Hayatı Hal Halinde Nasıl Yaşarız? – Songül Özsoy

Editör

Profesyonel Koç ve Nefes Koçu Sayın Songül Özsoy ile “Hayatı Hal Halinde Nasıl Yaşarız?” konusu üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Iyi akşamlar herkese ben megareform.com.tr’den İnci Hocaoğlu. Türkiye’nin mega değişim sitesi megareform.com.tr”nin bir canlı yayınında daha hepiniz hoş geldiniz. Bu akşamki canlı yayın konuğumuz Songül Özsoy. Kendisiyle hayatı hal halinde yaşamanın inceliklerini konuşacağız. Songül hanım hoş geldiniz merhaba nasılsınız?
Teşekkür ederim, siz nasılsınız?

Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Takipçilerimiz için bize kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?

Tabii. Songül sadece Songül açıkçası çok bir şey yok hayatımda. Sadece Songülü tanıtmak istersem. Eğer Songül’ün birkaç tane işim var, birkaç işiyle uğraşıyor. Hem profesyonel kurs vesiyor, hem emlakçılık yapıyor, hem de küçük bir çanta mağazası var. Onunla ilgileniyor ve dünyada da birkaç tane işi yapıyor. Tabii spiritüel alem kısmıyla da ilgileniyor.

Aslında baktığımızda kendi dönüşümü kendi evrimi. Evrimimi gerçekleştirmek için kişisel gelişim dünyasına girmiştim. Daha sonra birkaç eğitim vesaire falan derken bu yolda devam ettik. Gittik. Açıkçası siz sorun ben söyleyeyim, soru cevap çok daha keyifli olacak benim için.

Hayatı hal hâlinde yaşamak dediğinde ne anlamalıyız? Yani pozitif yaşamak gibi algılıyoruz aslında bunu evet ama nasıldır?

Geçmişle çocuklukta büyürken aslına bakarsanız ne olursa ya şu olursa ya bu olursa gibi bir takım negatif yüklerle büyüdük. Her zaman annelerimiz bizi “Dur kalkma şunu yaparsan böyle olur, bunu yaparsan böyle olur.” gibi bizi birtakım negatifliklerle hayata hazırladılar. Bu durumda hep biz olumsuzlukları düşünmeye başladık.

Olumlu kısmı hayal ettik fakat olumsuzlukları da düşündük. Hep dedik ki bir acaba ya olmazsa ya olursa ya şu çıkarsa ya istediğimiz oluşmazsa.

Kafamızda bir acabamız vardı ve bu acabalar sonucunda da aslında baktığınızda negatif hayatın içinde olmasak da pozitif hayatı yaşadığımızı bilsek bile biz her zaman o negatife tutunmaya çalıştık. Aslında baktığınızda hep bir kötü versiyonunu düşünelim dedik ya bu da kötü versiyonu olabilir mi diye düşündük.

Su akar yolunu bulur derler ya biz işte hiçbir zaman suya akar yolunu bulurda kalamadık. Su akar yolunu bulur dediğimiz yer aslında pozitif bir hal. Peki pozitif hali nasıl yaşarsınız? İlk önce olumlamalara ihtiyacınız var. Negatiflikten çıkabilmek için ilk önce olumlu olumlama yapmamaya ihtiyacınız var.

Çünkü olumlamalarla kendimizi birtakım pozitif hale yaklaştırıyoruz. Pozitif hali düşünmeye başlıyoruz. Düşündükten sonra da evet bizim pozitif hale de ihtiyacımız yok. Çünkü baktığınızda artı eksiye doğru eksi artıya doğru getirir gibi düşünün. O yüzden de bizim o pozitifi de yapmamamız gerekiyor. Normal bir şekilde yaşa geç şeklinde yaşamalıyız hayatı. Yaşa geç olarak yaşayabilir miyiz size soruyorum?

Yaşayabilir misiniz. Şimdi yaşamaya çalışıyoruz. Aslında ben de hani bu halde kalma olayını kendi hayatımda da deneyimlemeye çalışıyorum. Tabi şimdi şöyle bir şey var. Beyin her zaman için aslında biraz negatife gitmeye meyilli ya ne kadar olumlu düşünsem de aslında bunu sık sık yaşıyorum.

Bence bir sürü takipçimiz de bu şekilde yaşıyordur eminim..

Arkadaşlarımızla kendi evimizde konuştuğumuzda, böyle oluyor. Tamam, olumlama yapıyoruz; güzel yolumuzu düşüneceğiz diyoruz, ama sonra bir anda o işte beyinden bir ses geliyor: acaba mı böyle mi? Ya öyle olmazsa? Ya da değilse deyip, o oradaki sesi susturma kısmı oluşuyor.

Mesela bir düşünce geçiyor aklınızdan. Zihin öyle oyunlar oynuyor ki bize, normal yaşam oyunu içinde 4 tane olumlu cümleden sonra bir tane negatif cümleyi sokuyor içeriye. Bu bir tane negatif cümleyi sokmadan önce olumlama yaptıktan sonra ya da olumlu düşündükten sonra herhangi bir yabancı kelimeyi kullandığınız anda negatif düşünmeyi bırakıyorsunuz. Negatif düşünmeyi bıraktığınız anda da o olumlu seviyede kalıyorsunuz.

Yani aslında baktığınızda, ben bunu küçükken şöyle deneyimliyordum, çok net bir şekilde de tabir edebilirim. Şöyle düşünün, bir dua okuyorsunuz. Dua okurken yabancı kelimeler, yani Arapça kelimelerle dua okuyorsunuz. Başlıyorsunuz duayı etmeye, duayı ederken de o duanın içine giriyorsunuz. Ancak duanın içine girerken de, zihnimizden atıyorum, bulaşıkları yıkamak geliyor, atıyorum evdeki çocuğa bakmak geliyor veya o gün akşamki yemeği yapmak geliyor. Ve o sırada Allah’ım, ben duaya ait olamadım, tekrar tekrar başlıyorum diyerek tekrar duaya başlıyorsunuz. Ve dua aslında Arapça oluşuyor.

Siz söylediğiniz Türkçe olmadığı için anlayamıyorsunuz. Anlayamadığınızda da tam içine duanın girdiğiniz anda zaten olumlu bir seviyede kalıyorsunuz. Bir önceki seviye olumlu cümle ise o duayla birlikte pekişiyor gibi düşünün. Yani, yabancı bir kelimeyi her olumlama seviyesinden sonra söylediğinizde negatif düşünceyi kesiyorsunuz ve hiçbir şekilde negatif düşünceye sahip olamıyorsunuz.

Negatif düşünceye sahip olamadığınızda da olumlu halde kalıyorsunuz ve olumlu halde kalan da hayatı olumlu yaşamış oluyor.

Benzer

Yorum Yaz