bunu hatırlayarak işe koyulmaya ne dersiniz?

Olduğunuz hal, muhteşem. Farklılığınızı kucaklamak, tüm kainata en güzel hediye. Yola kiminle ya da ne şekilde koyulduğunuzun bir önemi yok. Yeter ki yola çıkın. Şükran duyuyorum yolumun kesiştiği herkese. İyi ki…

Benzer

Yorum Yaz