Nefes Çalışmaları ile Zihin Sakinleşir – Ekin Sağlamoğlu

Editör

Nefes / Nefes Teknikleri ve Meditasyon Koçu Ekin Sağlamoğlu, Ekin Sağlamoğlu, “Nefes çalışmaları sonucunda özellikle özgüven ve kendiyle barışma durumlarında çok güzel geri dönüşler alıyoruz.” diyor.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Nefes ve Meditasyon Koçu ve Nefes Teknikleri Koçu’ yum. Şu anda “Yaşamçiçeğinefesi” instagram sayfası üzerinden grup ve bireysel çalışmalar yapıyorum. Ortaokul yıllarımda Erich von Daniken’le, lise yıllarında da Ursula Le Guin, Nietzsche, Eflatun, Socrates ile tanıştım.Politzer’ in “Felsefinin Temel İlkeleri” ni yine lise yıllarımda okudum. Yine aynı yıllarda Denizli Belediyesi’ nin tiyatroculuk mülakatlarını kazanarak şehir tiyatrolarında eğitim gördüm. Yaklaşık 32 yıldır diyafram nefesini kullanıyorum. Doğu dil bilimleri ve edebiyatı okudum. Yani üniversite yıllarımda da Mevlana, Şirazi, Hallac-ı Mansur ile tanışmış oldum ve tezimi Mesnevi üzerinden verdim.

Daha sonra sırası ile reklamcılık ve halkla ilişkiler üzerine bir seneye yakın bir eğitim gördükten sonra kendimi bir anda finans sektörünün içinde buldum:) komik değil mi? 19 sene finans sektöründe çalıştım, bunun 17 senesi aynı bankadaydı. 2017′ de Ufuk Tugutlu hocamdan bir seneye yakın, yüz yüze olarak nefes, reiki, meditasyon üzerine eğitimler aldım. Pandemi döneminde ise sektörden koparak, tamamen bu tarafa kanalize oldum. Nefes ve Meditasyon Koçluğu sertifikamı alarak profesyonel tarafa geçiş yaptım. Ardından farklı kurumlardan Nefes Teknikleri, Mindfulness ve temel yoga eğitimi aldım. Varoluşçu psikoterapi eğitimini tamamladım. Metin Bayrak’ tan P4C eğitmenlik eğitimini aldım. P4C çalışmalarını farklı bir instagram sayfası üzerinden yönetiyorum.

Online ve interaktif olmayan programlardan ise Uygulamalı Nefes Teknikleri, Hand Mudra, Meditasyon Öğretmenliği, Bilinçaltı Analizi ve Bilinçaltı Programlama, EFT, Ho’oponopono, Eğitim ve Öğrenci Koçluğu eğitimlerini aldım. Son olarak da Yüz Yogası Eğitmenlik Eğitimi’ ni tamamladım, artık Yaşamçiçeğinefesi’ nde yüz yogası da yapıyoruz.

Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman fark ettiniz?

Nefes harici, şu anda yoğunlaştığım diğer konulara ilgim lise yıllarında başladı. Hem nefes hem diğer alanlarda profesyonel çalışmalara katılmam ise ilk olarak 2017′ de başladı.

Bu alanla ilgilenmeye başladıktan sonra sizin hayatınızda neler değişti, hangi alanlarda açılım oldu?

Sanki baş rolünde kendinizi izlediğiniz bir filimdeydiniz ancak ne izlediğinizi farkında bile değildiniz. Birisi sizin senelerdir oturduğunuz o sinema koltuğuna yaklaşarak yavaşça omzunuza dokundu ve bu film senin filmin değil, dedi ve sonra o salondan çıktınız gibi. Aynı yollardan geçerken, aynı manzaralara bakarken her şeyin birden HD boyutuna geçmesi, düşüncelerin ve fizikselin her şeyin HD görüntüsüne geçmesi, An’ da kalabilmenin ve bu hissin değişikliği. Daha önce senelerdir binlerce kez yaptığınız şeyleri ilk kez yapıyor gibi olmak ve yaşamak.

Diyelim boynunuz kaşındı ve ellerinizi bu bölgeye götürerek kaşıdınız ancak anlıyorsunuz ki siz daha önce bunu hiç bu şekilde yapmadınız, daha önce hiç yüzünüzü yıkamamışsınız, hiç su içmemişsiniz :). Önceki dönemlerde önemli olaylar gerçekleştiğinde çok çok mutlu olurken duyduğunuz hislerin binlerce katını, ortada hiçbir neden yokken bile hissetmeniz. Kendi değerinizi, egoyla karıştırmadan, en üst planda tutabilmeniz. Değerinizi görmeye başladığınız anda başkalarının, canlıların, maddelerin değerini en üst planda tutabilmeniz.

Sorunlar geldiğinde onlara bakış açın, çözüm yolu arayışın, kabul durumuna geçme, kabul durumuna geçemediğin zamanlarda kabule geçemediğini fark edebilme, kabule geçemediğin zamanlarda bunun döngü şeklinde gelmesini fark edebilme. Antagonistle, dışarıdan ilişkinizde öz değerini ve hakkını korumaya çalışırken , içerden ona gülümsemen (Stefano D’Anna) Bilgi ve deneyimleri paylaşmanın güzelliğini duyumsama, olarak açılımlar oldu.

Uzmanlaştıktan sonra kendi hayatınızda ruhsal zihinsel ve bedensel olarak değişiklikler oldu mu?

Neleri fark ettiniz? Evet, yani yukarıda belirttiğim durumlar uzmanlaşmadan önce de vardı. Ancak profesyonel tarafa geçtiğimde, kendi hayatımda daha planlı bir program dahilinde çalışmalarımı düzenliyor ve aktarmam gerektiğinde de yine bir program dahilinde aktarıyorum.

Bu alanda uzmanlaşmaya ve başka insanların hayatına dokunmaya karar vermeniz nasıl oldu? Siz mi seçtiniz yoksa başka birileri mi sizi teşvik etti?

Finans sektöründen çıktıktan sonra gün içinde tüm ilgimi bu tarafa yönlendirebildim, yalnız ilginç bir şekilde profesyonel olarak bu tarafa geçmek aklımın ucunda bile yokken yine çok ani ve plansız olarak gelişen Nefes ve Meditasyon sertifika programına başvurmamla oldu.

Uzmanlaştığınız bu alan son zamanlarda oldukça popüler oldu, siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Evet, uzun süredir yoğun ilgi gören bir alan ve son yıllarda da tamamen popüler oldu. Öncelikle aslında çok kadim bir teknik. Sadece yogayla bağlantılı ve yogiler tarafından uygulandığını düşünsek de daha sonraki dönemlerde de 1920’lerde de Çin kaynaklı uygulamalar ve teknikler olduğunu, yine 1913-20 arası bir dönemde Elsa Gindler tarafından bu sefer batıda ortaya çıkarak bu tekniklerin uygulanmaya başlandığını görüyoruz.

Biz, ister farkındalıklı nefes çalışması istersek de sadece fiziksel bir egzersiz olarak nefes tekniği uyguladığımızda, çok net olarak hormon, kalp atış hızı, kan dolaşımında tespit edilen bir durum ortaya çıkıyor. Tüm beden olması gereken fonksiyonlarına dönüyor, zihin sakinleşiyor. Zihin, beden ve dış dünya hem kendi için de hem de birbiriyle dengede oluyor. Nefesimizi bedene, zihne, evrene uyumlayamazsak kendi içinde bunları ve bu üçünün de birbiri ile olan dengesini oluşturamayız.

Daha iyi bir zihin ve yaşam kalitesi için Nefes’ in çok etken olduğunu, uyumun yakalanması gerektiğini, uyumu yakalayabildiğimiz ölçüde fiziksel, zihinsel dengeyi oluşturabildiğimizi gördük. Nefes çalışmaları sanal veya tamamen meditatif çalışmalar değildir. Nasıl kas sağlığınızı korumak, zinde kalmak için spor salonuna gidiyor veya dış ortamlarda spor yapıyorsanız, nefes teknikleri de bu şekildedir. Mindfulness’ la hiç ilgisi olmayan birisi de, Nefes çalışmalarını tamamen fiziksel bir çalışma olarak gerçekleştirebilir. Bu durum daha geniş bir kitleye hitap etmesini ve sürdürebilir olmasını sağlıyor. Nefesle olan farkındalık ve dönüşümler, oldukça hızlı ve gözlemlenebilir olduğu için de yoğun ilgi görüyor.

Danışanlarınız en çok size hangi sorunlarla geliyorlar?

Öncelikle “nefese başlarsam … sorunum çözülecek, … durumu iyileşecek” diye bir koşullanmayı doğru bulmuyorum. En fazla getiriyi elde edenlerin, yaşam döngüsünde kendine vakit ayırmayı ve kendi zihin beden dengeleri üzerine farkındalığı ön amaç edinerek öz sevgi ve değerlerinden dolayı kendi ile ilgili çalışma yapmaya karar veren kişiler olduğunu gözlemliyoruz. Uyku düzensizliği, nefes kapasitesinin yetersiz oluşu, astım ve panik atak, öz değer ve öz sevgi eksikliği en bariz konular. Tabii bunlar için kişilerin öncelikle tıbbi destek almaları, ardından da destekleyici diğer çalışmaları kullanmaları gerekmektedir.

Özellikle odaklandığınız ve danışanlarınızda çözüm bulduğunuz alanlar nelerdir?

Gördüğüm ve bildiğim kadarı ile mevcut nefes çalışmalarının hepsi – eğitimcinin eğitimi, sertifikasyonlu çalışmalar haricinde – kısa süreli ve tek seferlik programlardı. Peki, spor yapmak isteyen birisi bunu zaman ve koşullar el verirse haftada ortalama 3 gün yapıyor, o halde biz nefesi neden bir spor egzersizine dönüştürmeyelim? Böylece, Ufuk hocamdan aldığım bir egzersiz fikri ile “Nefes Egzersiz Grubu” nu kurmuş oldum ve bir seneye yaklaşan bir zamandır kesintisiz olarak her ay devam eden bir çalışma oluştu.

Amaç şuydu, “Nefes teknikleri yapmaya başlamak istiyorum ancak tek başıma programlı bir şekilde yürütemiyorum, bir grupla belirli gün ve saatlerde koordine olarak yapabilirim” diyenlere “hoşgeldiniz” 🙂 demek. İlk oluştuğumuz zaman ay bazında haftada 3-4 gün olan ve süreklilik içeren bir başka bir çalışma yoktu ve takip ettiğim kadarı ile halen sektörde ilk ve tek grubuz. Şu anda Yaşamçiçeğinefesi’nde Nefes Egzersiz Grubu ve Yüz Yogası çalışmaları var. Mart ayında da Anahtar adlı çalışmaya başlamış olacağız.

Siz bir yandan da bildiğimiz kadarıyla sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu alanda en son gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyorsunuz. Bu konuda son zamanlarda neler yapıyorsunuz, hangi alana odaklanıyorsunuz?

Bu konudaki videoları ve dünya çapında öne çıkan nefes tekniklerini takip ediyorum. Nefesi destekleyecek çalışmaları da takip ediyorum. Mesela daha önce aldığım Varoluşçu Psikoterapi eğitimi, beni ve çalışmalarımı destekleyen önemli eğitimlerdendi.

Uzmanlık alanınızda gerçekleştirmek istediğiniz en büyük hayaliniz ve projeleriniz neler?

Nefes Egzersiz Grubu’ muz benim için çok değerli. Daha öncesinde yine aylık programlarda nefes’ in de olduğu atölyeler düzenlememe rağmen, Nefes Egzersiz Grubu benim için çok özel. Ve bu grubun çok çok daha fazla katılımcıyla, çok daha geniş kitlelere dokunarak güzellikle ve kolaylıkla genişlemesine niyet ediyor ve çalışıyorum. Son yıllarda bu alana ilgi oldukça arttı.

Özellikle sosyal medyada çok fazla bir bilgi kirliliği de yaşanıyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir konu ne kadar gündemde ise o konuda o kadar geniş veri tabanı ve bu genişlemenin de devamlılığı olarak bilgi kirliliği olabiliyor. Burada önemli olan bilginin “kirli” olduğunu nasıl bileceğiz? Meditatif tarafı kapsamayan ve fiziksel egzersiz niteliğinde olan çalışmalara baktığımızda, çok ekstrem durumlar haricinde, herkesin çalışmadan kendine göre bir fayda sağlayabileceğini düşünüyorum.

Spiritüel bazlı çalışmalar için değerlendirdiğimizde ise daha dikkatli yaklaşılması gerekiyor çünkü bu tür çalışmalarda ister istemez enerjisel alış verişler olabilmektedir.

Bedensel ruhsal ve zihinsel açıdan sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki bırakıyorsunuz?

Öncelikle benim görüşüme göre şunu ifade etmek isterim, bağlantılı oldukları olayları ve durumları değiştirmeye odaklanmak yerine kendimizi değiştirmeye odaklanmanın daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Yaşamlarımızda olumsuzluklar hep olacak. Nereden bakarsak bakalım, kadim öğretilerde, semavi dinlerde, Hint, Doğu ve Batı inanış ve felsefelerde kusursuz, acı ve sorundan uzak bir yaşam ne yazık ki yok.

Dünya’ dayız, ister tamamen fizik ve bilim bazında isterseniz tamamen spiritüel veya din kaynaklı ele alın, burası tamamen bir gül bahçesi değil. Aynı zamanda hem dürtüsel hem de düşünüşsel olarak kendimizi acıdan korumaya programlıyız ve iyi ki de öyleyiz. Yaşadığımız bu boyutta üzüntü diye bir kavram var diye, bütün yelkenleri suya indirseydik tüm dünya şu ana kadar çevrilmiş en arabesk filmi yaşıyor olurdu. Yani çok daha güzel, mutlu, keyifli bir yaşam isteme hakkımız çok normal ve bunu istiyoruz da.

Ancak bunu isterken sadece olaylar bazına değil de kendi özümüze yönlenmeyi ve kendimizdeki değişikliklere odaklanmayı daha faydalı buluyorum. Başımıza gelen olayları değiştirmeye kanalize olmak yerine kendi düşüncelerimizi, bakış açımızı ve algımızı değiştirirsek, gelen durumlar aynı olsa da bunları karşılamamız, misafir etme ve uğurlama şekillerimiz farklı olacaktır.

Bazı insanlar potansiyelleri olmasına rağmen değişim için adım atamıyorlar, bir türlü harekete geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?

Bazen değişim istediğimiz halde bu değişimle ilgili bir türlü gerekli imkan ve şartları yakalayamıyoruz bazen de değişimi biz istemiyoruz.

Zihin, mevcut yapıda kalmaktan memnundur, değişiklik istemez. Bilinçaltının davranış ve işleyiş modeline göre, mevcut konum şu ana kadar seni hayatta tutmuştur ve eğer hayattaysan mevcut konumun senin biliçaltın için süperdir. Bir şekilde uzun süredir devam ettirdiğin konfor alanından kendi seçimlerine bağlı olarak ayrılacak olursan da sana bariyerler koyar. Bariyerler bazen çok yüksek ve net algılanabilir bazen de sadece her değişiklik durumuna gittiğin zaman kendini yorgun ve halsiz hissetme, sürekli olarak yapman gereken başka şeyleri listende ön sıraya alarak yenisini erteleme gibi durumlar şeklinde olur.

Bazı kişiler kendileri ile ilgili çalışma yapmaktan hoşlanmıyor, bu alanda kendilerini çok rahatsız hissediyor, başlasa bile devam edemiyor. Bu tür durumlar da yine en bariz şekilde şöyle ikiye ayrılıyor. Kişi kendine kızgınsa, kendini affetme süreci başlamadıysa kendisi ile yüzleşmek istemiyor. Hatta bazen daha dip noktadan bakacak olursak, kişi ajitasyonundan ve kurban bilincinden besleniyor. Kendini, etrafındaki insanlara bu şekilde ifade ediyor ve onlar tarafından bu şekilde kabul gördüğüne ve sevildiğine inanıyorsa, bu kurban rolünü kaybedeceği için kendi iyileşme sürecini başlatmak istemiyor. (çoğunlukla bunu farkında olmadan yapıyor)

Yaptığınız işin ruhsal, psikolojik ve spritüel bir tarafı olduğu için bazı kişiler bu alana ön yargıyla yaklaşıyor. Hatta hiç inanmayanlar da var. Bu tarzda bir düşünceye sahip olanları nasıl ikna etmek gerekiyor?

Nefes için böyle bir durum söz konusu değil, yani Yaşamçiçeği’nde “Nefes Egzersiz Grubu” muzda tamamen fiziksel olarak nefes egzersizi yapıyoruz. Ruhsal, spiritüel tarafla bir çalışmamız olmuyor. Genel olarak ise evet kısa bir zaman öncesine kadar spiritüel taraf için çok fazla ön yargı vardı ancak gün geçtikçe azalıyor. Kişiler, kendileri hiç bir çalışma yapmamış olsa da etrafında ilgilenen insaların olumlu geri dönüşlerini bir şekilde duyuyor veya gözlemliyorlar. Bir bakıyorsunuz hiç ihtimal vermeyeceğiniz kişi bile artık bu tür çalışmalarda yer alabiliyor. Ancak onun haricinde ikna etme gibi bir duruma girilmemesi gerekiyor. Kişi tamamen kendi isteği isteği ile bu tür çalışmalar yapmayı seçmeli.

Kendi özel yaşamınızda arkadaşlıklarınızda bu uzmanlığınızı arka planda kullandığınız ve kişiler hakkında analiz yaptığınız durumlar oluyor mu? Neler gözlemliyorsunuz ve neler fark ediyorsunuz?

Bir arkadaşımla konuşurken arka planda analiz yapmıyorum. Yakın arkadaşlarımla sohbet ederken olur da analiz yapmam gereken ciddi bir durum söz konusu olursa ve bunu benden talep ederse de, analiz olarak değil de yeni bir pencere önerisi ile isterse değerlendirebilmesi için sunuyorum.

Bu alanda faaliyet gösteren diğer uzmanlardan farklı olarak neler yapıyorsunuz?

Hitap ettiği kitlenin genişliği, hem fiziksel bir egzersiz hem de algılayış biçimi ile ilgili meditatif bir çalışma olarak da uygulanabilir olması ve aylık bazda sürekliliği nedeni ile Nefes Egzersiz Grubu’nun farklı bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Ayrıca nefes haricinde yaptığımız çalışmalar da her çalışma bazında, hem bilinçaltı ve fiziksel tarafı hem de meditatif tarafı kapsayacak şekilde oluyor. Hangi taraftan yaklaşmak isterseniz o taraf için gereken verimi alıyorsunuz.

Hiç unutamadığınız bir danışan hikayeniz var mı? Size hangi sorunla geldi ve sürecin sonunda ne oldu?

Evet, bu örnekler oluyor. Özellikle özgüven ve kendiyle barışma durumlarında çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Mesela geçtiğimiz yaz bir grup üyemiz şöyle bir şey fark etti, daha önce denize girdiğinde ayakları mutlaka deniz tabanı ile temas etmeliymiş ve nefes çalışmalarından sonra çabasız bir şekilde çok rahat, farkında bile olmadan denizde açılmış. Biz bunun üzerine odaklı bir çalışma yapmadık sadece nefes ve genel olumlamalar yaptık ve bu kendiliğinden gelen bir dönüştü.

En çok geri dönüşler de uyku sorunları ile ilgili, hatta çok kısa sürede elde ettiğimiz geri dönüşlerden. Unutamama kısmı ile ilgili ayrıca şöyle bir örnek vereyim, gün içinde stresli ve yoğun bir iş süreci olan bir katılımcımız çalışmaya başladıktan 10-15 dk. kadar sonra oturduğu yerde nefes yaparken uykuya dalıyordu :)) grup çalışmamızı da çok aksatmayacak şekilde hafif bir uyarımın ardından onu uyandırarak çalışmaya devam ediyorduk :))) Vücut ve zihin gün içinde o kadar geriliyordu ki, nefese başlayınca gelen ani gevşeme anında uykuya dönüşüyordu.

Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri nasıl atlatıyorsunuz? Yaptığınız bu çalışmaları siz kendinizde nasıl deneyimliyorsunuz?

Öncelikle Nefes’i kullanıyorum. Gözlemci olmaya çalışıyorum. An’da kalarak mümkün olduğunca zihnimi ve bedenimi temiz tutmaya çalışıyorum.

Bu alanda hizmet almak isteyenlere ne tavsiye edersiniz? Hizmet alacakları uzmanlarda hangi özelliklerin olup olmadığına dikkat etsinler?

Önce nasıl bir çalışma yapmak istiyorsunuz, size hangisinin iyi geleceğini düşünüyor ve hissediyorsunuz. Bunu belirledikten sonra, örnek olarak şu anda konuştuğumuz alanlarda bir çalışma yapmak istiyorsanız bunun detayını belirlemeliler. Sadece fiziksel egzersiz olarak nefes tekniklerine mi eğilmek istiyorum yoksa spiritüel taraftaki çalışmalar da ilgimi çekiyor ve beni rahatlattığını düşünüyor muyum diye kendilerine sorabilirler. Bunları netleştirdikten sonra, mevcut çalışmalara bakarak karar vermeleri gerekiyor.

Sizin gibi profesyonel olarak bu mesleği yapmak isteyenlere ne tavsiye ediyorsunuz?

Yeterli bilgiye sahiplerse, bilgilerini sürekli olarak arttırabileceklerini ve ilgilerini koruyabileceklerini düşünüyorlarsa hiç durmasınlar. İlgiyi korumak da önemli. Profesyonel tarafa geçiş yaptığınızda sürekli olarak bu alana yoğunlaşmanız gerekiyor, takipte olmanız farklı alanlarla desteklemeniz gerekiyor.

Son olarak okuyucularımız için bir mesajınız var mı?

Bir süredir zor bir süreçten geçtiğimiz konusunda hemfikiriz. Bunun için sürekli olarak söylediğim bazı öneriler var. Artık hemen hemen tüm çalışmaları online olarak yapabiliyor ve alabiliyoruz. Birebir temas sağlayarak katılacağım bir çalışma için hazırlanma, evden çıkma, trafik, nasıl ulaşım sağlayacağım gibi gibi bir çok engelle karşılaşabiliyorum. Online çalışmalar bu şekilde değil ve ayrıca mekan kiralama türü ödemeler de devreden çıktığı için fiyat olarak da daha ulaşılabilir oluyor.

Az buçuk bir ilgimiz olsa da, bütçeme ve ilgime göre, meditasyon çalışması mı, nefes mi, felsefe mi, sanat tarihi mi, hızlı okuma mı, bir şekilde bir programa kayıt sağlamaya çalışmalıyım ve demeliyim ki ” benim, haftanın …. günü ….saatte …. çalışmam var”. Son mesajıma gelirsek de; Sevgi ve ışıkta, saygıda, değerlerde kalarak birbirimize en güzel şekilde dokunabilmek niyeti ile 🙂

Benzer

Yorum Yaz