Kişiye Önce Bir Bedeni Olduğunu Hissetmeyi Öğretiyorum – Burcu Varımlı

Editör

PMA®-NCPT Master Pilates Eğitmeni Burcu Varımlı ile Megareform Dergisinin 2023 Kasım sayısı için pilates üzerine çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Kendinizden bahseder misiniz?

Ben, Burcu Varımlı. 11 Haziran 1986’da Ankara’da doğdum. Babamın asker olması nedeniyle çocukluğumun büyük bir kısmı İzmir Foça başta olmak üzere farklı illerde geçti. 2010’da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldum.

7 sene özel bir bankada çalıştıktan sonra ruhumun çağrısı ile içsel bir yolculuğa çıktım. Pilates ve Yoga Eğitmenliği ile hem kendimi daha yakından tanıma fırsatı yakaladım, hem de ruhumun derinliklerinde ‘bütünün hizmetine hareket etme’ ihtiyacım ifade buldu.

Uzun bir süredir Fizyoterapistler için tasarladığım Pilates Eğitmenliği Sertifika Programı eğitimlerime ek olarak Psikosomatik bir alanda farklı çalışmalarla eğitmenlik ve mentorluk yapmaktayım.

Aynı zamanda doğuştan suya olan ilgim yüzme, tüplü dalış, rüzgar sörfü gibi hobilerle yıllar içinde gelişerek beni ‘Su Terapisi Uygulayıcılığı’na taşıdı.

Şu anda hobilerimi ve teknik bilgilerimi buluşturduğum bir dönemde Psikoloji lisans eğitimime devam ederken, suyla da daha derinlerime bir yolculuğu deneyimliyorum.

Bu alana olan ilginizi ilk ne zaman fark ettiniz?

Bankadan ayrılıp, crossfit ile ilgilendiğim bir dönemdi. O zaman bir arkadaşım alakasız bir zamanda “Keşke pilates eğitmeni olsan.”‘ demişti. İyi ki de olmuşum.

Pilates ile ilgilenmeye başladıktan sonra hayatınızda neler değişti, nasıl açılımlar oldu?

Hayat bizim yanımızda ve her an rehberlik ediyor aslında, duyup cesaretle harekete geçirebildiğimizde mucizeler görünür kılınıyor. Bana da öyle oldu, pilates beni tamamen açtı diyebilirim.

Önce bedenimi açtı, ufkumu açtı, vizyonumu açtı, çakralarımı açtı. Ben açıldıkça fırsatlar ayağıma geldi. Dünya’nın en iyi eğitmenlerinden eğitimler alma şansı yakaladım. Hiç bilmediğim alanların bilgileri akmaya başladı.

Cennet dedikleri bir yer vardı, orayı gördüm mesela.

Uzmanlaştıktan sonra kendi hayatınızda ruhsal zihinsel ve bedensel olarak değişiklikler oldu

mu? Neleri fark ettiniz?

‘İmkansız yok’, ’Geç değil’, ‘Kalbinin sesini dinle ama aklınla da dengele,’ ‘Ruh isterse herşey gerçek olabilir’, ‘Bedende taşıdığımız yükler aslında bize ait değiller’ ,‘Ne için yaratıldığını bul’ gibi kavramları farkedince ve doğru çalışmaları düzenli ve kararlı şekilde uygulayınca, bedenim istediğim, daha doğrusu özümdeki haline geri döndü. Gerçek bedenimle tanıştım yani.

Doğal halimle içsel barış imzalayınca kendimi her halimle sevmeyi öğrendim. Gerektiğinde de kendimde sevmediğim özellikleri itiraf etmeyi de tabi.

Pilateste uzmanlaşmaya ve başka insanların hayatına dokunmaya karar vermeniz nasıl oldu?

Dünyaya gelmeden önce ben seçtim, ama uzun bir süre hatırlayamamıştım. Sağolsun arkadaşım yolu hatırlatınca bana da yolu keyifle yürümek kaldı.

Pilates son zamanlarda oldukça popüler oldu, Siz bu ilgiyi nasıl yorumluyorsunuz?

Çünkü gerçek bir alan. Gerçeklere eminim ilgi gün geçtikçe daha da artar. Görünmez bağlarla bağlı olduğumuzu kabul edersek, her birimiz kendi üzerimizde hakiki bilgiyi emekle işledikçe, bir’den bütüne hızla yayılması bence çok kolay.

Uzman olduğunuz alanda öğrencileriniz size en çok hangi sorunlarla geliyorlar?

Omurga eklem ve duruş konuları başta olmak üzere, fiziksel alanda kilo verme ihtiyacı, ruhsal alanda kadınsal konular, zihinsel alanda da odaklanma sorunları başı çekiyor.

Özellikle odaklandığınız ve danışanlarınızda çözüm bulduğunuz alanlar nelerdir?

Özellikle eğitmenlere mentorlük yapmak beni çok tatmin eden bir alan. Dolayısıyla eğitimlerin çoğu anotomi ağırlıklı teknik bilgilerle dolu oluyor. Ama bu demek değil ki danışanlarım sadece eğitmenlerden oluşuyor. Hiç

çalışmayan, eğitmenlikle bağlantısı olmayan birçok danışanım var. Genellikle çalışma alanım, kişilerdeki hem fiziksel hem de enerjisel alanda çalışmayan parçaları çalışır hale getirmek.

Potansiyel bulucuyum desem yalan olmaz. İlk üniversitemde iktisat okuduğum için ‘kıt kaynaklarla maksimum fayda aramak’ hayat amacım oldu sanırım.

Bedenimizdeki sınırları farkedip maksimum fayda sağlayacak şekilde çalışmasını sağlıyoruz aslında.

Sürekli kendinizi geliştirmeye ve bu alanda en son gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyorsunuz. Bu konuda son zamanlarda neler

yapıyorsunuz?

Pilates, Nefes Terapisi, Mindfullness, Bioenerji, Yin Yoga, Kundalini Yoga, Tantra Yoga uzmanlaştığım alanların başında geliyor.

Bunlara ek olarak Şamanik Eğitimler, Kadim Bilgiler, Aile Dizimi, Regresyon, Ses Terapisi ilgilendiğim diğer alanlar. Aynı zamanda psikoloji lisans eğitimime devam ediyorum.

Bu ara edindiğim tüm deneyimleri birleştirdiğim Psikosomatik Çalışmalar içerisindeyim. Hem karada, hem de su içinde terapistlik yapıyorum. ‘Su Terapistliği’ benim şu anda geldiğim son nokta diyebiliriz.

Yaşam annemizin karnında suda başlıyor ve tüm potansiyelimiz su ile ilişkimizde saklı. Su ile çalışmaya başlayınca kişilerin hayatlarında kendi özlerine muazzam dönüşler başlıyor. En azından bende öyle oldu.

Gerçekleştirmek istediğiniz en büyük hayaliniz ve projeleriniz neler?

Barışın, sevginin olduğu herkesin birbirini anlayışla dinlediği bir ortamda, kendi sanat projemi Dünya’ya anlatmak.

‘Bak ben yaptım can kardeşim, sen de yapabilirsin’ mesajı verebilmek. Tabi önce kendi sanatımı bedensel, mental ve ruhsal olarak tamamlamam lazım. İzin verirsin bu konunun detayları bende kalsın.

Son yıllarda pilatese ilgi oldukça arttı. Özellikle sosyal medyada çok fazla bir bilgi kirliliği de

yaşanıyor. Siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eğitmen eğitimi veren bir hoca olarak söylemek isterim ki, tek eğitimle hoca olunmuyor. Kendini adamak, sürekli eğitim şart. En önemlisi de, öğrenciye vermek istediği bilgiyi önce kendi hayatında sindirmiş olmak.

Bunun için zaman önemli değil bence. Bazısı 3 yılda bazısı 30 yılda bu kıvama gelebiliyor. Hocanın kendi hayatında gelişim sağlamış olması çok değerli.

Sadece fiziksel bir gelişimden bahsetmek eksik olur ki, asıl yanılgı hocanın görünümü ile başlayabiliyor.

İnsanların farkındalıkları arttıkça hayatlarında yolunda gitmeyen ve kötü giden şeyleri değiştirmek istiyorlar.

Bedensel ruhsal ve zihinsel açıdan sizden hizmet alanlarda nasıl bir etki bırakıyorsunuz?

Kötü gidişatın temeli genelde, kişinin kendi özüyle, yani ruhunun arzusu ile bağlantısının kopmasından kaynaklanıyor. Beden, bu dünyada ruhun arzusunu yerine getirecek araç. Dolayısıyla kişiye önce bir bedeni olduğunu hissetmeyi öğretiyorum.

Beden farkındalığı geliştikçe olayların, duyguların kök nedenlerine doğru bir yolculuk başlıyor. Kişi dönüşüme kararlı ise, farkındalıkla somuta dökdükçe yol parlıyor diyebilirim..

Bazı insanlar potansiyelleri olmasına rağmen değişim için adım atamıyorlar, bir türlü harekete geçemiyorlar. Bunun sebebi nedir?

Enerjisel ve duygusal olarak bu konunun çok derin açıklaması var ama basitçe anlatacağım. Parlamaktan korkuyorlar çümkü! Kendi ışıklarından korkuyorlar. Ateşi ve yaratımı destekleyen güneşe gözlükle baktıkları gibi..

Kendi yollarında ,kendi doğrularınla ilerlerse çünkü toplumsal olarak sevilmeyeceklerini ,kabul görmeyeceklerini düşünüyorlar. Özgüven önemli. Ve her daim bu geliştirilebilir ancak henüz bilmiyor olabilirler. Doğru zaman gerek bazen.

Pilatese ön yargıyla yaklaşan, hatta hiç inanmayanlar da var. Bu tarz düşünenleri nasıl ikna etmek gerekiyor?

Ben bu konuları olabildiğince somut hali ile anlatmaya çalışıyorum. Ve olabildiğince kalp alanımdan bağ kurmaya çalışıyorum. Ruhsal edindiğim bilgileri bilimsel alanla birleştirerek ilerlemeyi seçiyorum. Kişilerin yargılarının nedeni, neyin neden yaptığını tam anlayamıyor oluşları. Kendi hayatımdan örneklerle de destekliyorum.

Zamanı geldiyse, yargısı değişiyor ve gelişiyor. Henüz zamanı gelmediyse, direniyorsa kalp bağlantımı devam ettirerek anlayışla kendi zamanına bırakmayı seçiyorum. İkna etmeye çalışmamayı öğreniyorum aslında ben de. Bazen bazı olaylara sadece şahitlik etmek gerekir, düzeltemeyiz. Burası da öyle bir alan.

Kendi özel yaşamınızda arkadaşlıklarınızda uzmanlığınızı arka planda kullandığınız ve kişiler hakkında analiz yaptığınız durumlar oluyor mu?

Çokca oluyor. Çünkü ben uzmanlığımı sadece iş olarak değil hayat misyonum olarak görüyorum. Eğer böyle bir şansım varsa, bana sorarlarsa görüşlerimi paylaşıyorum.

Aynı şekilde ben de karşı taraftan sürekli öğrenme halindeyim çünkü. Bu beni geliştiriyor. Öz halimizle duygularımızı ifade etmek, anda farkındalıkla kalabilmek çok değerli.

Nerede mümkünse orada gerçekleşiyor bu misyon. Kişisel sınırlar ve alana müdahale etmeden bunu koruyabilmek gerek tabi.

Bu alanda faaliyet gösteren diğer uzmanlardan farklı olarak neler yapıyorsunuz?

Bence hiçbirimiz birbirimizden daha iyi ya da daha kötü değiliz. Hepimiz bütünün çok değerli parçalarıyız ve birbirimizi tamamlıyoruz. O yüzden hepimiz en özgün hallerimizi ortaya koyuyoruz. Sadece şöyle söyleyebilirim; benim için önemli olan kalpten olmak, doğal olmak ve gerçek teknik eğitime sahip olmak.

Eğer ruhsal olarak büyük bir potansiyelimiz varsa bilimsel

kanıtlarla bunu destekleyecek kadar da dünyaya hizmetimizin olması gerektiğine inanıyorum. Eğer fiziken ya da teknik olarak iyiysek de o zaman da ruhsal ve mental konularla da kendimizi desteklememiz şart.

Hiç unutamadığınız bir danışan hikayeniz var mı? Size hangi sorunla geldi ve sürecin sonunda

ne oldu?

Çok var. Ama anlatmayacağım. Çünkü ikizler burcu olduğum için hangisine anlatmaya karar vermek beni çok zorlar. Şaka bir yana, danışan hikayelerini paylaşmayı çok tercih etmiyorum.

Siz hayatınızdaki dalgalı dönemleri nasıl atlatıyorsunuz? Yaptığınız bu çalışmaları siz kendinizde nasıl deneyimliyorsunuz?

‘Hiçbirşey kalıcı değil’ bunu biliyorum. Sonra da içime dönüp kök nedeni araştırıyorum. Mesele haline getirmiyorum.

Şu anda böyle birdeneyimin içinden geçtiğimi kendime hatırlatıp, buradaki açığa çıkan gerçek potansiyeli aktive etmeye çalıyorum.

Bu alanda hizmet almak isteyenlere ne tavsiye edersiniz? Hizmet alacakları uzmanlarda hangi özelliklerin olup olmadığına dikkat etsinler?

Uzmanını gözleri parlıyor mu? 🙂

Çünkü gerçekten sevdiği işi yapanların gözleri parlar.. Gerisi o kadar da önemli değil.. Hizmet alacakları uzmanın gözleri parlıyorsa doğru eğitimleri alacaktır zaten.. Eğitmenle karşılıklı bağ kurabilmek çok önemli.

Hayat boyu eğitim şart tabi….

Sizin gibi profesyonel olarak bu mesleği yapmak isteyenlere ne tavsiye ediyorsunuz?

Bu mesleği yaparken gözleriniz parlıyor mu? Parlamıyorsa, parlatacak yolu arasınlar mutlaka bulacaklardır.

Son olarak okuyucularımız için bir mesajınız var mı?

Kalp, anne karnında ilk oluşan organ.. Kalp her zaman hakikatı bilir ve iletir. Akıl ile kalp dengelenirse de işte o zaman insan tam olur.. Tam hisseder..Eksik parçamızı bu dengede aramalıyız..

Benzer

Yorum Yaz