Yönetici, Yazar ve Nefes Koçu Sarp Ertekin ile Megareform Dergisi için nefesin faydaları ve yaptığı nefes çalışmaları üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Selam herkese. Ben Sarp Ertekin. Bir prenses babasıyım. 20 yıldan uzun süredir global bir firmada kurumsal hayatta çalışmaya devam ediyorum. Üniversite yıllarından beri kişisel gelişime meraklı olsam da, 2015 yılına kadar yapmak istediklerini sürekli erteleyen ve tanımadığı kişilerle iletişim kurmakta zorlanan içine kapanık biriydim. 2015 yılında, çalıştığım şirketin eğitim programları kapsamında İngiltere’de düzenlenen 5 günlük bir koçluk eğitimine katılmamış olsaydım çok büyük ihtimalle de öyle kalmaya devam edecektim.
O beş gün hayatımın en önemli dönüm noktalarından biri oldu. Eğitim sırasında, yaptığımız bir kaç deneme seansında bana sorulan sorular sayesinde o zamana kadar kendimden bile sakladığım, gerçekleştirmek istediğim bir çok şeyi nasıl beklettiğimi fark ettim. Bir anlamda yaşamı nasıl ertelediğimle yüzleştim.
Koçluk beni o kadar etkiledi ki, içimi inanılmaz bir heyecan kapladı. Yıllardır beni neyin mutlu ettiğini bulmuştum. Bana ne olduysa bu başkalarına da olabilirdi. Ben de başkalarının hayatına dokunabilir, onların potansiyellerini keşfetmelerine vesile olabilirdim.
Koçluk yapmaya nasıl başladınız?
İngiltere’deki eğitimden döner dönmez, Türkiye’de de koçluk eğitimlerinı tamamlayıp gerekli sertifikasyonlarımı aldım ve yola çıktım. Öğrencilik yıllarımda farklı yerlerden birkaç burs alarak üniversiteyi bitirmiştim. Mezun olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne gittim. Orada geceleri çalışırken kazandığım parayla, gündüzleri okula giderek yüksek lisansımı tamamladım.
Öğrencilik yıllarımda etrafımda hep akıl verecek, yön gösterecek kişilerin olmamasının eksikliğini hissettiğim için şimdi boş vakitlerimi üniversite öğrencilerine gönüllü koçluk yaparak, onlarla deneyimlerimi paylaşarak geçiriyorum. Profesyonel koçluğa başlayınca danışanlarıma sorduğum soruları kendime de sormaya başladım.
Bu süreçte kendimle olan iletişimde de kat etmem gereken çok yol olduğunu fark ettim. Bu farkındalık beni bambaşka ve yepyeni bir alana daha yönlendirdi. Uzun yıllardır ihmal ettiğim ve bastırıp duymamazlıktan geldiğim iç sesime. Yani özüme. Böylece 2017 yılında, arkadaş tavsiyesiyle bir nefes seansına katıldım. Seansın sonunda gerçek manada nefes almadığımı fark etmek ise benim için tam bir uyanış oldu.
O güçlü deneyimin ardından birkaç kez daha nefes seansı aldım ve ardından “nefes koçu” olmaya karar verdim. Bu karar yaşamımda tam bir huzur halini yakalayarak dengeye gelmemi sağladı. Artık hem madde dünyasında yapılması gerekenleri yapıp kolayca harekete geçiyorum, hem de özümle bağlantıda kalarak içsel huzurumu besleyebiliyorum.
Hatta, nefes koçluğu sayesinde “vaktim yok, çok yoğunum” diyerek 10 yıldan fazla ertelediğim kitap yazma hayalimi bile gerçekleştirdim ve ortaya “İç Sesini Aç” çıktı. Şimdi yaptığım tüm çalışmalarda başkalarının da iç seslerini açmalarına ve daha huzurlu bir yaşam sürmelerine yardımcı oluyorum.
Bir kişinin limitleyici nefes alışkanlığı varsa kendi ile olan ilişkisinde, özel hayatında veya iş yaşamında bir türlü taşlar tam olarak yerine oturmuyor ve tarifi zor bir huzursuzluk yaşıyor. Kurumsal hayatta yaşadığım deneyimlerde ve yaptığım koçluk görüşmelerinde nefes üzerinde çalıştıkça yaşadığımız sorunlara bakış açısının değiştiğini ve bedensel, zihinsel ve ruhsal sorunların üstesinden daha kolay gelindiğini görüyorum.
Bu yüzden daha mutlu daha huzurlu ve daha başarılı bir yaşam için herşeyden önce “nefes” alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiğine inanıyorum.
Nefes yaşam kaynağımız. İlk nefesimizi aldığımız andan, son nefesimizi verene kadar bu yaşamda nefes alıp vermeye devam edeceğiz. Bunu hepimiz gibi ben de biliyordum. Ama nefes koçu olana kadar, nefes hakkında birçok şeyi bilmiyormuşum. Beni en çok şaşırtan şey her birimizin nefesinin parmak izimiz gibi diğer insanlardan tamamen farklı ve bize özel olduğuydu.
Kimimiz nefes almadan önce bekliyor, kimimiz nefesi bırakırken zorlanıyor, kimimiz ise kesik kesik nefes alıyoruz. İşin ilginç yanı nasıl nefes alıyorsak da öyle bir yaşam sürüyoruz. Maalesef birçok kişi zamanla edindiği yanlış nefes alışkanlığına bağlı olarak nefes kapasitesinin çok ufak bir kısmını kullanıyor.
Nefes Alışkanlıkları Nasıl Oluşuyor?
İçinde bulunduğumuz şartlar, ekonomik ve sosyal koşullarımız, ailemiz, çevremiz ve toplum zaman içinde bizi duygusal ve ruhsal açıdan etkileyerek çeşitli duygulara sokuyor Yaşadığımız olaylar, üzüntüler, stres, kaygı ve endişeli durumlarda her seferinde bir duyguya girdiğimizde solunum sistemimizde de bazı değişiklikler oluyor.
Heyecanlandığımızda, öfkelendiğimizde hızlı hızlı nefes alırken, strese veya derin düşüncelere girdiğimizde nefes almayı unutuyor, nefesimizi bırakmadan önce bir müddet tutuyor ya da oflayarak puflayarak bırakıyoruz. Zamanla bu duygular yoğunlaştıkça, gündelik yaşamımızda nefes alıp verme şeklimiz yeme içme alışkanlığı gibi bir nefes alışkanlığına dönüşüyor.
İşte tüm bu duygu değişimleri uzun vadede bizlerin nefes alışkanlıklarımızı değiştirmemize, kısıtlı ve sığ nefesler almamıza sebep oluyor. Genelde yiyecek ve içeceklerde doğal ürünler tüketmeye gösterdiğimiz özeni nefes alışverişimize göstermiyoruz. Tam, doğru ve doğal şekilde nefes almak yerine kısıtlı, belki sadece bizi hayatta tutacak kadar nefes alıyoruz.
Oysa doğru nefes almak bizi rahatlatıp hayat kalitemizi arttırırken, hatalı nefes alımı bedende bazı hastalıklara ve tıkanıklıklara yol açıyor. Sonuç olarak önce fiziksel sağlığımız, daha sonra zihnimiz, son olarak da psikolojimiz & ruhsal durumumuz olumsuz şekilde etkileniyor. Ben gemi inşaat mühendisiyim.
Mühendis kökenli olunca analitik zeka daha baskın oluyor. Bir arkadaşımın tavsiyesiyle nefes seanslarına katılana kadar çok fazla spiritüel ve ruhsal konulara ilgim yoktu. Bu yüzden daha önce hiç denememiş olanların nefes seansları hakkında tereddüt yaşamalarını çok iyi anlıyorum.
Bununla birlikte bilimsel olarak nefes ile vücuda giren oksijen miktarının artmasının hücrelerin canlanmasına, yenilenmesine, yaşam enerjisinin yükselmesine ve sonuç olarak da yaşamdan alınan keyfin fazlalaşmasına sebep olduğu ispatlanmış durumda.
Kaldı ki vücuda herhangi bir ilaç, katkı maddesi, ya da kimyasal almadan en doğal şekilde sadece nefesin gücüyle şifalanmak ve zihni dinginleştirmek mümkün oluyor. Yüzyıllardır nefes hem tasavvufta hem de doğu öğretilerinde meditasyon ve ruhsal arınma için kullanılan en etkili yöntem.
Nefes Koçluğu Tam Olarak Nedir?
Nefes Koçluğu; nefesi bir davranış biçimi olarak inceleyen sistemdir. Nefes seansı ise, ağızdan derin nefesler alırken kişinin nefesindeki limitleyici alışkanlıklarının analiz edildiği, analiz sonrası tespit edilen probleme uygun nefes alma ve bırakma yöntemlerinin kullanıldığı çalışmalardır.
Nefes Seanslarında Bir Koç Olarak Neyi Amaçlıyorsunuz? Nefes seansı esnasında danışanın bedeninde diyaframın ve ciğerlerin tam kapasite kullanılmasını amaçlıyorum. Kişinin nefes alışverişi sırasında zihnine gelen düşüncülere, duygusal ve ruhsal olarak yaşadığı olaylara takılmadan alabildiği kadar büyük ve derin nefesler almasına, aldığı nefesi de bekletmeden kolaylıkla bırakmasına destek oluyorum.
Nefes Koçluğunu Nasıl Yapıyorsunuz?
Nefes Koçluğu seanslarında danışanlara yardımcı olabilmek için uyguladığım aşamaları şöyle sıralamak mümkün: 1. Nefes Koçluğu İle İhtiyaçların Belirlenmesi Seanstan hemen önce danışana bir koçluk görüşmesi yapıyorum ve danışanın iyileştirmek istediği noktaları tespit ederek buna göre koçluk yöntemini belirliyorum.
Bu ilk kısımda tamamen profesyonel koçluk görüşmesi şeklinde geçiyor.
2. Danışanın Nefesinin Analiz Edilmesi Koçluk görüşmesi sona erdikten sonra nefes seansı sırasında üzerinde çalışacağımız aksiyonları ve niyetimizi belirleyip nefes seansına geçiyoruz.
Önce danışanın genel nefes alış verişini analiz edilerek, nerede hatalı bir nefes alışkanlığı olduğunu inceliyorum. Doğru nefes alınıp veriliyor mu, karından nefes alınıyor mu, diyafram kullanılıyor mu? Bunları dikkatle gözlemliyorum.
3. Doğru ve Bağlantılı Nefes Alıp Verdirme Nefes seansı sırasında danışanın yakınında olmak, ona doğru şekilde nefes aldırabilmek açısından çok önemlidir. Seans esnasında bir mata uzanan danışana, ara vermeden bağlantılı nefes alıp verdirilerek, vücuda alınan nefesin kesintisiz olarak, ulaşmadığı noktalara ulaşmasını sağlıyorum.
4. Gerekli Noktalara Baskı Uygulayarak Kapasiteyi Artırmak Nefes seansı esnasında danışanın bedeninde diyaframın ve ciğerlerin tam kapasite kullanılmasını amaçlıyorum. Kişinin nefes alışverişi sırasında zihnine gelen düşüncülere, duygusal ve ruhsal olarak yaşadığı olaylara takılmadan alabildiği kadar büyük ve derin nefesler almasına, aldığı nefesi de bekletmeden kolaylıkla bırakmasına destek oluyorum.
5. Meditasyon ile Kapanış Nefes seansının sonunda nefes alış verişi alışkanlığı değişen danışan, nefesini kontrol etmeyi bırakır. Böylece nefesi kendisi yapmaz. Nefes tıpkı bebekliğindeki gibi kendiliğinden olur. Danışan o esnada çabalamayı bırakır, tam bir teslimiyet halinde nefesin bedenine girip çıkması sadece izler. Bu en büyük rahatlama, anda kalma ve zihnin tüm düşüncelerinden arınma halidir.
Nefes Seansı Alan Kişilerde Ne Gibi Faydalar Sağlıyor?
Artık bugün tıbben ispatlanmış bir gerçek var. O da şu: Doğru nefes alarak hastalık riskinizi azaltabilir ve sağlığınızı iyileştirebilirsiniz. Derin nefes almanın ve alınan nefesi uzun ve yavaş bir biçimde bırakmanın, kişiye fiziksel, duygusal ve manevi açıdan bir çok fayda sağladığı kanıtlanmış durumda.
Örneğin dakikada ortalama 12-24 kez nefes alan kişilerde, dakikada 5-6 kez nefes alanlara göre, 4 kat daha fazla kaygı ve panik atak sıklığı, dikkat sorunları, yüksek tansiyon, depresyon ve obezite riski görülüyor. Nefes seanslarının bize sağladığı en önemli faydalar şunlardır:
Anda kalmak Vücuda giren oksijenin artması Yaşam kalitesinin artması Stres ve anksiyeteyi gidermek Dinginleşmek ve huzurlu olmak Zihindeki negatif düşüncelerden kurtulmak Odaklanmayı ve konsantrasyonu arttırmak Yaşamdan keyif almayı sağlamak
Nefes herhangi bir kimyasal veya ilaç kullanmadan kendinize fayda sağlayabileceğiniz en doğal yöntemlerden biri. O yüzden bugüne dek henüz nefesle tanışmayanları ilk fırsatta bir nefes seansı deneyimlemeye ve farkı gözlemlemeye davet ediyorum.
